Dünya

Guantanamo'da futbol ve namaz serbest

TRT Türk, ABD’nin Küba’daki askeri üssü Guantanamo’ya girdi.

21 Kasım 2009 02:00
TRT Türk, ABD’nin Küba’daki askeri üssü Guantanamo’ya girdi. Kötü muamele iddialarının ayyuka çıkmasının ardından Obama yönetiminin 22 Ocak’a kadar kapatma sözü verdiği hapishanede basına karşı sıkı önlemler var.

Camlarda namaz saatleri yazıyor ve gardiyanların bu vakitlerde sessiz olması isteniyor. Tutsakların vücutlarındaki yara berenin ise futbol oynarken oluştuğu söyleniyor. Her şey iyi organize edilmiş imaj düzeltme çalışması.

Milat 11 Eylül 2001’di. İki yolcu uçağı New York’taki Dünya Ticaret Merkezi binalarına çarptığında binlerce, belki milyonlarca kişinin kaderi bir anda değişti. Bush yönetimi, Afganistan’ı işaret etti. Ülke işgal edildi. Tarihi boyunca şiddet üreten topraklarda yine insan avı başladı. Taliban ve El Kaide militanı oldukları gerekçesiyle binlerce kişi gözaltına alındı. Önce Afganistan’daki üslerde tutuldular. Ardından bazılarının yolu Küba’daki bir Amerikan askeri üssüne düştü. TRT Türk ekibi olarak kapatılma tartışmalarının yaşandığı bir dönemde biz de onların peşinde Guantanamo’ya doğru yola çıktık.

Yasaklar izinlerden fazla

Sabah, iki asker karşımızdaydı. Kahvaltından sonra ön bilgilendirme toplantısına gittik. Burada neleri çekip neleri çekemeyeceğimiz, neleri yapıp neleri yapamayacağımız uzun uzun anlatıldı. Yapamayacaklarımız elbette daha fazlaydı. Tutsakların yüzlerini ya da belirgin diğer özelliklerini çekmek yok... Kamplarda bulunan kameraları göstermek yasak... Aynı karede iki gözetleme kulesi gösterilemiyor... Boş gözetleme kulesi çekmek de yasak... Güvenlik önlemlerinden bahsedemiyorsunuz... Askeri personelin görüntüsünü kullanmak da kendisinden alınacak izne bağlı...

Beyaz giyen ‘uslu’ tutsaklar Kamp 4’te

Ön bilgilendirme sonrasında gezimiz başladı. İlk gün Kamp 4, 5 ve 6’yı gezdik. Kamp 4 Guantanamo’nun oyun bahçesi gibi. Kurallara en çok uyan tutsaklar burada tutuluyor. Yalnızca beyaz giyen, yani “en sorunsuz” (compliant) olanlar burada. Kampta futbol ve basketbol sahasının yanı sıra spor aletleri de var. Tutsakların bir arada olmalarına izin veriliyor. İsterlerse birlikte yemek yiyip, sohbet edebiliyorlar. Günün 12 saatini dışarıda geçirebiliyorlar. Ama biz onları zar zor görüyoruz. Ziyaretimiz önceden bildirilmiş. Gerekli önlemler alınmış. Tutsaklar mümkün olduğunca gazetecilerle karşılaştırılmamaya çalışılıyor. İsimleri, milliyetleri gizli tutuluyor. Yalnızca birer sayıdan ibaretler. Yüzleri de yok. Çekim yaparken boyundan aşağısına izin var sadece.
Turuncu giysili uyumsuzlar Kamp 5’te

Kamp 5 askerlerin tanımıyla kurallara riayet etmeyenlerin (non-compliant) tutulduğu yer. Yani Guantanamo’nun simgesi turuncu giysili tutsakların kampı. Kamp 4’ün aksine burası kapalı bir cezaevi. Güvenlik önlemleri en üst düzeyde. Tutsaklar birer kişilik hücrelerde kalıyor. Ama tutsaklar ortada yok. Görmek istediğimizi söylüyoruz, “Onlar yalnızca iki saati ortak alanda geçiriyor” cevabını alıyoruz. Ziyaretimizin o iki saate denk getirilmemesi dikkat çekici.

Makyaj iyi yapılmış

Guantanamo’da gazeteci olarak görmeniz gerekenleri değil gösterilmek istenenleri görebiliyorsunuz. Müşterek Görev Kuvveti askeri üsteki gözaltı merkezlerinden sorumlu. Bünyesinde pek çok birim var. Halkla ilişkiler birimi de bunların en önemlilerinden. Sert sorgu teknikleri ve işkence yüzünden oluşan Guantanamo karşıtı algı bu birimce düzeltilmeye çalışılıyor. Turumuz dikkatle hazırlanmış. Her kamptaki yaşam ve hücre koşulları için modeller oluşturulmuş.

