Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, eski Başbakan Tansu Çiller’in siyasete döneceği iddialarıyla ilgili bir soru üzerine, “Biz bir hayrını görmedik. Tayyip Bey hayrını görür, tepe tepe kullanabilir” yanıtı verdi.
Nazilli'de temasları çerçevesinde partisinin ilçe teşkilatında partililerle bir araya gelen Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, CHP İlçe Başkanlığı ve Nazilli Belediyesi'ni ziyaret etti.
Uysal, Cumhurbaşkanı adaylığıyla ilgili soruya, "Bugün için cumhurbaşkanı adaylığı için 6 siyasi parti olarak açıklamama yapmama kararı aldık" ifadelerini kullandı.
"Tansu Çiller ile hiçbir görüşmem olmadı"
Nazilli Gazeteciler Cemiyeti ziyaretinde güncel gelişmeleri değerlendiren Uysal, yeniden siyasete döneceği söylenen eski Başbakan Tansu Çiller ile ilgili bir soru üzerine, “Tansu Çiller ile hiçbir görüşmem olmadı. O defteri kapatalı çok oldu. Biz bir hayrını görmedik. Tayyip Bey hayrını görür, tepe tepe kullanabilir” şeklinde konuştu.
“AÇIKLAMA YAPMAMA KARARI ALINDI”
Uysal, “Millet İttifakı'nın cumhurbaşkanı adayı kim olacak?” sorusuna ise “Siyasetin bir momentumu ve zamanlaması var. Bugün için cumhurbaşkanı adaylığı için 6 siyasi parti olarak açıklamama yapmama kararı aldık. Ortak fikir birlikteliği içerisindeyiz. Siyasi partilerin elbette değerlendirmeleri var. Hangi sistemde Türkiye seçime girecek daha belli olmadan kimse değerlendirme yapmaz” yanıtını verdi.
Selahattin Demirtaş, Osman Kavala davalarıyla ilgili görüşü sorulan Gültekin Uysal, şunları söyledi:
"Osman Kavala davasında Erdoğan'ın özel husumeti olduğunu anlıyoruz"
"Hukuk sündürülerek, hukuki süreçler şahsa özel uzatılarak adeta şahsa özel bir yargılamaya dönüştürüldüğünü görüyoruz. Osman Kavala davasında Erdoğan'ın özel husumeti olduğunu anlıyoruz. Biz şahısların, tercihleri ve siyasi görüşlerinden bağımsız bir şekilde yargının etkin bir şekilde işleyerek zihinde şüphe bırakılmayacak şekilde davaların sonuçlanmasını bekliyoruz.
İşinize geldiğinde bu akitlere uyarım işinize gelmedi mi uymam diyemezsiniz. Avrupa Konseyi'nden Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne bunların sorumlulukları var. AB'nin Türkiye'de birçok alanda hukuk ihlalleri yaşanırken sadece ve sadece belirli alanlara dikkat çekiyor olması da Türk kamuoyu nezdinde bu kurumların evrensel değerlere bağlılığını sorgulatır hale geliyor. Mesele bir şahıs meselesi değil."