Hürriyet yazarı Gülse Birsel, Trump'ın 'Türkiye’den aldığımız demir ve çeliğin gümrük vergisini arttıracağız' açıklamasını köşesine taşıyarak yorumladı. Birsel, ekonominin 'Temel taşı haline getirilmiş' vurgusu yaptığı inşaat sektörü için, "En pahalı ithal girdisi, yani demir çelik niye bu zamana kadar ‘yerli ve milli’leştirilmedi?" sorusunu yöneltti.
"Putin’in ‘reca ettiği’ gibi şu an..."
Yazar, gıda sektöründe de tamamen dışa bağımlı olunduğunu vurguladı. Tohumdan, hayvan yemine kadar ithal ettiğimizi belirten Birsel, "Putin’in ‘reca ettiği’ gibi şu an Rusya etlerinden kebap yaptığımızdan bahsetmiyorum bile. Hadi inşaata bayılmıyoruz ama ben et seviyorum şahsen. Yarın ruble yükselirse folik aside hasret kalacağımız günler mi yaşayacağız? O yoo!" diye yazdı.
Gülse Birsel'in ekonomiye ilişkin tespitlerine yer verdiği yazısı şöyle:
"Yer demirse gök niye masmavi değil ?"
TRUMP “Türkiye’den aldığımız demir ve çeliğin gümrük vergisini arttıracağız” deyince konudan hiç anlamayan sıradan vatandaş olarak merak ettim.
Madem dışarıya demir çelik veriyoruz, inşaat sektörünün girdi maliyeti niye artıyordu? İnşaatçılar niye dolar arttı diye yastaydı?
Efendim biz meğer 20 ayrı tesisle, çok da kâr marjı yüksek olmayan bir biçimde ithal hurda demiri işleyip ihraç ediyormuşuz. Yani hurda demir de dışarıdan dolarla geliyormuş. Demir cevheri ülkemizde var, ama hepsi işlenemiyor. Bir kere işleyen tesis sadece üç tane, yeni tesis kurmak büyük sermaye, belki devlet teşebbüsü istiyor. Ayrıca cevherin içeriği veya üzerindeki örtünün kalınlığı yüzünden çıkarması maliyetli denilerek toprağın altında yatan cevherler de var.
Şimdi, ben işin uzmanı değilim. Ama ülkede 90-95 farklı sektörü etkileyen, ekonominin temel taşı konumuna getirilmiş inşaat sektörünün en pahalı ithal girdisi, yani demir çelik niye bu zamana kadar ‘yerli ve milli’leştirilmedi? Olmadık yerlere para harcadı devlet. Şu demir cevherlerini çıkarma ve işlemeye yatırım yapsaydı da en azından inşaat sektörünü tamamen ‘iç yapım’ haline getirip sağlama alsaydık? İnşaata bayıldığımdan da değil ha! Keşke başka bir kalkınma sektörü seçseydik. Ama madem bu uygun görüldü, bari kendi içimizde, tamamen kendi girdimizle anahtar teslim edecek hale gelseydik. (Daha çok bilgisi, karşı tezi olan uzman varsa lütfen aydınlatsın.)
Bu arada tamamen kendimiz ekip, biçip, yediğimiz gıda sektörünün de son yıllarda tohumdan itibaren dışa bağımlı hale geldiğinden, hayvan yeminin ithal olduğundan, hatta Putin’in ‘reca ettiği’ gibi şu an Rusya etlerinden kebap yaptığımızdan bahsetmiyorum bile.
Hadi inşaata bayılmıyoruz ama ben et seviyorum şahsen. Yarın ruble yükselirse folik aside hasret kalacağımız günler mi yaşayacağız? O yoo!"
Yazının tamamı için tıklayın