Kemal ATLAN- Hakan TÜRKTAN /ESKİŞEHİR, (DHA)- ESKİŞEHİR\'de 1979 yılında dönemin rektörü, şu an Büyükşehir Belediye Başkanı olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen\'in girişimleriyle kurulan Anadolu Üniversitesi İşitme Engelli Çocuklar Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezi\'nde (İÇEM), işitme engelli çocuklara işaret dili yerine cihazlarla konuşma eğitimi veriliyor. İÇEM Müdürü Prof. Dr. Ümit Girgin, tüm dünyada işitme engellilere \'işaret dili\' ve \'işitsel-sözel yöntemlerle\' eğitim verildiğini belirtti. Prof.Dr.Girgin İÇEM\'de işitme engelli çocuklara işitsel-sözel yöntemle eğitim verdiklerini söyleyerek şöyle davam etti: \"Merkezimizde işaret dili kullanmıyoruz. İşitme engelli çocuklar eğer erken yaşta teşhis edilir ve cihazlandırılırsa sözlü dili normal yaşıtları gibi öğreniyorlar. Telaffuzları ile ilgili bir sorun olabilir ama sözlü dillerini geliştiriyorlar, normal yaşıtları gibi okuma ve yazmayı öğrenebiliyorlar. En önemli özelliklerimizden bir tanesi de aile eğitiminin devam etmesi. Okul öncesinde, okula başlayana kadar aile eğitimlerimizin 15 günde ve ayda bir şeklinde devam etmekte. Daha sonraki okul yıllarında da yuvada ilk iki yıl yarım gün çocuklar okula gelmekte ve öğleden sonraları ailelere yaptığımız eğitim, aile eğitimi devam etmektedir.\" İŞİTME ENGELLİ ÇOCUKLARA EĞİTİM VERİLİYOR İÇEM bünyesinde normal, işiten çocukların devam ettiği bir yuvanın da olduğunu belirten Prof.Dr.Ümit Girgin, \"Burada kaynaştırma yapıyoruz. 40 normal işiten, 56 işitme engelli küçük çocuğumuz var. İşitme engelli çocuklarla normal işiten akranları zaman zaman birlikte oluyorlar\" dedi. Merkezlerine Türkiye\'nin çeşitli kentlerinden çocukların geldiğini de anlatan İÇEM Müdürü Prof.Dr. Ümit Girgin şunları söyledi: \"Türkiye\'de merkez olarak böyle bir okul var ama bizim gibi çalışan, araştırma yapan, yuvası, ilkokulu, ortaokulu olan bir araştırma merkezi yok. Türkiye\'nin her yerinden okulumuza aile geliyor. Hem aile eğitimi alanlar hem de gelişip yerleşen ailelerimiz var. Genelde 2 yaşından önce teşhis olmasını önemsiyoruz. Çünkü çok erken yaşta cihaz takarsa eğer sözlü dili daha rahat gelişecektir. O nedenle erken yaşta olan çocukları alıyoruz. Ama bu demek değil ki 3 yaşındaysa kabul etmiyoruz. Evet, kabul ediyoruz. Kliniklerimiz var, odyolog arkadaşlarımız var. İlk önce onlar görüyorlar. Çocuğun işitme kaybı belirleniyor, uygun cihaz veriliyor ve aile eğitimi başlıyor. Toplamda 122 işitme engelli çocuğumuz var. \" ERKEN TANININ ÖNEMİ Odyolog Doç.Dr.Zerrin Turan da, işitme kaybının çok çeşitli nedenleri olduğunu söyledi. Erken tanının önemine dikkat çeken Doç.Dr.Turan şöyle devam etti: \"İşitme kaybı, çocuklarda sese erişimi ve dili geliştirmeyi engelliyor. Çok çeşitli nedenleri olabiliyor. Doğum sırasında olabilir, doğum öncesinde olabilir. Doğum sonrasında geçirdiği herhangi bir hastalık nedeniyle ortaya çıkabilir. Genetik nedenleri olabilir. Yani aileden gelen bir işitme kaybı olabilir. Bunun dışında da geçirilen çeşitli hastalıklar, enfeksiyonlar da işitme kaybına çeşitli yaşlarda, değişik zamanlarda neden olabilir. Bizim okulumuzdaki çocukların büyük çoğunluğu doğuştan işitme kayıplı. Hepsi erken dönemde tanımlanmış, cihazlanmış ve eğitim almış çocuklar. Tabi erken dönemde tanımlanmak derken artık günümüzde 1 yaş öncesinde, çok istenen aslında 6 ay öncesinde tanımlanıp, cihazlanması ve eğitimine başlanması.\"