Futbol oynarken düşmüşler

Tur sırasında gururla gösterilen yerlerden biri hastane. Yüksek teknoloji kullanılan hastanede kanser tedavisi bile mümkün. Ama en çok küçük yara ve berelerin tedavi edildiği söyleniyor. Sorgu yöntemlerini düşünüp “Acaba” diye soruyoruz. “Tutsaklar futbol oynarken düşüyorlar” cevabını alıyoruz. Askeri hekim tedavi sırasında tutsakların beslenmesine önem verildiğini anlatıyor. Hortumları görünce aklımıza açlık grevleri iddiaları geliyor. Ama sormuyoruz. Guantanamo halkla ilişkileri yemekhaneye de ayrı önem veriyor. Tutsakların her gün istediği kadar yemek yiyebildikleri vurgulanıyor. Her öğünde dört ayrı mönü çıkıyor. Hem de tamamı İslami şartlara uygun.

Namaz saatleri yazılı

Kamp 6’da bizi yine güler yüzlü bir komutan karşılıyor. Belli ki hepsi medyayla ilişkiler konusunda eğitim almış. Önce ortak yaşam alanlarını geziyoruz. Buradaki tutsaklar da birlikte futbol oynayabiliyor. Ortak yaşama izin verildiği sık sık vurgulanıyor. Aslında bu, tutsakların dini ve kültürel alışkanlarına da saygı duyuyoruz demek. “Müslümanlar cemaat kültürüyle yetişiyor ve biz de bunun farkındayız” mesajı veriliyor. İçeri geçiyoruz. Camlarda da namaz saatleri yazılı. Bu saatlerde gardiyanların sessiz olması isteniyor. Amerikan ordusu Kuran’ın aşağılandığı yönündeki haberlerden ders almış görünüyor.

Kampın içinde tutsakların hücreleri ve birlikte vakit geçirdikleri salonları var. Camlar aynalı. Yani biz onları görebiliyoruz ama onlar bizi görmüyor.

22 Ocak’a kadar kapatmak zor

Seçim kampanyasında Guantanamo’yu kapatacağı vaadinde bulunan ABD Başkanı Barack Obama göreve başladığında ilk olarak üssün bir yıl içinde kapatılması yönünde talimat verdi. Bu süre 22 Ocak 2010’da doluyor. Ancak Obama’nın önünde siyasi ve hukuki bir çok engel var. Muhafazakârlar ve demokratların bir bölümü üssün kapatılmasına karşı çıkıyor. En büyük sorun kapanma sonrasında tutsakların nereye gönderileceğiyle ilgili. ABD yönetimi tutsakları üçüncü ülkelere göndermenin yolunu arıyor ama gönüllü ülke bulmakta zorlanıyor. Son olarak Uygurlu tutsaklar Bermuda ve Palau’ya gönderildi. Diğer tutsakların nereye gönderileğiyse hâlâ belirsiz.

Kilomuza bile baktılar

Haberi Bağdat’ta olduğum sırada prodüktör/kameraman Enis Durak verdi. “Onur, Guanatamo işi tamam”. Beklediğim haber işte buydu. Aylar öncesinden başvurumu yapmış, gerekli belgeleri toplamış, beklemeye koyulmuştum. İş deneyimlerimiz, eğitim durumumuz, evli olup olmadığımız ve hatta boyumuz ve kilomuza kadar her şeyi bilmek istiyorlardı. Bununla da yetinmediler. Saç ve göz rengimizi kısacası her türlü ayrıntıyı sordular. Umudum bitmişken Enis, “Gidiyoruz, hazırlan” dedi.

Cezaevi olmasa turizm cenneti

İçinden gözaltı merkezlerini çekip çıkartın. İşte size bir turizm cenneti. Guantanamo’nun hiç bilinmeyen yüzünü böyle özetlemek mümkün. Burası Küba’nın en güneyinde yer alan bir körfez şehri. Yılın 12 ayı deniz ılık sularıyla sizi bekliyor. Guantanamo bölgenin en iyi dalış merkezlerinden birisi. Üsteki askerler boş vakitlerini kumsallarda geçiriyor. Mültecilerle ilgili haber yapmak istiyoruz. Ama talimatlar kesin:

“Mültecilerle iletişim kurmak yasak.” Şehri gezerken tanıdık görüntülere rastlıyoruz. ABD’nin simgelerinden McDonalds, Sub-way, Pizza Hut, Amerikan futbolu sahaları, açık hava sineması, spor salonları, kaykay pisti... Aklınıza ne geliyorsa  Guan-tanamo’da bulmanız mümkün.