İSTANBUL, (DHA) - Organlarını bağışlayarak, organ yetmezliği nedeniyle hayati risk yaşayan kişilerin yaşama yeniden tutunmasını sağlayan donörler için her ramazan ayının son haftasında mevlid-i şerif okutan Hayata Bağış Derneği, mevlid-i şerif\'i dün Sultanahmet Camii\'sinde okuttu. Hayatta olmayan donör yakınlarının, bağışlanan organlarla hayatta kalan kişilerin ve doktorların katılımı ile düzenlenen törene Memorial Şişli Hastanesi Direktörü Dr. Ergun Şenel de katıldı. Etkinliği düzenleyen Hayata Bağış Derneği hakkında bilgi vererek konuşmasına başlayan dernek başkanı Hüseyin Yıldırımoğlu, “Hayata Bağış Derneği 2012 yılında kuruldu. Organ nakli koordinatörleri, organ nakli cerrahları, organ nakline gönül verenler ve hastaların da destekleriyle sık sık etkinlik yapmaya çalışıyoruz” dedi. “DONÖR SAYISI 7000 CİVARI OLMALI” Ülkemizde yıllık olarak yapılması gereken organ bağışı sayılarının çok geride kaldığını belirten Yıldırımoğlu, “Canlıdan canlıya yapılan nakiller ülkemizde fazla sayıda olmasına rağmen maalesef ki kadavradan organ bağışı yeterli değil. Beyin ölümü gerçekleşen insanların organlarının bağışlanma rakamları çok düşük. Milyon bazında nüfus oranları dediğimiz PMP oranları var. Bu Avrupa ülkelerinde milyonda 30’lardayken bizim ülkemizde şu anda milyonda 8 ila 10 arasında. Dolayısıyla biz de bunu sadece kasım ayındaki organ nakli haftasında değil bulduğumuz her fırsatta anlatmaya çalışıyoruz. Yılda 700 civarında donör çıkıyor. Bekleyen hastaların taleplerine cevap verilebilmesi için bu oranın 10 katına çıkması gerekir” şeklinde konuştu. “ORGAN BEKLEYEN HASTANIN COĞRAFİ BİR AYRIMI OLMUYOR” Türkiye’deki coğrafi bölgelere göre farklılıklar olduğunu ifade eden Yıldırımoğlu, “Bunları aşmaya çalışıyoruz. Organ bağışlama Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde daha az iken diğer bölgelerde biraz daha yüksek. Sonuçta organ bekleyen hastanın coğrafi bir ayrımı olmuyor, herkesin ihtiyacı olabiliyor. Biz de herkesin ihtiyacına cevap verebilmek için elimizden geleni sonuna kadar yapıyoruz. Ülkemizin çok iyi hastaneleri, çok iyi nakil ekipleri var. Ama burada bulunmayan tek şey organ. Beyin ölümü gerçekleşmiş insanların bağış yapma sayısını arttırabilmeyi amaçlıyoruz” dedi. “TOPLUMDA BİR BİLİNÇLENME RÜZGARI OLSUN İSTİYORUZ” Ülkemizde özellikle donörden yapılan organ bağışının sayıca az olduğunu belirten Memorial Şişli Hastanesi Direktörü Dr. Ergün Şenel, “Beyin ölümü gerçekleşmiş ve bu durumun bir heyet tarafından tespit edilen donörlerin mutlaka aileleri tarafından bu bağış konusunda yardımcı ve destek olmalarını bekliyoruz. Aksi takdirde bir canlı vericiden almak zorunda kalınca tabii ki on binlerce organ bekleyen insanlara zamanında hizmet veremiyoruz ve onları kaybetmek zorunda kalıyoruz. Biz bugünde daha önce organ bağışı yapmış donörlerimizin ailelerini bir araya getirdik. Onların ruhlarına bir hayır olsun diye mevlid-i şerif okuttuk ki burada hem bu mübarek ayda bir hayrımız olsun hem de toplumda bir bilinçlendirme yaratalım istedik” dedi. Organlarını bağışlayan donörlerin sayesinde hayata tutunanlar ve organ bekleyenler ise yaşadıklarını şöyle anlattı: “UMUT YOK DEDİLER” 3 yıl önce organ nakli olduğunu belirten Hülya Güneş, “Nakil süreci tam 9 ay sürdü. Cbap makinalarıyla oksijene bağlı yatalak yaşıyordum. Hiçbir vücut fonksiyonum yoktu. En son yoğun bakıma yattığımda benim için umut yok deyip eve gönderdiler. Ama ben umudumu hiçbir zaman kaybetmedim. Ve beni eve gönderdikleri gün donörüm çıktı. Ameliyatım güzel geçti. 3 yıldan beri yürüyorum, koşuyorum, bütün her şeyimi kendim yapıyorum. Hayat daha da güzel” şeklinde konuştu. “12 SENEDİR SIRADAYIM” 12 senedir hemodiyaliz hastası olduğunu ifade eden Fatma Uçman, “Organ bağışı bekliyorum. 12 senedir sıradayım. Bir kere nakil çıktı ama uyumsuzluk oldu. Yani daha uygun olan birine verildi. Bu yüzden herkesten organ bağışı yapmasını talep ediyorum. Hayat bekliyoruz. Benim gibi organ nakli bekleyen birçok arkadaşım var” şeklinde konuştu. “BU BENİM İÇİN BİR TESELLİ” 8 ay önce eşini beyin kanamasından kaybeden ve iç organlarını bağışlayan İbrahim Şahin, “Bağışı yaptığım gün hepsinin yerine ulaştığını öğrendim. Ve bundan çok mutlu oldum. Sonradan araştırmalar yaptım, hepsinin yaşadığını öğrendim. Ve bu konuda tüm vatandaşlarımızın daha duyarlı olmasını bekliyorum. Bu da benim için ayrı bir mutluluk, ayrı bir teselli” dedi.