Gündem

Guardian: Erdoğan ne tür bir adalete bağlı kalmak istiyor?

Gazetenin başyazılarından biri, 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü kutlamalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın kullandığı "Bu hainlerin kafasını kopartacağız" ifadesine odaklanıyor. Erdoğan'ın Guardian için kaleme aldığı köşe yazısındaki "Adalete bağlı kal

29 Nisan 2018 20:30

İngiltere'de yayınlanan Guardian gazetesinin, 15 Temmuz darbe girişiminin yıldönümü kutlamalarına ilişkin başyazısında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'idam' açıklamalarına değinildi.

Yazıda, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "toplu intikam" arayışında olmasının endişe verici olduğu ifade edildi.

kaleme almıştı.

Erdoğan Guardian'a yazdığı yazıda "Darbe girişiminin püskürtülmesi demokrasi tarihi için bir dönüm noktasıdır. Diktatörlerin yönetimi altında yaşayan herkes için bir ilham ve umut kaynağı olacaktır. Maalesef Türkiye'nin müttefikleri, özellikle de Batılı dostları, olanların önemini kabul edememişlerdir" mesajını vermişti.

Pazartesi günü Guardian gazetesinin iç sayfalarında yer verilen bir başyazı, Erdoğan'ın gazete için kaleme aldığı köşe yazısında kullandığı "Adalete bağlı kalmaya devam ediyoruz" ifadesini hatırlatarak başlıyor.

Yazının devamında, "Asıl soru, Erdoğan'ın ülkesinin ne tür bir adalete bağlı kalmasını istediği" deniliyor.

Erdoğan darbe girişiminin birinci yıldönümü için İstanbul'da düzenlenen etkinliklerde "Bu hainlerin kafasını kopartacağız" açıklamasını yapmış, destekçileri de bunun üzerine "idam" çağrısında bulunmuşlardı.

"FETO'nun yalnızca FETO olmadığını, PKK'nın yalnızca PKK olmadığını, DEAŞ'ın yalnızca DEAŞ olmadığını çok iyi biliyoruz" diyen Erdoğan; tüm bu örgütlerin arkalarında kimlerin olduğunu çok iyi bildiklerini söylemişti.

Erdoğan, "Ama piyonu ezip geçmeden kaleleri alamaz, şahı da mat edemeyiz. Onun için önce bu hainlerin kafasını kopartacağız" demişti.

Guardian'ın yazısına göre, idamın geri getirilmesi Türkiye'yi "hem dış hem de iç siyasette geriye götürür". AB üyelik müzakerelerinin sona erdirilmesi, bu risklerden biri:

"İdam cezası sadece vahşi ve ahlak dışı değil, aynı zamanda idamın caydırıcı etken olduğu kanıtlanmış da değil. İdam, bir tehlike varlığını başka yollarla da koruyabilecekken, tehlikeli olduğu düşünülen herhangi birini ortadan kaldırmaya hak tanıyor.

"Seçilmiş siyasilerin generaller tarafından devrilmesi yanlış olurdu. Türk F-16'ları ülkenin Meclis'ini bombaladı. Ancak sıradan Türkler, askeri diktatörlüğe geri dönmek istemedi ve statükoyu savunmak amacıyla sokağa çıktı. Muhalefetteki siyasiler de darbe girişimini kınadılar.

"Batılı güçler, milyonlarca mülteciye kapısını açan ve onlara bakan, NATO üyesi bir ülkedeki darbe girişimini kınamak için öne çıkmakta gecikerek, Türkiye'yi yüzüstü bıraktı. Güçlü adam da, demokrasiyi yeniden kurmak yerine, güçlerini sıklaştırma arayışına girdi."

Cezalandırmanın "ulusal kimliği oluşturmak" için bir fırsat olarak düşünülmemesi gerektiği de vurgulanan yazı, şu ifadelerle sonlandırıldı:

"Cumhurbaşkanı'nın Türkiye'yi yeniden biçimlendirme amacındaki fikirleri, birçok nedenden dolayı kaygı verici - en önemlisi de, toplu cezalandırmaya dayanıyor olmaları."