Star yazarı Hüseyin Gülerce, internet üzerinden yayın yapan haber sitelerinin etki açısından yazılı ve görsel medyanın önüne geçtiği söyleyerek yasa beklediğini yazdı.
Oda TV'nin İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında yaptığı bir haberi hatırlatan Gülerce, "Belge, kanıt yok. Sorumlu yayıncılık yok. Ciddi haberciliğin arasına yedirilmiş ve sıradanlaşmış bir yığın tezvirat var…" ifadesini kullandı.
Gülerce'nin "Acil: İnternet medyası yasa bekliyor" başlığıyla (13 Eylül 2018) yayımlanan yazısı aynen şöyle:
Bütün Avrupa ülkelerinde var ama bizde İnternet medyasının hala bir yasası yok. Yasası olmadığı için de mağduriyetler, onun da ötesinde tehlikesi artarak devam ediyor.
Beşinci kol faaliyeti yürüten karanlık odaklar, boşluktan yararlanarak değerlerimize, devletimize, milletimize topyekûn saldırının bir cephesi olarak sosyal medya ile internet medyasını kullanıyorlar.
Hayatını ortaya koyarak PKK, FETÖ, uyuşturucu mafyası başta her türlü çeteler ile mücadele eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bile hedefe konuyor.
Mesela son günlerde Oda TV’nin maksatlı yayınları dikkat çekiyor. Belge, kanıt yok. Sorumlu yayıncılık yok. Ciddi haberciliğin arasına yedirilmiş ve sıradanlaşmış bir yığın tezvirat var…
İnternet medyasına artık bir yasa getirilmesi zorunlu hale geldi.
15 Temmuz FETÖ ihanetinde gördük, son günlerde Suriye’de oynanan oyunlarda da görüyoruz ki, Türkiye dışarıdan ve içeriden saldırı altında.
Böyle zamanlarda iç cephenin bütünlüğü, provokasyonların ve algı operasyonlarının engellenmesi büyük önem arz ediyor.
Hatırlayınız, Mayıs-Haziran Gezi olaylarında, sosyal medyada büyük bir manipülasyon dalgası oluşturuldu. Özellikle yurt dışı bağlantıları ile iyi koordine edilmiş, yönetici gücü olan, safha safha ilerleyen bir sosyal medya saldırısıydı bu. (Benzer bir organizasyon, aynı dönemde Mısır’da Kahire Tahrir Meydanı olaylarında devreye girdi. Orada darbe yapıldı. Çok şükür bizde Taksim’i Tahrir’e benzetenler çıktı ise de milletimizin desteği ile Erdoğan bu saldırıyı önledi.)
AK Parti'ye karşı ilk yasa dışı muhalefet, Gezi olaylarında "Sosyal Medya"da yapıldı.Dikkat çekici olan şuydu: Sadece Twitter ve Facebook değil, internet siteleri de saldırının, algı operasyonunun tamamlayıcısı, önemli bir parçasıydı…
Gezi olaylarında netice alamadılar. 15 Temmuz hain darbe girişiminde netice alamadılar. Kur/dolar üzerinden başlatılan ekonomik saldırı ve İdlib’deki gelişmeler gösteriyor ki bugün yine dar bir geçide giriyoruz.
Böyle bir dönemde internet medyası yasasının çıkarılması konusunda artık ihmalkâr olamayız.
Bugün internet medyası etki gücü açısından yazılı ve görsel medyanın önüne geçti.
Bu konuda İnternet Medyası Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık, 2005 yılından beri yasanın çıkması için dernek olarak mücadele ediyor.
Sayın Süleyman Soylu Temmuz 2013’te AK Parti Genel Başkan Yardımcısı olarak bu derneğin “İnternet Medyası Buluşmaları”nın ilkine katılmıştı.
Masanın etrafındakiler sorunlarına rağmen sorumlu olmayı isteyen gerçek gazetecilerdi. Yalan haberleri düzelten, bu konuda provokasyonlara alet olmayan, toplumun ateşini, gerginliğini düşürmeye çalışan internet medyası temsilcileriydiler. Bazı köşe yazarları toplumu tahrik ederek doğru olmayan haberler yazdığında sorumluluk sahibi internet medyası, bunu anında düzeltip doğrusunu kendi takipçileriyle paylaşarak yapıcı oldu.
İnternethaber Yönetim Kurulu Başkanı Hadi Özışık 18 yıldır bıkmadan usanmadan haykırıyor: Artık internet medyası, üvey evlat muamelesi görmemeli. Fikri, zikri ve zihni kötüye işleyenler, bu sektörü kirletmesin. Adam elinde bilgisayar, terör estiriyor... Bir haber yazıyor, google anında endeksliyor... Masum insanlar iftiralarla karalanıyor. Canlar yanıyor, ocaklar sönüyor... O haber silinene kadar canı yanan kişinin ne işi kalıyor, ne de itibarı... Yasa olmayınca böyle oluyor maalesef... Biz sorumlu gazetecilik yapmak istiyoruz. Allah rızası için bizi 'sorunlu' olmaktan kurtarın.”
Basın yasasına eklenecek tek bir madde ile halledilebilecek bu meselenin, artık beklemeye tahammülü kalmamıştır.