İhsan DÖRTKARDEŞ/İSTANBUL, (DHA) TÜRKİYE\'nin Akdeniz’in Korunması ile ilgili olarak 1982\'de Barselona’da özel koruma alanları protokolüne alınan ancak, 1995’te yenilenen 12 özel koruma bölgesine ilişkin dosyaları geçen 23 yıldır göndermediği bildirildi. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü Kent, Çevre ve Yerel Yönetim Politikaları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nesrin Algan, \" Bu bölgelerin ulusal düzeyde koruma statüleri var ama uluslararası koruma statülerini kaybettiler. Yeniden başvurulması gerekiyor, onu da yapmıyorlar.” dedi. Türkiye\'nin Barselona Sözleşmesi dahil çevre ile ilgili geçmişte imzaladığı birçok uluslararası anlaşmanın müzakerelerinde yer alan Prof.Dr. Algan , DHA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye’nin 1982 yılında Barselona Sözleşmesi Çerçevesi’nde Akdeniz’in Korunması ile ilgili özel koruma alanları protokolünü kabul ettiğini söyledi. Prof. Dr. Algan, böylece Gelibolu Milli Parkı, Dilek Adası Milli Parkı, Gelibolu Parkı, Beydağları (Olimpos) Milli Parkı, Köyceğiz-Dalyan Özel Çevre Koruma Bölgesi, Gökova Özel Çevre Koruma Bölgesi, Fethiye-Göcek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Belek Özel Çevre Koruma Bölgesi, Datça-Bozburun Özel Çevre Koruma Bölgesi, Foça Özel Çevre Koruma Bölgesi, Göksu Özel Çevre Koruma Bölgesi, Kekova Özel Çevre Koruma Bölgesi, Patara Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin uluslararası koruma alanı ilan edildiğini söyledi. YENİDEN BAŞVURU YAPILMALI Prof. Dr. Nesrin Algan, Türkiye\'deki bu bölgelerin koruma altına alınmasını, diğer ülkelerin de kabul ettiğini belirtirken, şöyle dedi: \"1995 yılında bu protokol/ sözleşme değişince Türkiye’nin bu alanlar için yeniden dosya hazırlayıp başvurması gerekiyordu. Ancak, 23 yıldır bu konuda hiçbir şey yapmadı. Türkiye’deki bu bölgelerin ulusal düzeyde koruma statüleri var ama uluslararası koruma statülerini kaybettiler. Yeniden başvurulması gerekiyor, onu da yapmıyorlar.” Prof. Dr. Nesrin Algan, geçen 23 yıl içerisinde dosyaların gönderilmemesini önemli eksiklik olarak nitelendirerek, şunları söyledi: \"Dünya mirası, ortak koruma gibi konular çok önemli bir şey. Sizin ülkenizin korunan bir alanının bütün Akdeniz için ne kadar önemli olduğunu göstermiş oluyorsunuz. Ama tabii ki o hukuki düzenlemelere uymayacaksanız, o zaman uluslararası koruma statü almanızın da anlamı yok. Şunu söylemeye çalışıyorum; Türkiye sanırım daha sıkı koruma tedbirleri getirir endişesi ile bunları bildirmiyor. Ama tuhaf olan şey, yıllardır o listedeydiler. Sadece mevzuat değişikliği nedeniyle yeniden dosya göndermek gerekiyordu, 23 senedir yapmıyor bunu.\"