Gündem

(Görüntülü Haber) Kuryenin tükürdüğü pizzayı sipariş eden kişi: Üçüncü dilim ağzımdayken mesaj geldi

Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR, (DHA)- ESKİŞEHİR'de, kuryenin tükürdüğü pizzayı sipariş veren Hüseyin Alyüz, üçüncü dilimi yerken apartman yöneticisinin yeğeni Ç

29 Mart 2018 00:06

Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR, (DHA)- ESKİŞEHİR\'de, kuryenin tükürdüğü pizzayı sipariş veren Hüseyin Alyüz, üçüncü dilimi yerken apartman yöneticisinin yeğeni Ç.E. tarafından pizzayı yememesi ile ilgili mesaj geldi. Yaptığı görüşmede apartman güvenlik kamerasında kuryenin pizzaya tükürdükten sonra servis yaptığını gören Alyüz, konuyu yargıya taşıdı. Olay sonrası psikolojisinin bozulduğunu söyleyen Alyüz ile pizza şirketi avukatları Eskişehir Ticaret Mahkemesi\'ndeki davada biraraya geldi. Eskişehir\'de geçen 24 Aralık\'ta meydana gelen olayda, motosikletle servis yapan ve başında kask bulunan B.S. adlı kurye, elinde pizza kutusu ile girdiği apartmanda pizza kutusunu açıp içerisine tükürdü. Apartmanın güvenlik kamerası tarafından kaydedilen görüntüde kurye B.S.\'nin tükürme anını kendi cep telefonuyla çektiği de görüldü. B.S. daha sonra merdivenlerden 5\'inci kata çıkıp tükürdüğü pizzayı sipariş veren Hüseyin Alyüz\'de teslim etti. Apartman sahibinin yeğeni Ç.E.\'nin kuryenin pizzaya tükürmesini güvenlik kamerasında görmesi ve durumu Hüseyin Alyüz\'e bildirmesinin ardından olay yargıya taşındı. Kurye B.S. de işten çıkarıldı. Pizza şirketinin avukatları, davanın görüldüğü Eskişehir Ticaret Mahkemesi\'ndeki savunmalarında şantaj iddiasında bulunarak, \"Davacı tüm bu senaryo karşılığında oluştuğu iddia ettiği zararı için, önce 1 milyon TL, sonra 500 bin TL, en son huzurunuzdaki dava ile ise 238 bin 550TL gibi afaki rakamlar isteyerek, haksız kazanç elde etmeye çalışmıştır. Davacı, organize ettiği bu olayı kullanarak müvekkil şirketten şantaj yoluyla para elde etmeye çalışmışlardır\" dedi. \'İKİ DİLİM YEDİM\' Avukatı Kemal Sayılır ile birlikte gazetecilere açıklamada bulunan Hüseyin Alyüz, tükürüklü pizzadan 3\'üncü dilimi yerken cep telefonundan apartman sahibinin yeğeni Ç.E.\'nin kendisine \'pizzayı yeme\' şeklinde mesaj gönderdiğini söyledi. Alyüz şöyle konuştu: \"Olay günü pizza siparişi verdim. Ben 8 yıldır aynı adreste oturuyorum. Defalarca pizza yemişimdir. Telefondaki hanımefendi bana adresi sordu. Ben de adresi sorması karşısında \'8 yıldır aynı adreste oturuyorum. Neden bana adres soruyorsunuz?\' şeklinde beyanım oldu. Herhangi bir ses yükseltmem ve hakaretim olmadı. Görüntülere göre. Kurye geldi, ilk önce birinci kata çıktı. Pizzayı açıyor, içine tükürmeye başlıyor. Ben 5 katlı binada oturuyorum. Birinci katta da binanın sahibinin yeğeni oturuyor. Kamaraların izlenme yeri de bu kişinin dairesinde bulunuyor. Binada otomatik ışıkların yanıp sönmesi bu arkadaşın dikkatini çekiyor. Kapıyı açıp çıkıyor. Ancak kurye yukarı çıkmaya başlamış oluyor. Ardından bağırarak \'pizza kime geldiyse yemesin\' diyor. Ben 5\'inci katta olduğum için duymuyorum. Tekrar dairesine dönüp kameradan pizzanın kime geldiğini kontrol ediyor. Kuryenin 5\'inci kata gittiğini belirliyor. Zaten 5\'inci katta 