Dünya

(Görüntülü Haber) Yavuz Sultan Selim Köprüsü Münih’te tanıtıldı

Edip Sönmez / İstanbul, 10 Kasım (DHA) - Almanya’nın Münih şehrinde düzenlenen ve dünya çapında yüzden fazla projenin yer aldığı Visionaries and Everyday Heroes (Vizyonerler ve Gündelik Kahramanlar) sergisinde tanıtılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü büyük il

10 Kasım 2017 18:45

Edip Sönmez / İstanbul, 10 Kasım (DHA) - Almanya’nın Münih şehrinde düzenlenen ve dünya çapında yüzden fazla projenin yer aldığı Visionaries and Everyday Heroes (Vizyonerler ve Gündelik Kahramanlar) sergisinde tanıtılan Yavuz Sultan Selim Köprüsü büyük ilgi gördü.

Türkiye’de ve yurt dışında projeler yürüten İçtaş İnşaat ile İtalya menşeli uluslararası inşaat şirketi Astaldi ortaklığında kurulan ICA’nın gerçekleştirdiği İstanbul Boğazı’nın üçüncü köprüsü, Münih’te görücüye çıktı.

Bavyera eyaletinin başkenti Münih’teki OskarVon Miller Forum’da düzenlenen ve 10 Kasım 2017 - 14 Ocak 2018 tarihleri arasında ziyaretçilere açık olacak ‘Vizyonerler ve Gündelik Kahramanlar’ sergisi, bugün düzenlenen basın toplantısı ve açılış resepsiyonu ile tanıtıldı.

“MÜHENDİSLİK, TOPLUMA EN BÜYÜK HİZMETLERDEN BİRİ”

Basın toplantısının açılış konuşmasını yapan Oskar Von Miller Forum Direktörü Werner Lang, böyle bir sergiyi açmaktan büyük mutluluk duyduklarını, halkın gözünde mühendislik mesleğinin imajının gelişmesi adına önemli bir adım attıklarını söyleyerek, bu mesleğin toplum için en büyük hizmetlerden biri olduğunun altını çizdi. Mühendislerin, insanların güvenliğini sağlıyor olmanın tatminini duyduklarını ifade eden Lang, bir inşaatı ele alırken, su tesisatı, atık, enerji korunumu ve dağıtımının yanı sıra ulaşım ve hareket gibi çok çeşitli unsurları dikkate aldıklarını hatırlattı.

1966 yılında, 27 yaşındayken Rhine Nehri üzerine yapılan bir köprü inşaatıyla mesleğe giriş yaptığını belirten uzman mühendis ve Dyckerhoff ve Widmann AG şirketleri eski Yönetim Kurulu Başkanı Hans Joachim Wolff, köprülerin meslekte kendisi için özel bir yeri olduğunu söyledi. Köprülerin hem ulaşımın kilit bir unsuru olarak insan hayatını kolaylaştırdığını, hem de insanlığın birbirine bağlanması adına sosyal ve duygusal bir değerinin olduğunun altını çizen Wolff, DHA’ya yaptığı açıklamada ise Yavuz Sultan Selim köprüsünü neden bu sergiye dâhil ettiklerini ve tanıtmaya değer gördüklerini söyledi.

Wolff, klasik anlamda asma köprü inşaatının uzun bir geçmişi olduğunu, ancak Fransa’da 2004 yılında inşa edilen Millau Viyadüğünün klasik asma köprü tasarım ve mühendisliği üzerine ciddi yenilikler kattığını belirtti. Wolff, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün hem bin 408 metre uzunluğu, hem de 59 metrelik genişliği ile mühendislik alanında Millau Viyadüğü gibi büyük bir atılım olduğunu ifade etti.

YAVUZ SULTAN SELİM’İN ÖNE ÇIKAN ÖZELLİKLERİ

Diyagonal halatlı asma köprünün, çok daha uzun mesafeleri birbirine bağlamayı mümkün kıldığını belirten Wolff, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün bu alanda çarpıcı bir örnek olduğunu ifade etti. Wolff, uzunluk yönünden Asya’da emsallerinin olduğunu ancak Yavuz Sultan Selim köprüsünün farkının, modern schrägseil (diyagonal halatlı) köprü teknolojisiyle yapılmış en uzun ve geniş köprülerden biri olmasından kaynaklandığını söyledi. Wolffayrıca köprüde kullanılan çelik halatların da bu zorlu göreve uygun kalite ve teknolojide olduğunu belirtti.

Üzerine çok şeritli kara yolunun yanı sıra, ray sistemi de döşeneceği için köprünün oldukça geniş olduğunu hatırlatan Wolff, bu tür durumlarda köprülerin genellikle çift katlı yapıldığını, ancak Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün tek katlı ve daha geniş inşa edildiğini söyledi. Boğaz’dan her gün geçen çok sayıda ve büyük ölçekli gemileri engellememek adına Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün tek katlı inşa edildiğini belirten Wolff, bu sayede köprünün deniz üzerinde çok az alan kapladığını ifade etti.

YENİ NESLE İLHAM VERECEK İNOVASYONLAR

Serginin küratörlerinden Isabelle Krier-Michaeli ise mühendisliğin Almanya’da bazı kesimlerce hak ettiği takdiri görmediğini ancak modern mühendislik teknolojilerinin standart bina inşaatlarının ötesinde, temiz içme suyunun ulaştırılması, insanların rahat ve sorunsuz geçiş yapabilmesi için yenilikçi kavşaklar tasarlanması, doğa dostu enerji üretimi gibi inovasyonları da mümkün kıldığını belirtti. Bu bağlamda Michaeli sadece mesleğin içinde yer alan kişileri değil, mühendislik mesleğine yeni adım atacak öğrencileri de açılışa özellikle davet ettiklerini, yeni mühendislere ilham vermek istediklerini belirtti. Michaeli, sergideki yenilikçi tasarım ve fikirlerin, mühendislik sektörünün gerçek değerinin anlaşılması adına öneminin altını çizdi.

