Gündem

Hak örgütleri: Hak ihlallerinde bulunan askerler YAŞ'ta terfi ettirilmemeli

İnsan hakları üzerine çalışan sivil toplum kuruluşları, 'hak ihlallerine ismi karışan askeri personelin Yüksek Askeri Şura toplantısında terfi ettirilmemesi gerektiği'ne dair bir ortak açıklama yayımladı

01 Ağustos 2013 20:31

Türkiye'de insan hakları üzerine çalışmalar yürüten sivil toplum kuruluşları yaptıkları ortak açıklamada, bugün başlayan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında, "suç işleyen, insan öldüren, işkence yapan askeri personelin terfi ettirilmemesi" yönünde bir çağrıda bulundu.

Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Helsinki Yurttaşlar Derneği, İnsan Hakları Derneği, İnsan Hakları Araştırmaları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından yapılan ortak çağrıda, "askeri personel tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlallerinde en etkili unsur olan 'cezasızlık politikası' yoluyla hukukun üstünlüğü ilkesinin yok sayıldığı" ifade edildi.

"İnsan öldürmelere, kaybetmelere, işkenceye, tecavüze ve her türlü hukuk dışı uygulamalara karışmış isimlerin terfi ettirilmemesi ve yargılama sonuna kadar görevden el çektirilmesinin gerekliliğine" vurgu yapılan açıklamada, "adaletin yerine getirilmesinin demokratikleşme ve barış sürecinin vazgeçilmez bir önkoşulu olduğu" vurgulandı.

STK'lar tarafından yapılan ortak açıklama şöyle:

 

'Demokratikleşme ve barış sürecinin önkoşulu adaletin tesisidir'

 

1-4 Ağustos tarihleri arasında yapılacak Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında, suç işleyen, insan öldüren, işkence yapan askeri personel terfi ettirilmemelidir.

Güvenlik güçleri tarafından gerçekleştirilen insan hakları ihlallerinin tekrarlanmasında ve kullanılan şiddetin yüksek seviyelerde sıklıkla gerçekleşmesinde etkili olan en önemli unsur, sistematik bir hal alan 'cezasızlık politikası'dır.

Cezasızlık uygulamalarının arkasında, yetkili amirlerin soruşturma izni vermeyerek suçun cezalandırılmasını engellemeleri olduğu kadar, adli mercilerin yeterli, etkin ve hızlı bir soruşturma ve yargılama faaliyeti yürütmemeleri sorunu da yatmaktadır.

 

'Hukukun üstünlüğü ayaklar altına alınıyor'

 

Mevcut yasalarımızda suç olarak tanımlanmasına rağmen cezasızlık zırhı ile korunan kamu görevlileri, sadece vicdanlarda yara açmakla kalmamakta, demokrasiler için vazgeçilmez olan hukukun üstünlüğü ilkesini de ayaklar altına almaktadır.

Bununla beraber, bir başka uygulama daha hem vicdanları sızlatmakta hem de demokratik işleyişin yolunu tıkamaktadır. Bu da, söz konusu suçlara karışmış olan memurların görevlerine devam ettirilmeleri, terfi ettirilmeleri, hatta kimi zaman da ödüllendirilmeleridir.

Adalet sisteminin ve siyasi iktidarların, insanlığa karşı işlenen suçların failleri olan bu kişiler üzerindeki tereddüdü hızlı ve adil bir yargılama ile kaldırması gerekmektedir. İnsan öldürmelere, kaybetmelere, işkenceye, tecavüze ve her türlü hukuk dışı uygulamalara karışmış isimler terfi ettirilmemeli ve ödüllendirilmemelidir. Bu insanlar suçluysa cezalandırılmalı, suçsuz ise isimleri etrafında oluşan şaibe kaldırılmalıdır.

Ağustos ayı başında yapılacak YAŞ toplantısı sonucunda, yine bazı askeri personelin terfi ettirilmesi söz konusu olacaktır.

 

'Musa Çitil hâlâ görev başında'

 

Hakkındaki suçlamalara rağmen görevinin başında tutulan ve terfi ettirilen kişiler arasındaki en çarpıcı örneklerinden biri ve hali hazırda Ankara Jandarma Bölge Komutanı olan Musa Çitil’dir.

Musa Çitil, Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianameye göre, 13 kişinin “gerek bizzat gerekse verdiği talimatlarla ölümlerine sebep olduğu, bu şekilde çok sayıda ölen-öldürülen şahıs olduğu, birçok insanın haksız yere gözaltına alınarak işkencelere maruz bırakıldığı” gerekçeleriyle halen Çorum Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaktadır.

Savcılık, Çitil hakkında “Derik İlçe Jandarma Komutanı olduğu dönemde görev sahasında ikamet eden sivil vatandaşla terörist unsurlar arasında herhangi bir ayrım yapmadığı, vatandaşı potansiyel terörist olarak gördüğü… sivil vatandaşları çeşitli şekillerde ve tamamen keyfi bir şekilde öldürdüğü, bu konuda son derece fütursuz davrandığı… bunun ötesinde İlçe Jandarma Karakolu’nda bulunan nezarethanede çok sayıda şahsa işkence yaptığı ve uzun süre soğukta aç ve susuz olarak beklettiğinin tespit edildiği fakat suç tarihi itibariyle 765 sayılı kanuna göre zamanaşımı dolduğundan soruşturma dosyasına dahil edilmediği sadece zaman aşımı süresinin dolmasına az bir süre kalan cinayet iddialarının ileri sürüldüğüne… kanaat getirilmiştir” iddiasında bulunmaktadır.

 

'Çitil ve benzeri suçlamalarla yargılananlar terfi ettirilmemelidir'

 

Çitil hakkında mağdur yakınlarının şikâyet ve beyanları yeni değildir. Tehditlere, baskılara ve yeterli bir soruşturma yapılamamasına rağmen mağdur yakınları yıllardır şikâyetlerini ısrarla sürdürmektedirler. Buna mukabil Ağustos 2009 Yüksek Askeri Şura kararları uyarınca, Jandarma Kurmay Albay Musa Çitil, Tuğgeneralliğe yükseltilmiştir.

Musa Çitil’in, bu kadar korkunç suçlamalar ile yargılanmakta iken görevde kalması başta mağdur yakınları olmak üzere, kamu vicdanını da yaralamaktadır. Musa Çitil’in yargılanması sonlanana kadar her türlü terfi işlemleri durdurulmalı ve görevinden de uzaklaştırılmalıdır.

Demokratikleşme ve barış sürecinin vazgeçilmez önkoşulu adaletin yerine getirilmesidir. Hali hazırda bu konuda beklenen adalet henüz tecelli etmediği gibi, zanlıların ödüllendirilmesi de, gerek mağdur yakınlarının gerekse kamu vicdanının incinmesine yol açmıştır.

Çitil ve benzeri suçları işlemekten yargılananlar terfi ettirilmemeli, yargılama sonuna kadar görevlerinden el çektirilmelidir!

Hakikat, Adalet, Hafıza Merkezi
Helsinki Yurttaşlar Derneği
İnsan Hakları Derneği
İnsan Hakları Araştırmaları Derneği
İnsan Hakları Gündemi Derneği
İnsan Hakları ve Mazlumlar için Dayanışma Derneği
Türkiye İnsan Hakları Vakfı