Selin GÜRSEL – Özgür KUMANOVALI/İSTANBUL, (DHA)-İSTANBUL Kültür Üniversitesi (İKÜ) Eğitim Fakültesi, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla‘Gündemimiz Eğitim-I: Ne yapıyoruz, Ne durumdayız, Ne yapmalıyız?’ başlıklı bir konferans düzenledi. Konferansta konuşan İnş.Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç, “Öğretmenlik mesleğini geliştirmek için ezberleri bozmak, kalıp yargıların dışına çıkmak, yeni sorular sormak, içimize bakmak ve öz eleştiri yapmak gerekir. Bir üst makamın sizi eleştirmesini beklemeden siz kendinizi eleştirin” dedi. İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Eğitim Fakültesi, 24 Kasım Öğretmenler Günü dolayısıyla öğretmenlerin güncel durumunu tartışmak, yaşadıkları sorunları değerlendirmek ve neler yapılması gerektiği konusunda paydaşlar ile öneriler geliştirmek amacıyla ‘Gündemimiz Eğitim-I: Ne yapıyoruz, Ne durumdayız, Ne yapmalıyız?’ başlıklı bir konferans düzenledi. İki oturum halinde gerçekleşen konferansın açılış konuşmalarını İKÜ Mütevelli Heyeti Onursal Başkanı İnş.Yük. Müh. Fahamettin Akıngüç, İKÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Güzel ve Öğretim Üyesi Mehmet Toran yaptı. Yeni öğretmenlere ve öğretmen adaylarına önerilerde bulunan İnş. Yük. Müh. Akıngüç, “Öğretmenlik mesleğini geliştirmek için ezberleri bozmak, kalıp yargıların dışına çıkmak, yeni sorular sormak, içimize bakmak ve öz eleştiri yapmak gerekir. Aksi takdirde öğretmenin referansı yine öğretmen oluyor. Meslekte alınan sıfatlara odaklanmak bizi akılcı, gelişmeye ışık tutan objektif değerlendirmelerden uzaklaştırıyor. Bir üst makamın sizi eleştirmesini beklemeden siz kendinizi eleştirin” dedi. “ÖĞRETMENLER, ÖĞRENCİLERİN ÖĞRENCİLERİDİR” İzmir Bergama’da öğretmenlik yapan ve konferans hakkında bilgi veren Mehmet Osman Çetiner, “Uygulamacılar ve akademisyenler, kendi uzmanlık alanlarında öğretmenliği masaya yatırıyor. 3 ayrı öğretmen olarak bizler kendi mesleki hayatlarımızda yaşadığımız zorlukları nasıl aştığımızı anlatıyoruz. Mesela ben, bir Roman mahallesinde 3 yıl öğretmenlik yaptığım süreçteki gözlemlerimi anlatacağım. Aslında biz öğretmenler, öğrencilerin öğrencileriyiz, derim ben. Ve bu öğrencilik sürecinde neler öğrendiğimizi anlatmaya çalışacağız” dedi. “ÖĞRETMENLERE GEREKLİ DESTEĞİ VERMELİYİZ” Okul öncesi eğitimin önemine dikkat çeken Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) Erken Çocukluk Eğitim Birimleri Direktörü Duygu Yaşar, “Okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarının hala düşük olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’un açıkladığı 2023 eğitim vizyonunda çok umut verici hedefler var. Burada hepimize iş düşüyor. Öğretmenler de bu hedefleri gerçekleştirebilmek için çok önemli bir yerde. Dolayısıyla biz öğretmenlerimizi desteklemezsek bu eğitim hedeflerine ulaşmamız çok zor. Onlara eğitimler vererek, ihtiyaçlarını anlayarak ve ihtiyaç analizinden çıkan sonuçlar ile onlara gerekli desteği vererek bütün eğitim hedeflerine ulaşabiliriz” diye konuştu. “HİZMET ÖNCESİNDE ÖĞRETMENLİK YAPMAK ÇOK ÖNEMLİ” “Öğretmenlerimiz çok güzel işler yapıyor ama biraz cesaretlendirilmeye ihtiyaçları var” diyen Çok Amaçlı Erken Çocukluk Eğitim Merkezi (ÇABAÇAM) Proje Yürütücüsü Prof. Dr. Ebru Aktan Acar, “ÇABAÇAM, Çanakkale OnSekiz Mart Üniversitesi bünyesinde 2006 yılında başlattığım bir çalışma. Üniversite, sivil toplum ve yerel yönetim desteğiyle yürüyen bu yenilikçi model kapsamında biz sosyoekonomik yönden risk altında olan, 4-6 yaş arasındaki çocuklara okul öncesi eğitim hizmeti sağlıyoruz. Onların öğretmenleri ise eğitim fakültelerinin farklı anabilim dallarında okuyan lisans öğrencileri. Şu ana kadar da yaklaşık 350’ye yakın öğretmen adayı ÇABAÇAM’da hizmet öncesinde öğretmenlik yaptı. Burada da onların yolculuklarından bahsedeceğiz. Hizmet öncesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı. “KETUM OKUL YAPILARI OLUŞTURUYORUZ” Aydın’da görev yapan ve okulda oluşturduğu Mutlu Öğrenme Sınıfı hakkında bilgi veren öğretmen Cevat Ayna ise şöyle konuştu: “Bu aslında öğrencilerimizle birlikte çok uzun süredir hazırlamış olduğumuz bir öğrenme ortamı. Bu süreç içerisinde çok farklı ülkelerin eğitim programlarından etkilenerek hazırladığımız ve temelinde de köy enstitülerinin yattığı bir model. Bir proje değil bu. Biz bir sınıf, bir ortam hazırladık ve bu durum ulusal ve yerel medyada yankı uyandırdı. Devamında da herkes ‘Bu projenin adı ne’ dedi. ‘Bu projenin bir adı yok’ dedim ama öğrencilerim ‘Öğretmenim biz burada çok mutluyuz, bunun adı Mutlu Öğrenme Sınıfı olsun’ dediler. Bazen gerçekten çok ketum okul yapıları oluşturuyoruz. Onların eğlenebileceği, keyif alabileceği ve gerçekten hayal güçlerinin kısıtlanmadığı, merak duygularının yok edilmediği eğitim öğretim ortamlarının tasarlanması gerekiyor. Ama maalesef şu dönemdeki okul yapılarımız öyle değil. Çünkü öğrenciler en çok oyun oynarken mutlu oluyor. Çamurla oynarken, doğadayken mutlu oluyor.” “YEREL ÇALIŞMALARI KUVVETLENDİRMEYE ÇALIŞIYORUZ” İngiliz Varkey Vakfı tarafından verilen ve ‘Eğitim Nobel’i’ olarak bilinen ‘Küresel Öğretmen Ödülü’nün finalinde adını ilk 10’a yazdıran Samsun Ayvacık Anaokulu Müdürü Nurten Akkuş da, “Hem çocuklarımızın hem de çevrelerindeki insanların hayatlarına dokunmak ve bir farklılık yaratmak için çalışıyoruz. Eğitimde farkındalıklarımızın arttığı sürece çok daha iyi bir noktaya gelebileceğimizi düşünüyorum. Güzel çalışmalar yapıyoruz, yerel çalışmaları da kuvvetlendirmeye çalışıyoruz. 2023 Vizyon hedefinde de çok güzel örnekler var. Bunların uygulanması çok güzel sonuçlara yol açacaktır. Aynı zamanda küresel gelişmeleri de takip etmemiz lazım” dedi.