Basın toplantısına Kuzey Ren Vestfalya Mimari ve Mühendislik Müzesi Sözcüsü Timo Klippstein, Alman Müzeler Enstitüsü baş araştırmacısı Dirk Buhler, Mimar Martin Sinkgibi sektörün önemli isimleri de katıldı.

Akşam düzenlenen sergi açılışına ise mühendis ve mimarlardan oluşan özel davetlilerin yanı sıra, mühendislik fakültesi öğrencileri de katıldı ve sergiyi ilgiyle inceledi. Açılışta Bavyera İnşaat Sanayii Birliği Direktörü Thomas Schmid ve Bavyera İnşaat Mühendisleri Odası Birinci Başkan Yardımcısı Michael Kordon da kısa birer konuşma yaparak davetlileri karşıladı. Ardından Cambridge Üniversitesi’nde görevli inşaat mühendisi Bill Addis, modern yapısal mühendislik alanında bir seminer verdi.

HER SERGİSİ FARKLI MEKANDA KURULAN ‘MOBİL MÜZE’

Almanya’da 2005’te kurulan Kuzey Ren Vestfalya Mimari ve Mühendislik Müzesi, 2008’den beri sabit bir mekan kullanmaksızın, her yıl farklı eyalet ve şehirlerde ‘mobil müze’ statüsünde faaliyet gösteriyor. Mobil müze, her sergi için özel olarak hazırladığı farklı sunum tarzıyla da, sergi alanını serginin kendisi haline getiriyor.

İNSANLIĞIN GEREKSİNİMLERİ ADINA GELİŞİM

Mühendislik mesleğinin tarihsel gelişimini ana hatlarıyla ele alan sergi, geçmişten bugüne bir köprü inşa ederken, geleceğe dair de öngörülerde bulunuyor. İnşaat mühendisliğinin kilometre taşı olmuş projeler ve yenilikçi tasarımların sergilendiği etkinlik, mühendislik mesleğinin toplumsal, kültürel ve teknolojik unsurlarını işliyor. Sergi, inşaat mühendisliği mesleğinin ayrıca insanların depreme dayanıklı konutlarda yaşama, güvenli köprülerden geçme, temiz su içme ve estetik mekânlarda bulunma gibi temel gereksinim ve isteklerini yerine getirmede ne denli etkili olduğunu vurgulamayı da amaçlıyor.

MÜHENDİSLİĞİN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ

İki ana kısma ayrılan serginin birinci bölümü, mesleğin tarihsel gelişimini ele alıyor. Bu bölümde sektörün geçmişte mihenk taşı olmuş projeleri, o dönemin yenilikleri ve mesleğin önde gelen isimleri tanıtılıyor. Bu bölümde mühendislik, mimari ve müteahhitlik alanında tarihe adını yazdırmış şahıslar, tavana asılan dolambaçlı bir zaman çizelgesinin altında, kronolojik olarak ve tarihte yer edinmiş projelerle birlikte görülüyor. Ünlü mühendis ve mimarları eserleriyle bağdaştırarak ilerleyen bu hat, 18\'inci yüzyıldan başlayarak modern çağa ulaşıyor.

İkinci bölüm ise, toplumun ihtiyaçları ile sorunları doğrultusunda geliştirilmiş dikkat çekici ve yeni projeleri tanıtıyor. Günümüzün inşaat mühendisliği mesleği altında bir araya gelen farklı disiplinlerin, kolektif düşünen yeni nesil mühendisleri ortaya çıkardığı aktarılıyor.

Ulaşım / taşımacılık, su, enerji gibi çeşitli alanlarda tamamlanmış veya inşaat halinde olan güncel projelerin sunulduğu bölüm; fotoğraflar, çizimler, modeller ve videolarla destekleniyor.

DÜNYADAN ÇARPICI MÜHENDİSLİK ESERLERİ

Boğaz’ın üçüncü köprüsü, Oskar Von Miller Forum’da “bin 408 metrelik uzunluğuyla İstanbul Boğazı üzerinde uzanarak Avrupa ve Asya’yı birleştiren asma köprü” şeklinde tanıtılıyor.

Sergide dikkat çeken diğer önemli projelerden bazıları, Bayvera eyaletindeki Garmisch-Partenkirchen’de inşa edilen, tek gerilim hattı üzerinde 4.5 kilometre mesafe kat ederek Zugspitze dağına çıkan teleferik hattı ile Avusturya-İtalya arasında uzanan ve 64 kilometre ile dünyanın en uzun tüneli olacak Brenner demiryolu bağlantısı. Sergide ayrıca Londra’daki yeni Oxford Circus kavşağı ve trafik idare sistemi; İskoçya kıyısındaki suda yüzen Hywind rüzgar enerji santrali; Dubai’de 829 metre uzunluğuyla dünyanın en yüksek yapısı olan Burç Halife; Avusturya’da 27 metre yüksekliğiyle modern ahşap mimari alanına yenilikler katan Life Cycle Tower (Yaşam Döngüsü Kulesi); Polonya’nın başkenti Varşova’daki Ulusal Stadyumun tamamen saydam tavanı ve Almanya’nın Stuttgart kentindeki bilgisayar destekli tasarım ve araştırma merkezi ICD/ITKE gibi çok sayıda önemli mühendislik eseri daha yer alıyor.

Ücretsiz ziyaret edilebilen sergi, pazartesileri hariç her gün saat 12.00 ile 18.00 arasında açık olacak.