Osman ŞİŞKO/SÜRMENE (Trabzon), (DHA)- CHP Trabzon Milletvekili Haluk Pekşen’in imar kirliğine dikkat çekmek için sosyal medya hesabından fotoğrafını paylaştığı Sürmene İlçesi’ndeki 9 katlı karkas haldeki binanın 2009 yılında kadastro kayıtlarına girdiği ve bina hakkında imar yönetmeliğine ilişkin herhangi bir işlem başlatılmadığı ortaya çıktı. Konuyla ilgili konuşan yapının sahiplerinden işadamı Köksal Akduman, “Ekilecek ve biçilecek alanımızın olmadığından dolayı mecburen bu yapıyı dikey olarak yapmak zorunda kaldık. Amcamın zaten 9 tane çocuğu var. Her birine birer daire düşünürsek yapılan bize göre hoş bir binadır” dedi. CHP’li Haluk Pekşen, Karadeniz Bölgesi’nde yüksek katlı bina ve imar kirliğine dikkat çekmek amacıyla yapımına 1995 yılında başlanan karkas haldeki 9 katlı 18 dairelik binanın fotoğrafını sosyal medya hesabından paylaştı. Milletvekili Pekşen’in sosyal medyada ‘Burası Trabzon Sürmene. Karadeniz yaylalarının nasıl yok edildiğinin göstergesi. İşte AKP’nin belediyecilik anlayışı’ başlığıyla paylaştığı fotoğraf kısa sürede ilgi gördü. Sosyal medya kullanılıcıları tarafından da tepkiyle karşılanan fotoğraf için takipçiler Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yapılaşmadaki ‘Yatay mimari’ tavsiyesine dikkat çekti. Sürmene İlçesi Oylum Mahallesi’ndeki binanın sahiplerinden iş adamı Köksal Akduman, tartışılan binalarının önünde tepkilerle ilgili açıklamada bulundu. Akduman, binanın 2009 yılında kadastro kayıtlarına girdiğini ifade ederek kendilerine göre hoş olarak nitelendirdiği inşaatın iş yoğunlukları nedeniyle tamamlanamadığını söyledi. ‘YAPILAN BİZE GÖRE HOŞ BİR BİNADIR’ Arazi şartlarının zorluğuna dikkat çeken ve aile nüfusunun kalabalık olması nedeniyle inşaatta çok katlı binayı tercih etme zorunda kaldıklarını belirten işadamı Köksal Akduman “Karadeniz’in inşaat alanında bakıldığı zaman arazide geniş alan olmadığından biz de yatay şekilde birkaç bina değil de, hepsini bir alanda toplamak için dikey olarak yaptık. Bakıldığında göze hoş görünmeyecektir ama insanların buradaki şartları gördüğünde başka imkanların olmadığı da görülecektir. Arazi dar olduğundan ve ekilecek ve biçilecek alanımızın olmadığından dolayı mecburen bu yapıyı dikey olarak yapmak zorunda kaldık. Amcamın 9 çocuğu vardır. Her birine birer daire düşünürsek yapılan bize göre hoş bir binadır” dedi. 2009’DA KADASTRO KAYITLARINA GİRDİ Binanın 2009 yılında kadastro kayıtlarına girdiğini de kaydeden Akduman “Ekilecek ve biçilecek alanları işgal etmektense bu şekilde bir inşaatı uygun gördük. Ayrı ayrı 8 bina yapmaktansa inşaatı bu şekilde yapıp kalan araziyi de değerlendirmek istedik. Mahallede belki böyle 9 kat yok ama 5-6 kat birçok bina yer almaktadır. Burada insanların yaşayabilmesi için olması gereken de budur. Bu bina 1995 yılları civarında başladı, 2002 yılında bitirildi. Bina 2009 yılında da kadastro kayıtlarına geçmiştir. Yani yeni yapılan bir bina değildir. Binanın bu halde bırakılma nedeni ise; başka işlerimiz çıktığından zaman bulamadığımızdan inşaatı tamamlayamadık” diye konuştu. ‘ELEŞTİRENLER GELİP BURAYI GÖRSÜN’ Oylum Mahalle Muhtarı Niyazi Akyasan ise binada imara aykırı bir durumun olmadığını ve konu hakkında da herhangi bir şikayet ya da işlemin yapılmadığını ifade ederek şöyle dedi: “Oylum Belde Belediyesi kurulduğundan beri burada personel şefliği görevini yapmaktaydım. Bin 500 hanelik bir mahallemiz var. Bu ara çok nüfus kaybettik, nüfusumuz 2 bin civarlarındadır. Yaz dönenimde bu sayı daha da artıyor. Doğduk doğalı Oylum\'da yaşamaktayız. Bahsedilen bina 95’li yılarda başlayıp 2000’lerde bitirilmiş, ondan sonra da herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu ve benzeri binalar Oylum’da vardır. Aynı katta olmasa da 5-7 katlı binalar burada yer almaktadır. Burada usulsüz bir hareketimiz yoktur. Bu bina da çok kardeş var. Yer sıkıntısı malum. Ben küçümsenecek ve aykırı bir durum yok diye düşünüyorum. Bugüne kadar çevreden ya da başka bir yerden bir şikayet söz konusu değildir. Yapılırsa da haksızlık yapılır. Eleştirenler gelip burayı görsün araştırsınlar. 24 saat Oylum’un hizmetindeyiz. Bizde arazi kıt, yörede birkaç bina yerine tek binaya başvuruluyor. Konum itibarıyla bu sorun tüm Karadeniz’in sorunu maalesef.”