HaberTürk yazarı Muharrem Sarıkaya, HDP'nin kapatılması hakkındaki davaya ilişkin, "Nereden bakılırsa bakılsın HDP davasına tam odaklanılması Şubat sonundan önce olanaklı görülmüyor" dedi.
Sarıkaya, Anayasa Mahkemesi'nin 1-31 Ağustos tarihleri arasında rutin yaz tatiline girdiğini hatırlatarak "Adli Tatil de normalde 20 Temmuz’da başlıyordu; ancak bu yıl 15 Temmuz tatili sonrası Kurban Bayramı’na denk geliyor. O nedenle Anayasa Mahkemesi’nin de 15 Temmuz sonrası çalışması ihtimal dahilinde görülmüyor. Ayrıca dün Ankara Temsilci Yardımcımız Fevzi Çakır önemli bir detayı yakaladı, HDP davasını yürütebilmesi için, Siyasi Partiler Yasası’ndan kaynaklanan nedenle Anayasa Mahkemesi geçmişte de bir kez yaptığı gibi kendi kendine dava açması gerekiyor. Neden de Anayasa ile Siyasi Partiler Kanunu arasındaki çelişki… Anayasa’da siyasi partilerin temelli kapatılması için üçte iki çoğunluk ararken, Siyasi Partiler Yasası’nda uyum gerçekleşmediği için bu oran 5’te üç olarak duruyor. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) bu çelişkili durumu kaldırması için de bir hazırlık yapıp, bunun Genel Kurulu’nda karara bağlaması gerekiyor" dedi.
Sarıkaya, şöyle devam etti:
"Ayrıca davanın da öyle başlayıp bitmesi gibi bir durumu da yok. Henüz dosyanın ele alınması kararlaştırıldı. AYM üyelerinin dosyaya hakim olması için, her ne kadar 451 kişi deniliyor olsa da içinde 431 kişinin yer aldığı klasörler tutan suçlama dosyalarını inceleyip konuya hakim olması gerekiyor. Ayrıca ilginçtir, üyelerin hiçbirinin parti kapatma davası tecrübesi de yok.
Ayrıca bu dosyaları incelemek için de 1 Eylül’de yeni yasama yılının başlamasını beklemesi lazım. AYM üyelerine göre dosyaların incelenmesi Aralık öncesi bitmez. Sonrasında ise AYM Başkanlık seçim süreci gelecek; çünkü Başkan Zühtü Arslan’ın görev süresi 10 Şubat 2022’de dolacak. Öncesinde yeni Başkan’ın seçilmesi gerekiyor. Nereden bakılırsa bakılsın HDP davasına tam odaklanılması Şubat sonundan önce olanaklı görülmüyor. Haklarında siyasi yasak istenen 451 kişinin tek tek dinlenmesi, gelmeyen hakkında yeniden çağrı yapılması, tanıkların da dinlenmesi eklendiğinde öyle bir iki aylık mesele gibi durmuyor. Hakkında yasak istenen her bir kişi, sadece kimlik yoklaması yapıp, bir saat savunma verse AYM de diğer işleri de dikkate alındığında bir yıl önce bitmesi mümkün değil… Bırakın tanık dinlemeyi, hakkında suçlamada bulunanların her biri için aralıksız bir saat ayrılsa 451 saat eder... Bunun itirazları, tekrar dinlemeleri, o günkü duruşmaya gelmeyip bir sonrakine geleceğini bildirmesi de eklenirse varın siz hesap edin… Dolayısıyla bu konu daha çok konuşulur… Her bir dava süreci de bir başka tartışmayı yaratır…"
TIKLAYIN - HDP davası resmen başladı, bundan sona süreç nasıl işleyecek?