ABD'nin İran'a yönelik ambargosunu deldiği iddiasıyla tutuklanan Türkiye ve İran vatandaşı iş adamı Reza Zarrab'ın tanık olarak ifade verdiği davada suçlu bulunan eski Halkbankası Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla’nın New York’taki davanın ‘tek kurbanı’ olduğunu savunan gazeteci Cüneyt Özdemir, "Hakan Atilla tutuklandığı ilk andan itibaren devletinin arkasında duracağına inandı ama görünen o ki yanıldı. Resmi ya da gayrı resmi görüşmelerin hiçbirinde bu adamın adı anılmıyor. Yahu bu adam Türkiye'ye inanmak ve kendisine verilen emirleri yerine getirmek dışında ne yaptı!” ifadelerini kullandı.
ABD’nin New York kentinde görülen dava sonrasında Reza Zarrab’ı ‘FETÖ'nün sahiplendiği yorumunda bulunan Özdemir, "Türkiye yurtdışında, ne Sarraf davasını, ne Afrin meselesini, ne Suriyeli mültecilere neler yaptığını, ne de bunun gibi diplomatik bir çok şeyin PR'ını ve iletişimini tek elden yönetemiyor. İçe yönelik propoganda, dışarıda işlemiyor. Sonuç her seferinde mecburen hayalkırıklığı!” dedi.
Lafa bak... insanların hayatının önemi yok mu?!? Yuh! https://t.co/gxjK4ZRXcJ
— cüneyt özdemir (@cuneytozdemir) March 28, 2018
"Ben bu kadar kendinden vazgeçmiş bir kitleye neden yayın yapmak için çabalıyorum!"
Öte yandan ‘organize trollerin’ saldırısı altında olduğunu savunan Özdemir, “Siz bunu izleyip susuyorsunuz. Ulan yuh be hepinize.. Bu kadar mı korktunuz, korkaksınız? Hiç mi destek kelimeniz bile yok! Ben bu kadar kendinden vazgeçmiş bir kitleye neden yayın yapmak için çabalıyorum! Utanın!” diye tepki gösterdi.
Bir süredir yurtdışında yaşayan Özdemir’in konuyla ilgili Twitter’dan yaptığı paylaşımların tamamı şöyle:
"Bugüne kadar Türkiye-ABD görüşmelerinde bir kez bile Hakan Atilla'nın adını duydunuz mu? 11 Nisan'da Rıza Sarraf davası sonuçlanacak.Bu davanın tek kurbanı Halk Bankası çalışanı ve tüm suç üzerine yıkılan bu adam olacak. Neden bu adamın adı Türkiye tarafından hala hiç anılmıyor?
"Rıza Sarraf Türkiye'yi sattı; Hakan Atilla ise devletine güvendi, biat etti, inandı"
"Oysa ABD mesela Türkiye ile bütün görüşmelerinde Manisa'da tutuklanan bir rahibi gündeme getiriyor, iadesini istiyor. Bugüne kadar Türkiye, ABD'ye sadece Rıza Sarraf için girişimlerde bulundu ve Rıza Sarraf Türkiye'yi sattı. Hakan Atilla ise devletine güvendi. Biat etti. İnandı.
"Hakan Atilla tutuklandığı ilk andan itibaren devletinin arkasında duracağına inandı ama görünen o ki yanıldı. Resmi ya da gayrı resmi görüşmelerin hiçbirinde bu adamın adı anılmıyor. Yahu bu adam Türkiye'ye inanmak ve kendisine verilen emirleri yerine getirmek dışında ne yaptı!
"Bir demeç bile yok mu yahu!"
"Rıza Sarraf'ın dizayn ettiği Çikinova yöntemi unutulup, Hakan Atilla'yı bütün bu organizasyonun mimarı gibi cezalandırılması bence absürt olacak. Ama olacak! Peki buna Türkiye'nin bir cevabı yok mu? Olmayacak mı? Bir demeç bile yok mu yahu!
"Rıza Sarraf davası sonrasında bana yönelik küresel Fetöcü (tanıdık organize) tepkiye bakınca tuhaf olan şu; düne kadar AKP'nin sahip çıktığı Rıza Sarraf'a itiraflarından sonra FETÖ sahiplenmiş durumda. Hakan Atilla ise ofsayta düşmüş memur konumunda. Çok acayip değil mi?
"Türkiye yurtdışında, ne Sarraf davasını, ne Afrin meselesini, ne Suriyeli mültecilere neler yaptığını, ne de bunun gibi diplomatik bir çok şeyin PR'ını ve iletişimini tek elden yönetemiyor. İçe yönelik propoganda, dışarıda işlemiyor. Sonuç her seferinde mecburen hayalkırıklığı!
"Hiç mi destek kelimeniz bile yok"
"24 saattir organize trollerin saldırısı altındayım ve siz bunu izleyip susuyorsunuz. Ulan yuh be hepinize.. Bu kadar mı korktunuz, korkaksınız? Hiç mi destek kelimeniz bile yok! Ben bu kadar kendinden vaz geçmiş bir kitleye neden yayın yapmak için çabalıyorum! Utanın!
Tek başıma bu küresel trollerin tehditleriyle başbaşayım. Hepiniz sustunuz, korktunuz. Fetö bitmiş filan değil. Sosyal medyayı Fetö yıllarca manipüle etti hala çatır çatır edebiliyor. Hiçbir zaman umurumda olmadı. Şimdi de değil, inandığımız her şeyin sonuna geldik sanırım!"