Gündem

(Görüntülü Haber) Kore Gazisi, 70 yıldır günlük tutuyor

İrfan ÖZŞEKER-Hakan KALELİ SİVAS, (DHA) SİVAS'ta yaşayan Kore Gazisi İsmail Başar(88), 18 yaşında başladığı günlük yazma alışkanlığını 70 yıldır aralıksız sürdürüyor

24 Şubat 2018 15:04


İrfan ÖZŞEKER-Hakan KALELİ SİVAS, (DHA) SİVAS\'ta yaşayan Kore Gazisi İsmail Başar(88), 18 yaşında başladığı günlük yazma alışkanlığını 70 yıldır aralıksız sürdürüyor. Her yılı ayrı yazdığı küçük ajandaları saklayan Başar, bu günlüklerin ileride kitaplaştırılmasını istiyor. Başar Hayatı seviyorum, yazmayı da seviyorum. Unutmayayım diye her şeyi not ediyorum dedi. 


Sivas merkezde Kadıburhanettin Mahallesi\'nde oturan 4 çocuk babası İsmail Başar, kentte yaklaşık 60 yıl minibüs şoförlüğü yaptıktan sonra Bağ-Kur\'dan emekli oldu. 13 yıl önce eşi Kadriye Başar\'ı kaybedince yalnız yaşamaya başladı. 18 yaşından itibaren günlük tutmaya merak salan Başar, askerde iken Kore Savaşına giden kafilede yer aldı. Savaş sırasında da zor şartlar altında sürdürdüğü merakını bugünlere kadar taşıdı. Günlük yazma alışkanlığını 70 yıldır aralıksız sürdüren Başar, çevresindeki önemli olan her şeyi not alıyor. Her yıla, ayrı bir günlük ayıran Başer, son günlerde sağ gözünde oluşan sıkıntıdan dolayı yazmakta sıkıntı çekiyor. 
Askere gitmeden önce günlük yazmaya başladığını ifade eden Başar Gençken yazmaya başladım, halen de yazıyorum. Bu sıralar sağ gözümde sıkıntı var, tek gözle yazmaya çalışıyorum. Hayatı seviyordum, yazmayı da seviyordum. O yüzden günlük tuttum. İlkokulu bitirdim. Bizim zamanımızda ilkokulu bitirmek de marifetti. Okul yoktu zaten, bir kaç tane okul vardı. Üniversite yoktu burada. Unutmayayım diye her şeyi not ederim. Kalem cebimdedir hemen yazarım. Bir de gidip gezdiğim yerleri kaybolmamak için yazarım. Nereden girip nereden çıktığımı unutmayayım diye de yazıyordum dedi.


SAVAŞTA YAZMAK ZOR OLUYORDU

 
1950 yılında 1\'nci Kafile, 241\'nci Piyade Taburuyla  Kore Savaşı\'na fiilen katılan Başar, savaş sırasında günlük tutarken bir hayli zorlandığını, yazılarını ancak bir sonraki gün yazabildiğini ifade ederek şöyle konuştu 


Savaşta yazmak zor oluyordu. Şimdi savaşmak atalarımızın gibi kılıç, kalkan değildi. Piyadeydim 20 yaşına gelince askere gittim. Harp alanında günü gününe yazamıyordum. Bir gün sonra ancak yazabiliyordum. Umumiyetle de ateş, barut, insan cesedi, korku, heyecanla yazıyordum. Can alma çarşısıydı. Can alıp, can satıyorduk orada. Karşıdaki kurşun atmazsa, sen de atamıyordun. Taarruza girersek önümüzdeki dereler, ırmaklar bize sınır çizerdi. Cephe olurdu. Komutanlarımızdan emir gelince taarruza kalkar, önümüzdeki toprakları alır düşmanları temizlerdik. Biz haddini geçtik ilerledik, sonra geri çekildik. Paşalarımız çok yiğitti, onların sayesinde biz de yiğit olurduk.


HER YILA AYRI TAKVİM


Her yılı ayrı takvim ajandasına not ettiğini kaydeden Başar şöyle devam etti 
Her vilayetten oraya gidenler oldu. Sivas\'tan birkaç kişi gittik, arkadaşlarım öldü. Onların için üzgünüm, duygulanıyorum da onlar için. Amerikan vapuruyla, İskenderun\'dan bindik. 31 gece denizde yol aldık. Gemide de günlük tuttum. Bütün hislerimi yazdım bunlara. Gittiğim yerdeki gördüğüm güzellikleri yazdım. Mesela oğlum Antalya\'da, yanına gidince oraları yazdım. Arkadaşlarımla olan muhabbetlerimi yazdım. Burada çarşıya gittim, geldim yazdım. Hislerimi kaleme döktüm. Dilimin döndüğü kadar yazdım. \'Filanla kavga ettim, etmesem iyiydi\' diye yazdım, vakit geçirdim. Bir takvim alıyordum, her yılı ayrı bir takvime yazıyordum. Yediğimi, içtiğimi, gezdiğimi, kavga ettiğimi, her şeyi yazdım. Kendime adet edindim bunu. Ölenleri , doğanları hep yazdım. Mesela şimdi siz gidin, gidince süsler yazarım sizi. İşte geldiler benle röportaj yaptılar diye yazarım. 19 yaşında evlendim, 20 yaşında harbe gittim. Çocuğum olduğu haberini harpte aldım. Ben diyordum ki oğullarım büyür, bunları bir kitap haline sokar. Ben de kahvemi, çayımı alır okurdum diyordum. Çocuklarım heves etmedi. Yazdıklarımın kitap olmasını isterim. 


ŞİMDİ GÖTÜRSÜNLER, SAVAŞA YİNE GİDERİM


Türk Silahlı Kuvvetlerinin Suriye\'nin kuzeybatısındaki Afrin\'e başlattığı operasyon hakkında da konuşan Başar şunları söyledi 


Askerlerimizin kuvvetli olmasını dilerim. Şehitlerimize de rahmet dilerim. Ben harpten çıktığım için, harbin ne olduğunu iyi bilirim. Harp güzel bir şey değil. Allah kimsenin memleketine düşman ayağı bastırmasın. Düşman dost oluyor, dost düşman oluyor. Amerika bir yandan dostumuzdur, bir yandan da düşmanımızdır. Şimdi bile götürseler giderim. Öleceğim ki öleceğim, hiç değilse şehit olurum. Savaşa giderim.