Spor

G.Saray'a yapılan 'gaz alma operasyonu'

Galatasaray'da yapılan aramayı köşesine taşıyan Radikal yazarı Uğur Vardan bunun bir "gaz alma operasyonu" olduğunu söyledi.

05 Ağustos 2011 03:00

T24 - Futbolda şike ve teşvik soruşturması kapsamında dün Galatasaray'da yapılan aramayı köşesine taşıyan Radikal yazarı Uğur Vardan bunun bir "gaz alma operasyonu" olduğunu söyledi. Vardan, "sanırım Galatasaray yönetimine, dolayısıyla Aysal’a: “Öyle çıkıntılıklar yapmayın, suyu sizin aleyhinizde de bulandırabiliriz.” mesajı verildiğini söyledi.


Uğur Vardan'ın "Bu bir gaz alma operasyonu mudur?" başlığıyla yayımlanan (5 Ağustos 2011) yazısı şöyle:


Bu bir gaz alma operasyonu mudur?


3 Temmuz’da başlayan ve futbolumuzun için bir nevi ‘Doğum Günü’ efekti yapan şike soruşturmasında, gelinen noktada açılan her cephe kafa karıştırıcı bir manzaraya delalet ediyor.


Önce kısa bir özet geçelim: Malum ilk hafta gözler sadece Fenerbahçe’nin üzerindeydi. Tamam işin içinde Sivasspor da vardı ama bizim futbol kültürümüz ‘büyük’ten başka bir şey görmediği için, Sarı-Lacivertli camia, “Tamam belli oldu, bu operasyon bizi yok etmek için yapılıyor” hissiyatı içine girdi. Sonrasında ‘İkinci dalga’yla birlikte işin içine başka ‘büyükler’ de dahil oldu ve bir anlamda Fenerbahçe’ye, “İşin içinde sadece siz yoksunuz” mesajı verildi. ‘Üçüncü dalga’da tekrar Sarı-Lacivertli camia şöyle bir sallandı, dördüncüsünde ise ‘ifade trafiği’ yaşandı. Emre Belözoğlu, Kağan Söylemezgiller, Sinan Engin ve Tahir Kum’un ifadeleri alındı. Dün ise zihinlerde, ‘Operasyon Galatasaray’a da uzandı’ başlığını uyandıracak gelişmelere sahne oldu. Son günün ana gündem maddesi, 2005-2006 sezonundaki Denizlispor-Fenerbahçe maçında teşvik primi verildiği yönündeki iddialar. Anlaşılan şimdi bu eski defterin peşine düşüldü.


Peki buradan nasıl bir tablo ortaya çıkıyor? Bence iki ana nokta var; öncelikle yine Fenerbahçe camiasının ‘gazı’ alınmaya çalışılıyor. “Bakın, sadece sizin peşinizde değiliz, sizin zaman zaman iddia ettiğiniz şeylerin de izini sürüyoruz” mesajı veriliyor.


İkinci okuma da, Aslan’a gözdağı. Bilindiği gibi Sarı-Kırmızılı kulüp, şike operasyonunu ilk günlerinde ‘sınıflı ve imtiyazlı kaynaşmış bir kitle’ görüntüsü veren Kulüpler Birliği’nin ‘Ortak hareket etme’ bildirisine destek vermiş ama ertesi gün başkanı Ünal Aysal’ın, “Yok canım ne desteği, biz her şeyin sonuna kadar araştırılmasını istiyoruz. Geçmiş temizlenmeden yeni sezon başlamasın” açıklamasıyla ortalığı karıştırmıştı. Dünkü hamlenin bir başka mesajı da sanırım Galatasaray yönetimine, dolayısıyla Aysal’a: “Öyle çıkıntılıklar yapmayın, suyu sizin aleyhinizde de bulandırabiliriz.”


Bildiğiniz üzere bu tür durumlarda gazetemizin ‘Nöbetçi hukukçusu Bağış Erten üzerinden, ceza hukukçularına danışıyoruz. Dün de Bağış’ın bilgilerine başvurduğu Av. Serbülent Baykan konuya ilişkin çok net konuştu: “Bu yasanın çıktığı tarihten önce hiçbir şike suçu kovuşturulamaz. Yasanın çıktığı tarihten önce ceza hukuku açısından şike suç değil. Soruşturmayı yöneten makamlar zaten bunu biliyordur. Önlerine 12 Nisan 2011 öncesinden bir belge geldiyse, bu belge deliller dosyasına konulabilir, ama suç isnadında kanıt olarak kullanılmaz.”


Baykan’ın açıklaması, dünkü operasyonun ‘gaz alma’ niyeti taşıdığını doğrular nitelikte. Yeri gelmişken dün, gün boyu gazetemizde operasyona ilişkin yapılan esprileri aktarayım. İlki Yazı İşleri masasından geldi: ‘Galatasaraylı’ Sefer Levent, “Ali Sami Yen’in niye yıkıldığı anlaşıldı” dedi ve ekledi: “Belgeleri ancak böyle yok ediyorlarmış.”


Cüneyt Muharremoğlu (ki kendisi bilindiği gibi İnternet servisimizin editörüdür ve Fenerbahçeli’dir, Sarı-Lacivertli takım aleyhine attığı ‘esprili’ başlıklar benden bilinmektedir, (yeri gelmişken bu açıklamayı da yapayım), “Fenerbahçe-Denizlispor maçının üzerinden beş sezon geçti, Galatasaray hâlâ belgeleri yok edemediyse düşürülsün. Futbolumuzun bu kadar beceriksiz (!) takımlara ihtiyacı yok” derken yazıyı bağlama aşamasında bir başka editörümüz Ali Topuz (ki o da Fenerlidir ve Yazı İşleri masasının ‘Başhukukçusu’dur) tepemde bitti ve şunları söyledi: “Şikenin belgesi olur muymuş? Bunlar belgeyi Seyrantepe’ye mi gömmüşler?”


Servisimiz elemanlarından Kenan Başaran, Sami Yen’in yıkım çalışmaları sırasında ‘vinç operatörleri’yle konuşmuştu. Acaba onların bilgisine mi başvursak ve sorsak:


“Yıkımda hiç kepçenize belge takıldı mı?”