Gündem

(Görüntülü) “Sürekli ketojenik beslenmek sağlıklı değil”

Selin GÜRSEL – Özgür KUMANOVALI / İSTANBUL, (DHA) - SON zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Ketojenik beslenme hakkında bilgilendirmede bulunan Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, diyetin kısa sürmesinin daha faydalı olabileceğini ifade ederek “Sürekli ketojen

29 Kasım 2018 13:04

Selin GÜRSEL – Özgür KUMANOVALI / İSTANBUL, (DHA) - SON zamanlarda adını sıkça duyduğumuz Ketojenik beslenme hakkında bilgilendirmede bulunan Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, diyetin kısa sürmesinin daha faydalı olabileceğini ifade ederek “Sürekli ketojenik beslenmenin sağlıklı olmadığı birçok çalışmayla kanıtlanmış durumda. Çünkü kan yağlarının çok yükselmesine sebebiyet verebiliyor” dedi. Karbonhidrat alınımını neredeyse sıfıra indiren Ketojenik diyet, son zamanlarda birçok kişi tarafından uygulanıyor. Bu diyet programının ilk başta çocuklarda görülen bazı hastalıklar için kullanıldığını ifade eden Memorial Bahçelievler Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Diyetisyen Aslıhan Altuntaş, “Ketojenik diyet, selebral palsili (beyin felçli) veya epilesi hastası olan çocukların beslenme tedavilerinde kullandığımız yöntemlerden bir tanesiydi. Sara nöbetlerinin veya spastisitenin azalmasını sağlıyordu” dedi. Sonradan popüler olan bu diyetin zayıflama amaçlı kullanılmaya başlandığını dile getiren Dyt. Altuntaş, “Aslına bakarsanız bu diyetin etkili olabileceği bir toplumuz. Çünkü biz beslenmesinin yüzde 80’ini karbonhidrat üzerinden yapıyoruz. Karbonhidratı olabildiğince azalttığımız için de kilo vermede etkili oluyor” diye konuştu. TANSİYON VEYA KOLESTROL PROBLEMİ OLAN YAPMAMALI Günlük alınması gereken kalori miktarı hakkında bilgi veren Dyt. Altuntaş, “Dünya Sağlık Örgütü’ne (WHO) göre bu günlük miktarın yüzde 50-55’i karbonhidratlardan, yüzde 17-20 arası proteinlerden, kalan yüzde 30-35’i de yağlardan alınmalı. Ketojenik diyette ise bu almamız gereken yüzde 30-35 arası yağ oranı yüzde 65-70’lere çıkıyor. Eğer tansiyon problemi, kolestrol yüksekliği, karaciğer yağlanması gibi bir yan hastalık varsa veya hasta daha önce anjiyo geçirmişse, hali hazırda bir damar tıkanıklığı varsa önermiyoruz. Normalde bu hastalıklarda yağ alımını kısıtlamamız gerekiyor ama ketojenik diyette yağ tüketimi olabildiğince fazla oluyor” dedi. “ERGENLİK DÖNEMİNDEKİ ÇOCUKLAR İÇİN UYGUN DEĞİL” “Ketojenik diyetin hızlı bir şekilde kilo vermek için etkili olduğunu gösteren çalışmalar var” diyen Dyt. Altuntaş, “Özellikle çok hızlı bir şekilde kilo vermesini istediğimiz hastalarımız varsa o zaman bu diyeti tercih ediyoruz. Mesela hastamızın obezite ameliyatı öncesinde hızlı bir şekilde zayıflaması gerekiyorsa ya da sürekli diyet yapmaktan dirençli bir durum olduysa ve farklı bir etkiye ihtiyacımız varsa yine bu diyetten destek alabiliyoruz. Ayrıca artık ergenlik döneminde de diyetler çok revaçta ama o dönemdeki çocuklar için de çok uygun değil” ifadelerini kullandı. HANGİ YAĞI