Ekonomi

(Görüntülü Haber) ESİAD 33'üncü yüksek istişare konseyi toplantısı yapıldı

Davut CAN / İZMİR, (DHA)- TÜRKİYE Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Freedom House'un raporunda Türkiye'nin 'özgür olmayan ülkeler' statüsünde yer aldığını belirterek, "Laik olmayan bir ülke demokrat ola

18 Nisan 2018 02:54

Davut CAN / İZMİR, (DHA)- TÜRKİYE Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, Freedom House\'un raporunda Türkiye\'nin \'özgür olmayan ülkeler\' statüsünde yer aldığını belirterek, \"Laik olmayan bir ülke demokrat olamaz. Çünkü demokrasinin ilk şartı fikir ve vicdan hürriyetidir. Kısık sesle konuşulmayan bir özgürlük ortamına, uzlaşmacılığın ve birlikte yaşama kültürünün özümsendiği bir Türkiye\'ye ihtiyacımız var\" dedi. Ege Sanayicileri ve İşadamları Derneği (ESİAD) 33\'üncü Yüksek İstişare Konseyi Toplantısı, Türkiye Sanayiciler ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik\'in katılımıyla gerçekleşti. Bugün saat 19.00\'da İzmir Swiss Otel\'de düzenlenen toplantıya; ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ali Kasalı, TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve MHP Milletvekili Oktay Vural\'ın yanı sıra çok sayıda sivil toplum kuruluşu temsilcisi katıldı. BİLECİK\'TEN ÖZGÜRLÜK VE LAİKLİK VURGUSU Toplantıda, \"Nasıl bir gelecek? Nasıl bir Türkiye hayali?\" başlıklı bir konuşma yapan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Erol Bilecik, iş dünyasının yerinde saymayı kabul etmediğini belirterek, \"İş insanları olarak hedeflerimize ulaşmak için planlar ve hayaller kurmak durumundayız.\" dedi. Türkiye\'nin içinde bulun jeopolitik risklere rağmen 7.4\'lük büyümenin anlamlı olduğunu, TÜSİAD olarak inancımız geleceğin güçlü Türkiye\'si için yeni bir ekonomik kalkınmaya ihtiyaçlarının olduğunu söyledi. Bilecik, \"Laik olmayan bir ülke demokrat olamaz. Çünkü demokrasinin ilk şartı fikir ve vicdan hürriyetidir. Kısık sesle konuşulmayan bir özgürlük ortamına, uzlaşmacılığın ve birlikte yaşama kültürünün özümsendiği bir Türkiye\'ye ihtiyacımız var. Anlaşmazlıkların çözüme bağlanmasında en evrensel, en eşitlikçi en barışçı yöntem uzlaşmadır. Çünkü uzlaşma insanları hasım değil hısım yapar. Hayatımızda her zaman dış etkiler olacak ama sonucunu bu etkilere nasıl tepki vereceğimiz belirleyecek\" diye konuştu. AVRUPA BİRLİĞİ VURGUSU Toplantının açılış konuşmasını yapan ESİAD Yüksek İstişare Kurulu Konseyi Başkanı Mehmet Ali Kasalı ise, sonu felaketle sonuçlanabilecek risklerle karşılaşılan bir süreci klasik müttefiklerden mahrum olarak yaşadıklarını belirterek, \"Ülkemizin bu ağır koşulların altından kalkacağına inancımız tamdır. Ancak bunun olmazsa olmaz koşulu ulusal birliktelik ve bütünlüktür. Bunun sağlandığını söyleyebilir miyiz; maalesef buna olumlu cevap vermekte güçlük çekiyoruz. Aksine siyasetin ayrıştırıcı, ötekileştirici dili toplumu çok keskin iki kampa ayırmış gözüküyor. Bu kürsüden iktidarı ve muhalefetiyle fikirler ayrı olsa bile bütün toplumu aynı amaç doğrultusunda bir araya getirecek bir üslubu benimsemelerini talep ediyoruz\" dedi. Yüzde 7.4 olarak açıklanan 2017 büyüme oranının hükümet için de sürpriz olduğunu belirten Kasalı, \"2010\'dan bugüne 28 çeyreğin 27\'sinde büyümemize rağmen çözemediğimiz bazı sorunlarımız var. Bunlardan biri kişi başına düşen milli gelirimiz. Türkiye 2002-2005 yılları arasında AB\'ye tam üyelik hedefine kilitlendi. \'Daha Demokratik Türkiye\' sloganı ile gerçekleştirdiği siyasi ve hukuk alanındaki reformlar doğrultusunda Avrupa Komisyonu, Türkiye\'nin Kopenhag kriterlerini yerine getirdiğine karar verdi. Tam üyelik görüşmelerinin 2005 yılı Ekim ayında başlaması ile Türk ekonomisi zirveye çıktı. Bu gelişmeler kişi başına düşen milli geliri 6 yılda 3 misli artırarak 3 bin 500 dolardan 10 bin 500 dolara çıkardı. 2008 yılından başlayarak zayıflayan AB motivasyonumuz sonucunda o günden bu yana 6 yılda 3 kat artırdığımız kişi başı milli gelirimiz maalesef 10.000 dolara sabitlendi. Biz işadamları siyasetin bir aktörü değiliz, olmak da istemiyoruz, ama bazı siyasi gelişmelerin içinde bulunduğumuz ekonomik ortamı ne denli etkilediğine canlı örneklerden biri de Avrupa Birliği sürecimizdir\" diye konuştu. \"EĞİTİM REFORMUNA İHTİYACIMIZ VAR\" Kasalı\'nın ardından söz alan ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Fadıl Sivri, yüzde 7.4\'lük büyüme oranını memnuniyetle karşıladıklarını ancak bu oranın sürdürülebilir ve kapsayıcı olmasını arzu ettiklerini belirterek, \"Kapsayıcı büyüme ile kastettiğimiz hedef, büyümeden kaynaklanan fayda ve fırsatların toplumun tüm kesimlerine dengeli bir şekilde dağılması; alım gücünde, ticaretin doğal akışında somut olarak izlenebilmesi olmalıdır.\" dedi 2018 yıl sonu enflasyonu ve işsizlik oranlarının sırasıyla, yüzde 12 ve yüzde 13 olarak beklendiğini vurgulayan Sivri, \"Sürdürülebilir bir büyümeyi ancak 2002-2008 döneminde başardığımız şekilde, üretkenlik temelli yapısal reformlar ile sağlayabiliriz. Yenilikçi, analitik düşünen, sorgulayan ve çağın gereksinimleri ile donatılmış yüksek değer taşıyan fikri üretim yapabilecek bireylere ve diğer bir değişle işgücünün yeniden tanımlanması gerekiyor. Bu doğrultuda bireyler yetiştirebilecek bir eğitim reformuna ihtiyacımız var. Benzer eğitim reformlarının özellikle Uzak Doğu\'da Singapur, Japonya, Kore gibi ülkelerde başarıyla uygulanarak bugünlere gelindi.\" diye konuştu.