İSTANBUL,(DHA)- TOPRAKLARINDAN baskı ve zulüm görerek göçe zorlanan Kazakların Türkiye’ye gelişlerinin 65\'inci yılı için Bağcılar\'da bir program düzenlendi. Programda konuşan göçün tanıklarından Kaplan Tosun, \"Çocukların idrarını ilaç niyetine kullanıyorduk\" dedi. Çin ve Rusya’daki rejim değişikliklerinin ardından gördükleri zulüm karşısında göç etmeye başlayan Kazaklar, Türkiye\'ye ilk 1952 yılında geldi. 400 kişiden oluşan 130 Kazak ailesi Bağcılar’a yerleşti. Bugün ilçedeki sayıları 5 bin 500 olan Kazak muhacirler için bir program düzenlendi. Bağcılar Belediyesi ile Hoca Ahmet Yesevi İlim ve İrfan Vakfı tarafından halk sarayında gerçekleşen programa Kazaklar büyük ilgi gösterdi. “RABBİM O GÜNLERİ BİR DAHA GÖSTERMESİN” Ev sahibi olarak konuşma yapan Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı, “Osmanlı devletinin son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında Orta Asya ve Balkanlar’da hazin gelişmeler yaşanırken Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz de Türkiye’ye doğru yolculuğa başladılar. 2 bin kişi 10 yıllık yolculuk sonunda Türkiye’ye ulaşabildi. İlk gelen 130 aile Bağcılar’a yerleşti. Rabbim o günleri bir daha göstermesin ama unutmamak ve unutturmamak bizim en kutsal görevimiz” dedi. “HİMALAYA DAĞLARINI VE TAKLAMAKAN ÇÖLÜNÜ AŞARKEN ÇOK SIKINTIYAŞADIK” Büyük göç sırasında çocuk olan Hızırbek Gayretullah o günleri, “Kazak Göçü 1904 yılında başladı. Bu göçlerin nedeni hürriyet ve istiklal meselesidir. Göç sırasında yokluk ve açlık yaşadık. Himalaya Dağlarını ve Taklamakan Çölü\'nü aşarken çok sıkıntı ve zorluk çektik. Yiyecek ve tıbbi malzememiz yoktu. Yabani hayvan avlayarak karnımızı doyuruyorduk. Kardeşlerimizin çoğu açlıktan öldü” sözleriyle anlattı. \"ÇOCUKLARIN İDRARINI İLAÇ NİYETİNE KULLANDIK\" Mansur Teyci de, “Göç sırasında 9 yaşındaydım. At ve develerle yolculuk yaptık. Eksi 20 derecede Tibet ve Himalaya Dağları\'nı aştık. Soğuk zamanlarda donmayalım diye bizi sandıkların içine koyarlardı. Bizim göçümüz hicrettir. Başımıza zulüm geldiği için biz 9 bin kilometreden hicret yaptık” şeklinde konuşurken Kaplan Tosun, “Göçte erkek çocuklar büyük önem taşıyordu. Özellikle 8, 9 ve 10 yaşındaki çocukların idrarı ilaç niyetine kullanılıyordu. Zehirlenenlere o çocukların idrarı içiriliyordu. Tek ilaç oydu o zaman. Çocuklar o zamanki göçün en büyük yardımcılarıydı. Göç yolunda çocuklar tezek, çalı topluyor yardımcı oluyorlardı” diyerek göç hikayesini dile getirdi. Programın ilerleyen saatlerinde mini bir dombra konseri ve ardından halk dansları gösterisi yapıldı. Davetlilere Kazakların yöresel yemekleri ikram edildi. Duygusal anların yaşandığı gecede göçle ilgili ilk kez ortaya çıkan fotoğraflardan ve yerel kıyafetlerden oluşan sergi de açıldı.