2 daire bulunuyor. Diğer arkadaşı arıyor. O bana gelmedi diyor. Sonra beni arıyor. Ben de yemek yiyeceğim ve çok da önemli bir şey söylemeyeceğini düşündüğüm için telefonu meşgule aldım Daha sonrasın da iki dilim yedim. Üçüncü dilim ağzımdayken bana mesaj geldi \'pizzayı yeme\' diye. Ben de hemen arkadaşı arayıp ne olduğu sordum. O da pizzama tükürdüklerini söyledi. Olaydan sonra doktora gittiğini anlatan Alyüz, bunu yapan kişi bir bulaşıcı hastalık taşıyor ihtimali olabilir. AIDS, Frengi testine girmek zorunda kaldım. Ailemle birlikte yaşamadığım için mecburen hazır gıda tüketmek zorunda kalıyorum. Bundan dolayı da bir iğrenme tiksinme söz konusu oldu. Biri süre yemek yiyemedim. Onun akabinde doktora gittim. Bende aşırı bir temizlik titizlik bozukluğu olduğunu söyledi, bununla ilgili rapor aldım. İlaçlar kullandım\" dedi. \'BU KADAR BÜYÜTÜLECEK NE VAR?\' Pizza şirketi avukatının kendisini telefonla arandığını da belirten Alyüz, \"Kendileri bu olaydan dolayı özür dilediklerini, çok mutsuz olduklarını belirttiler. Ben de kendilerine hastanede olduğumu söyledim. Bu olayın para pul ile bir alakası yok. Çünkü benim yemeğime tükürüldüyse, bütün hazır gıda yiyenlerin bütün yemeklerine tükürülmüştür diye düşünüyorum. Onlara da bunları söyledim. Kendileri de bana \'bu olayda bu kadar büyütülecek ne var?\' şeklinde bir ifadede bulundular. İşin şantaj kısmına gelince de \'kendileri bize bir evrak gönderiyorlar. Noter tasdikli. Avukat aracılığıyla gelen bir evrak. Evrakta bizden özür dilediklerini, çok ahlak dışı olduğunu, personeli işten çıkardıklarını söylüyorlar. hem özür dildiklerini hem de maddi manevi zararınız neyse bunun taraflarınca karşılanacağını ve rakam belirtmemiz gerektiğini söyleyen bir evrak gönderiyorlar. Bunun karşılığında avukatım kendilerine maddi manevi tazminatımızı karşılayacak olan rakam ne ise onunla alakalı bir kağıt gönderiyor. Bizim arkadaşlardan, onlar bize göndermeden önce istediğimiz bir para yok, bir kağıt, bir evrak yok. Herhangi bir şey yok\" diye konuştu. AVUKAT SAYILIR: RAKAM BELİRTEMEMİZİ KENDİLERİ İSTEDİLER Hüseyin Alyüz\'ün avukatı Kemal Sayılır da konuyla ilgili yaşanan gelişmeleri şöyle anlattı: \"Biz durumu öğrendikten sonra karşı tarafa bir ihtar çektik. Maddi manevi zararlarımızın giderilmesini aksi takdirde iletişime geçilmediği zaman hukuki cezai yaptırımlar için dava yoluna başvuracağımızı anlattık. Kesinlikle bir rakam belirtmedik. Bunun üzerine avukatları bizi arayarak zarar miktarımızı bildirmediğimizi, ihtarnamemizde yazmadığımızı zarar miktarının kendilerine bildirildiğinde bunun karşılanacağını ilettiler. Biz kendilerine iddia ettikleri gibi bir rakam bildirmedik. Bunun üzerine yazılı şekilde bildirin dediler. Biz de yazılı şekilde de bildirmedik. Daha sonra bir yazı gönderip özür dilediklerini, personelin işten çıkarıldığını, zararın karşılanması için bir rakam belirtmemizi istediler. Biz de 500 bin TL yazan ihbarnameyi kendilerine gönderdik. Bu ihtarname kendilerinin bize zararın miktarını bildirin yazısından sonra gönderilendir. Bu kesinlikle bir şantaj evrakı değildir, bu hukuk alanında uzlaşma ve ara buluculuk diye söylenen bir sistemin ürününü içeren bir dilekçedir.\"