Oktay ENSARİ- Yasin DALKILIÇ/KAYSERİ, (DHA)- GÜVENLİK Uzmanı ve yazar Mete Yarar, Kayseri\'de Türkiye-Amerika ve İdlib\'te Türk Silahlı Kuvvetleri\'nin başlattığı sınır güvenliği operasyonuyla ilgili konuştu. Yarar, \"Amerikan ilişkilerin masaya yatırmak istiyorsanız son 10 yıla değil son 60 yıllık ittifaka bakılmalıdır. Ortaya çıkan hep ABD\'nin lehine biçilmiş bir faturadır. Bizim için ABD ne bedel ödedi? 60 yıldır bizim ödemediğimiz bedel kalmadı\'\' dedi. Mete Yarar, TSK\'nın İdlib harekatı \'Uzun hedefleri olan bir hareket\' olarak nitelendirdi. Kayseri 1\'inci Kitap Fuarı\'na söyleşi yapmak ve kitaplarını imzalamak için gelen güvenlik uzmanı Mete Yarar, vize ambargosuyla gerginleşen Türkiye-ABD ilişkileri konusunda DHA\'ya değerlendirme yaptı, Yarar, çok uzun süreden bu yana Türk- ABD ilişkilerinde bir problemler var. Ben bunu zaman zaman 2000\'lerin başında başlatanlar var. Çok daha önceden de yapmıştı. Hep bir zirve vardır. Bu günler sosyal medya daha etkili olduğu için daha çok insanların göz önüne gelmeye başladı. Çuval geçirme olayı neyin zirvesi olarak kabul etmeyeceksiniz de bugünkü vize sorununu zirve olarak kabul edeceksiniz. Türkiye\'nin kritik malzemeleri varken , o kritik malzemeleri vermezken ne yapacaksınız nereye koyacaksınız. Türk-Amerikan ilişkilerin masaya yatırmak istiyorsanız son 10 yıla değil son 60 yıllık ittifaka bakılmalıdır. Ortaya çıkan faturada hep ABD\'nin lehine biçilmiş bir faturadır. Bizim için ABD ne bedel ödedi. Ödemediğimiz bedel kalmadı. Sayın Cumhurbaşkanı kullandığı Türkiye, Eski Türkiye değil, o nedenle kafasını kaldırıp çok rahatlıkla cevabını verebiliyor\'\' değerlendirmesi yaptı. Türk Silahlı Kuvvetleri\'nin Suriye\'ye İdlip üzerinden girmesiyle gerçekleştirdiği harekat ile Fırat Kalkanı harekatınının aynı olmadığını belirten Yarar, \"Fırat Kalkanı\' bir askeri harekattı. İdlib harekatı ise başlangıç itibarı ile istihbarat operasyonudur\" dedi. Mete Yarar, şöyle konuştu: \"Açıkçası Sayın Cumhurbaşkanı işareti çoktan vermişti. Geçen günkü konuşmasında da söylemişti. Bunların hepsi bir planlama ile icra ediliyor ama konuşulması ve yapılması gereken de bir prosedür var. İdlible ilgili projen gerçekleştiği yer Astana. Astana, Rusya\'nın içinde bulunduğu bir organizasyon ile icra edildi. Ama sonuçları anlamında hem Suriye\'deki İnsanların mültecilerin veya vatandaşların hayatlarını korumak hem de PYD\'nin ilerlemesine engel olmak yapılabilecek planlanmış bir harekattı. Başlangıç itibari ile zorlukları olacağı kesindi. Zaten ilk günde de bunlarla ilgili sorunlar yaşandı. Ama, Türkiye\'nin ısrarlı tutumu ve bölge halkının ısrarı ile şu anda yerleşmeler başladı. Kuzeyden başladı bu yerleşmeler. Kuzeyden bir hat olduğunu düşünürsek, Şeyh Bereket dağından başlayarak sınırlığa giden bir bölgeyi kontrol etmeye başladı. Bu olay uzun sürecek. Fırat Kalkanından biraz daha uzun hedefleri olan bir harekattan söz ediyoruz. Nüfus olarak baktığımızda 3,5-4 milyondan bahsediyoruz. Fırat Kalkanı icra edilen dönemde bölgede yaklaşık 150-160 bin kişi yaşıyordu. Burada daha fazla insan yaşıyor. Kontrol anlamında riskleri taşırsınız. Bölgede 30 bine yakın silahlı unsur var. Daha önce Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Amerika öncülüğünde bazı koalisyon güçlerle eğitilmiş gruplardır. Diğer tarafta operasyon icra edilirken kullandığımız gruplar Türkiye\'nin seçtiği gruplardı. Birçok belirsizler görünüyor ama bu belirsizler şu anda planlanıyor diye görünüyor. Fırat Kalkanı ile bu harekatı değerlendirirken, Fırat Kalkanı bir askeri harekattı. İdlib harekatı ise başlangıç itibarı ile istihbarat operasyonudur. Bir izleme yapacaksınız. Bu izleme çatışmazsızlığın sağlanması için. Ayrı yeten PYD\'nin ilerlemesini durdurmak için faaliyet yürüteceksiniz. Bu durumlar TSK\'nin fiili anlamında iş kapsamına girmiyor. Genelde Milli İstihbarat Teşkilatının görev kapsamındadır. TSK\'nın görevi operasyonun sürdürülmesi ve güvenliğin sağlanması ile ilgilidir. MİT ve TSK\'nın gücü ile alnımızın akı ile çıkacağız.\'\'