TÜKETTİĞİNİZ ÖNEMLİ Diyet içerisinde kullanımı artan yağların dikkatli tüketilmesi gerektiğini ifade eden Dyt. Altuntaş, “Ketojenik diyet yaparken daha sıvı ağırlıklı yağları tercih etmemiz gerekiyor. Katı yağlardan ve doymuş yağlardan olabildiğince uzak durmalıyız ki kan yağları, damar sertlikleri, damar tıkanıklıkları yaratmasın” dedi. KISA SÜRELİ BİR DİYET Ketojenik diyette en önemli noktanın ise diyet süresi olduğuna dikkat çeken Dyt. Altuntaş, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu çok uzun süreli yapılması uygun olan bir diyet değil. Mutlaka hekim kontrolü ile gerekli tetkiklerin yapılmış olması gerekir. Sürekli ketojenik beslenmenin sağlıklı olmadığı birçok çalışmayla kanıtlanmış durumda. Çünkü kan yağlarının çok yükselmesine sebebiyet verebiliyor. Yeterli karbonhidrat asla yok ve vücudun alması gereken bir karbonhidrat miktarı var. Ve bu karbonhidrat alınmazsa metabolik yolaklarımızda problem oluşabilir. En temel noktada, beynin kullanabildiği tek besin öğesi karbonhidrattır. Evet vücuda yağ alırsak, farklı yollardan bu iş çözülebiliyor ama bunun sürekli olmasını istemiyoruz. Burada en önemli nokta tatlı veya beyaz undan yapılan hamur işleri yerine sağlıklı karbonhidratları tercih etmek” dedi. MEYVE TÜKETEBİLİRSİNİZ Ketojenik diyetin hangi amaçla yapıldığına göre meyve tüketiminin değiştiğini ifade eden Dyt. Altuntaş, “Diyetteki asıl mesele, meyvenin olup olmamasından ziyade basit şekerin diyetten olabildiğince çıkmasıdır. Diyelim ki, kişinin günlük alması gereken karbonhidrat oranı 70 gram çıktı. O zaman kişi, bu 70 gramı ister meyveden, ister tahıllı ekmekten, isterse de kurubaklagilden alır. Karbonhidrat çok düştüğü için aslında meyveye yer kalmıyor. Bu sebeple de ‘meyve tüketilmemeli’ deniyor ama meyvelerde çok yararlı vitamin, mineral ve fitokimyasallar var. Dolayısıyla ben ketojenik diyet bile olsagünde bir porsiyon taze meyveyi öneriyorum” diye konuştu. DİYET YAPARKEN ÖDÜL GÜNÜ OLMAMALI Bazı diyetlerde verilen ve ‘ödül günü’ diye adlandırılan kişinin istediğini yiyebildiği günleri önermediğini ifade eden Dyt. Altuntaş, “Ketojenik diyette işler biraz daha sıkı hale geliyor. Siz bu diyeti yaparken oturup bir şerbetli bir tatlı yerseniz zaten bir haftada almanız gereken karbonhidratı tek bir öğünde almış olursunuz. Bu da tabi ki diyetin bozulmasına sebep olur. Eğer bu diyeti yapacaksanız kendinize ‘Ben böyle bir yola girdim, 3-4 hafta kadar kendimi tutmalıyım’ demelisiniz” dedi. YETERLİ VE DENGELİ BESLENME EN ÖNEMLİSİ 1800’lü yıllardan beri bir sürü popüler diyetin ortaya çıktığını ifade eden Dyt. Altuntaş, “Bunların hepsini bir süre sonra unutuyoruz. Bunun sebebi de etkili bir yöntem olmaması. Aslında bütün mesele yediklerimizin doğru dengesini kurmak. Tabi ki bu tarz şeyler motivasyon anlamında bize yardımcı olabilir ama sürdürülebilir olmuyor. Yeterli ve dengeli beslenmeyle hayata devam etmek en önemlisi. Çünkü 1800’lü yıllardan beri bu iş olmadıysa, bundan sonra da mucizevi bir diyet geleceğini düşünmüyorum” diye konuştu.