Toplantıda ilk sözü Doris Leuthard aldı. Leuthard konuşmasında, “2002 yılından beri Türkiye yatırımlarda yüzde 50 bir artış gösterdi. Milliyet gazetesinde yer alan haber şöyle:
Bu Türkiye’nin ekonomisinin ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Türkiye’nin son yıllarda gücü iyice kanıtlamıştır. Bu birlikte yaptığımız görüşmede Kıbrıs konusunu da ele aldık ve bu konunun bir an önce çözümlenmesi gerektiğinde görüş birliğine vardık. Uyum da bizler için çok önemli , göç de önemli. Bunların bir taraftan da ekonomiye etkisi olduğunu düşüne biliriz. Türkiye bize bazı kolaylıklar gösterirse biz işadamlarımıza Türkiye ye yatırım yapmaları için telkinde bulunuruz” dedi.
Daha sonra söz alan Gül, “İsviçre, bizim için çok önemli bir ülkedir bizim bütün anlaşmalarımız bu ülkede olmuştur. Bu durum bizim için önemli bir dostluktur. Ülkemizde ekonomik alanda çok iyi bir potansiyel vardır. Bundan istifade edilmesi gerekir. 120 bin vatandaşımızın yaşadığı bu ülkede bulunmaktan çok memnunun” diye konuştu.
İsviçre'de daha önce yapılan halk oylamasıyla minare yapımının yasaklanmasıyla ilgili bir soruyu yanıtlayan Cumhurbaşkanı Gül, “İbadethane hakkında açıkçası daha çok özgüvenin olmasını görmek isterdim. Bunu daha doğrusu ifade ediyorum. Neticede referanduma gittiniz ve böyle bir karar çıktı orada. Bu da tartışılıyor, sizde de tartışılıyor, dünyada da tartışılıyor. Korkulacak bir şey yoktu aslında o konuda. Kilise de olabilir, cami de olabilir, sinagog da olabilir. Eğer gerçekten o dinin mensupları varsa, onlar tabii ki mimari tarzlar, ona göre şehirle bütünleşecek bir şekilde oluşabilir. Ama minareden korkulacak bir şey de yok. Onu söylemek isterim” dedi.
Leuthard da, “Biz camiye karşı değiliz minare bir inşaat sorunudur, bunun böyle yorumlaması gerekir” diye konuştu.