Daha önce pek çok olayla gündeme gelen Harmandalı Geri Gönderme Merkezi TBMM raporlarında övüldü. TBMM raporunda Harmandalı ve Aydın Geri Gönderme Göç Merkezleri için, “Merkezlerin fiziksel durumlarının, sosyal donatılarının gayet iyi durumda olduğu müşahede edilmiş, merkezlerde çalışan personelin alanında profesyonelleştiği gözlemlenmiştir” denildi.
Hürriyet'ten Banu Şen'in haberinde İçişleri Bakanlığı tarafından işletilen İzmir Geri Gönderme Merkezi'nin sahip olduğu donatı ve insan haklarına gösterilen özenle TBMM raporlarına girdiği ifade edildi.
Fakat söz konusu göçmen merkezinin isminin daha önce olaylarla anıldığı biliniyor.
Geçen sene İzmir Geri Gönderme Merkezi'ndeki insan hakları ihlallerini protesto etmek için toplanan bir grup eylem yapmıştı. Eylemde konuşan Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Cem Terzi Gönderme Merkezi'nin pencerelerinden atılan çığlıkları duyduklarını söyleyerek, "Burada tutulan mülteciler neden pencerelerden çığlıklar atıyor ve imdat diye haykırıyorlar? Bu merkezde idari gözetime alınan mülteciler, 24 saat içinde sadece 15-20 dakika havalandırmaya çıkartılmakta, bu süre dışındaki tüm zamanlarını 5-6 kişilik odalarda, kapılar üzerlerine kilitli olarak hapis halinde geçirmektedirler. Kurumda kişilerin gündelik yaşamlarında haberleşmek, eğlenmek, öğrenmek gibi temel ihtiyaçları için gerekli olan televizyon, dergi-kitap, internet, kurslar gibi olanaklar bulunmamaktadır.' ifadelerini kullanmıştı.
Merkezin dışarıdan gözüktüğü gibi iyi şartlara sahip olmadığını ifade eden Terzi, ''Dışardan baktığımızda; yeni, fiziki koşulları iyi gibi görünen bu merkezin içinde, insanlar dış dünyadan tamamen izole edilerek, adeta cezaevi koşullarından daha ağır gözetim koşullarında yaşamaktadırlar. Kimi odaların günışığı görmediği ve sıcak su erişimi olmadığı, dışarıdan yakınlarının getirdiği şampuan, diş macunu gibi kişisel bakım ürünlerinin içeri alınmadığı bilinmektedir. İnsanlara verilen yemeklerin doyurucu ve besleyici olmadığı, meyve ve sebze ihtiyacının karşılanmadığı ifade edilmektedir" demişti.
Öte yandan Evrensel'de yayınlanan habere göre söz konusu merkez hakkında inceleme yürüten Avukat Hatice Sönmez, mültecilerin kodlama sistemiyle ayrıştırıldığını, bebeklere dahi “Yabancı Terörist Savaşçı” anlamına gelen “YTS89” kodu verildiğini söylemişti. Sönmez, merkez için 'cezaevi' benzetmesi yaparak “F Tipi Cezaevlerini aratmıyor. Çocuk, bebek, orta yaş grubu ve yaşlılar aynı odada bırakılıyor” ifadesini kullanmıştı.
TBMM raporunda göçmen merkezi için şu ifadeler kullanıldı:
“Merkezlerde yaşamakta olanlarla yapılan görüşmelerde kötü muamele veya işkenceye dair hiçbir şikâyet gelmemiştir. Acil ve temel sağlık hizmetlerinin karşılandığı, her gün doktorun bulunduğu tespit edilmiştir. İdari gözetim, sınır dışı hususlarındaki kararlarla birlikte tebligatın ve kanuni süreç ve haklar hususunun 17 ayrı dilde yapıldığı, avukata ulaşımın kolay ve mümkün olduğu, kararlara karşı davaların açıldığı tespit edilmiştir. Telefon hizmetlerine erişimin mümkün olduğu, gazetelere erişim imkânı verildiği görülmüştür. Çocukların yüksek yararı gözetilerek ayrı yerde barındırıldıkları, eğitim, oyun alanları olduğu, bu bölümde öğretmenlerin, psikologların çalıştığı tespit edilmiştir. Refakatsiz çocuk bulunmamaktadır. Valilikçe denetimleri yapılmaktadır. Günde 4 saat havalandırmaya çıkmak mümkündür.”
Kimler sınır dışı ediliyor?
Geri Gönderme Merkezleri, sınır dışı edilmek üzere hakkında idari gözetim kararı alınan yabancıların geçici olarak tutulduğu ve bu süre zarfında temel insani ihtiyaçların karşılandığı yerlere deniyor. Ancak dünyada pek çok ülke geri gönderme merkezlerinde bu insani ihtiyaçların karşılanmasına dikkat etmiyor. Türkiye’de 6 geri gönderme merkezi bulunuyor.
Sınır dışı edilmesi gerekenler: Teröre bulaşanlar. Gerçek dışı bilgi ve sahte belge kullananlar. Türkiye’de geçimini meşru olmayan yollardan sağlayanlar. Kamu düzeni ve kamu sağlığı açısından tehdit oluşturanlar. Vize süresi 10 günden fazla aşanlar, vizesi ve ikamet izinleri iptal edilenler. İzinsiz çalışanlar. Yasal giriş-çıkış hükümlerini ihlal edenler. Giriş yasağına rağmen gelenler. Uluslararası koruma başvurusu reddedilen, Türkiye’de kalma hakkı bulunmayanlar. Geri gönderme merkezlerindeki idari gözetim süresi altı ayı geçemiyor ancak gerekli prosedürlerin uzaması halinde süre altı ay daha uzatılabiliyor.