Ekonomi

Güney Kıbrıs'tan Türkiye'ye 10 milyar dolarlık ‘gözdağı’

Enerji sektörü uzmanları, 'Boru hattı LNG’ye göre çok daha ekonomik bir seçenek. Şirketler Türkiye’ye 'Elini çabuk tut' mesajı veriyor olabilir' yorumunu yaptı

22 Haziran 2013 15:12

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), ABD-İsrail ortaklığının Kıbrıs’ta 10 milyar dolara LNG (sıvılaştırılmış doğalgaz) terminali kurmasına yönelik ön anlaşmayı onayladı.

Doğu Akdeniz’deki gazın LNG yoluyla mı, Türkiye’ye uzanacak yeni bir boru hattı yoluyla mı piyasalara ulaştırılacağı tartışılırken, bu hamle “Türkiye boru hattı için elini çabuk tutmalı” yorumlarına neden oldu. 

Doğalgaz ve petrol aramaları bakımından son yıllarda yıldızı parlayan Doğu Akdeniz’de, çıkarılacak enerji kaynaklarının dünya pazarlarına nasıl ulaştıracağı tartışma konusu. İsrail ve Kıbrıs açıklarından elde edilecek gaz için son dönemde iki seçenek öne çıkıyor: 

1) Büyük bir LNG ihracat tesisi kurulması,

2) Türkiye’ye uzanacak bir boru hattı inşa edilmesi. 

Merve Erdil’in hurriyet.com.tr’deki haberine göre, GKRY Bakanlar Kurulu’nun, ABD’li Noble Energy ve İsrailli Delek ile LNG ihracat terminali için ön anlaşmayı onaylaması, “LNG seçeneği”ne yönelik bir eğilim olarak algılandı. Ancak enerji sektörü uzmanları, “Boru hattı LNG’ye göre çok daha ekonomik bir seçenek. Şirketler Türkiye’ye ‘Elini çabuk tut’ mesajı veriyor olabilir” yorumunu yaptı. 

 

Başlıca aktörler
 


Noble Energy ve Delek, Güney Kıbrıs ve İsrail açıklarında faaliyet gösteren başlıca iki şirket. Kıbrıs açıklarındaki tartışmalı 12. parselde yüzde 70 hisseye sahip olan Noble Energy, burada yaklaşık 200 milyar metreküplük doğalgaz bulduğunu açıklamıştı. İsrailli Delek ise 12. parseldeki kalan yüzde 30 hissenin sahibi. İki şirket aynı zamanda İsrail açıklarındaki Leviathan ve Tamar sahalarında da hissedar. Nitekim, bu iki şirketin LNG anlaşması ortaya koyması enerji piyasalarını hareketlendirirken, konuyu takip eden analistler “Türkiye elini çabuk tutmalı” değerlendirmesinde bulundu. GKRY yetkililerinin yaptığı açıklamalara göre, LNG tesisinin kurulması yaklaşık 10 milyar dolara mal olacak. Ancak Doğu Akdeniz’deki gelişmeleri yakından takip eden bir doğalgaz uzmanı, İsrail ve Kıbrıs’tan Türkiye’ye uzanacak boru hattının 2 ila 2.5 milyar dolara mal olacağını kaydederek, “Ayrıca 3–5 yılda geri dönüşü olur. LNG’nin ise minimum 15 yılda geri dönüşü olacaktır. 2.5 milyar dolara Türkiye’ye gelecekken, 10 milyar dolara LNG terminali yapmak ne demektir? Neden bu pahalı seçenek gündeme geldi” şeklinde konuştu.

Söz konusu doğalgaz uzmanı, Türkiye’ye uzanacak boru hattının Doğu Akdeniz kaynakları açısından en ekonomik seçenek olduğunu, ancak Türkiye’nin Kıbrıs konusundaki siyasi tutumunun etki etmiş olabileceğini kaydederek, şunu söyledi: “Türkiye, Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz kaynaklarını bir yandan Kıbrıs meselesinin çözümü için fırsat olarak görüyor. Dışişleri Bakanlığı’nın yaklaşımı: ‘Eğer GKRY burada üniter yapıyı kabul ediyorsa, çıkarılan doğalgazdan KKTC’nin hakkını vermesi gerekiyor. Eğer bu hakkı vermeyecekse, Ada’da iki farklı toplumun olduğunu kabul etmiş oluyor’ şeklinde.  

 

Ankara’ya mesaj olarak algılandı

 

İsrail’in gazını bir an önce dünya pazarlarına yönlendirmek istediğini vurgulayan bir doğalgaz sektörü yetkilisi, “Bu gelişmeyi Ankara’ya yönelik bir mesaj gibi algılıyorum” dedi. Öte yandan GKRY, sözde altı parsele böldüğü arama bölgesinde 1 trilyon metreküp doğalgaz bulmayı hedefliyor. Mevcut piyasa rakamlarına göre bunun parasal değeri yaklaşık 400 milyar dolar.

 

Kıbrıs’ta çözüm nasıl olacak?

 

Dışişleri Bakanlığı yetkilileri, Kıbrıs açıklarından çıkarılacak petrol ve doğalgaz kaynakları için “nüfusa göre” bir paylaşım modeli üzerinde duruyor. Buna göre, gaz ve petrolden elde edilecek karın, Ada’nın iki tarafında da nüfusa göre paylaştırılması öngörülüyor. Uzmanlar, LNG terminali kurulmasının, GKRY’nin çıkacak doğalgazdan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) pay vermeyeceği anlamı taşıdığını da vurgulayarak, şöyle konuştu: “Rumlar, hiç KKTC’yi davet etmeden, Delek ve Noble ile bağımsız proje üretiyorsa, ikinci alternatife yönelmiş demektir. O zaman Dışişleri Bakanlığı ne yapacak? Kıbrıs konusunun çözümü de daha çok zorlanacak. Dışişleri Bakanlığı, ‘Biz de KKTC’nin münhasır ekonomik bölgesinde sondaj ve arama yaparız. Hatta çakışan bölgelerde de arama yaparız’ diyor.