Burak GEZEN / ÇANAKKALE, (DHA)-ÇANAKKALE Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın, ÇOMÜ TV’de konuk olduğu programda ilginç açıklamalarda bulundu. Lozan antlaşmasını sert bir dille eleştiren Akın, 1924 yılında Çanakkale ve Bursa’da kapatılıp, satıldığını söylediği camilerin, genelev ve ahır olarak kullanıldığını ileri sürdü. Akın, 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili de yaptığı değerlendirmede, “O gece başarılı olsaydılar, İstanbul Ortodoks Hıristiyan bir devlet olacaktı” dedi. ÇOMÜ TV ve Radyosunda Medya Merkezi Koordinatör Yardımcısı Hasan Birsen tarafından 20 Şubat 2018 tarihinde, 2’nci Abdülhamid Han’ın ölümünün 100’üncü yılı anısına bir program düzenlendi. ‘Kampüs Özel’ programına konuk olan ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın, Çanakkale Savaşları, Lozan antlaşması ve 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin çok çarpıcı açıklamalarda bulundu. LOZAN İKİNCİ SEVR PLANIDIR! ÇOMÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın, Serv planının, Büyük Ortadoğu proje planı olduğunu belirterek, “Yani İsrail’in bugün Ortadoğu’da yapmak istediğiydi. Dedelerimiz bu planı, 15 Temmuz’da olduğu gibi bozdular. Savaşarak, tencereyle, tavayla bu Fransızları, İngilizleri yurttan atarak, paçavra gibi Serv’i attılar. Ancak bize daha büyük bir hamle yaptılar, Lozan’ı imzalattılar. Bu da ikinci Serv planı oldu” dedi. ANZAK KOYU İNGİLİZ TORPARIĞIDIR Programı sunan Medya Merkezi Koordinatör Yardımcısı Hasan Birsen, \"Hocam, Lozan’ın büyük bir hamle olduğunu ifade ediyorsunuz. Günümüzde de Lozan’ın hezimet mi, zafer mi olduğu tartışılıyor. Siz bu konuda ne diyorsunuz?\" diye sordu. İlahiyatçı Akın, “Bugünlerde bazı kesimlerde, ‘Lozan, Özgürlük Belgesi, Lozan Türkiye’nin kurtuluş senedidir’ diye bahsedenleri duyuyoruz. Bakın dedelerimiz bu topraklara düşman ayak basmasın, bu ezanlar dinmesin, bu bayraklar inmesin diye mücadele verdiler. Lozan antlaşmasının 129. Madde ile Çanakkale Savaşı’nda düşmanı denize döktüğümüz Gelibolu Anzak Koyu İngilizlere verildi. Orası şu anda İngiliz toprağıdır. Bedava, hiç bir karşılık olmadan” dedi. ÇANAKKALE SAVAŞI’NDA YARALI ASKERLER DE GÖMÜLDÜ İngilizlere verildiğini ileri sürdüğü Anzak Koyunun, toplam 42 bin 112 Mehmetçik ile savunulduğunu anlatan Akın, “Biz burayı savunurken, 19 Mayıs 1915 gecesi resmi rakamlara göre söylüyorum; bir gecede 51 subay, 3B bin 369 er şehit verdik ve 97 subay ile 9 bin 487 askerimiz yaralandı. Toplamda, 9bin 584 yaralımız iki siper arasında 4 gün boyunca kaldı. Sıcak aylardan bahsediyorum. Mayıs ayının 24’üne kadar 9 bin 584 yaralı, ‘kardeşlerim bir bardak su verin, kolum koptu’ dediler biz siperden çıkamadık. Çanakkale koktu. İki taraftan beyaz bayrak çıktı, 8 saat içinde bu yaralılar kontrol edilecek. 16 bin şehidimiz ve yaralımız ortada. Mümkün olmadı. İki tarafın anılarında da yazıyor. ‘Büyük kasap kancalarıyla bunları açtığımız çukurlara çektik, yaralı olanları da gömdük’ diye. Onun için bu türkü yazıldı, bu hazin bir türküdür. ‘Çanakkale içinde vurdular beni, ölmeden mezara koydular beni.’ Bunun sebebi budur yani. Hakikatten biz canlı canlı dedelerimizi gömdük. Bu koyu biz bedava İngilizlere verdik 129. Maddeyle” dedi. HİLAFETİN KALDIRILMASI LOZAN’IN GİZLİ ŞARTLARINDANDI Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın, Lozan’ın gizli maddeleri bulunduğunu, ancak bunların Türkiye’ye verilmediğini belirterek, şunları söyledi: “Bu gizli maddelerin yansımalarından bahsedeyim. 3 Mart 1924 Halifeliğin Kaldırılması. Bu çok önemli. Halifelik 1924 yılında kaldırılıyor, Lozan Antlaşması\'nı biz Temmuz 1923 de imzalıyoruz. Ankara 2-3 ay sonra, 13 Ekim 1923 başkent oluyor. 1924 Mart’ında da Halifelik kaldırılıyor. Bunlar hiç tartışılmadan, Meclise hiç sunulmadan, otomatik onaylanan yasalardır. Peki İngiltere bu Lozan’ı ne zaman onaylıyor? 16 Temmuz 1924, bir yıl sonra, Niye İngiltere’nin onaylamak için bir şartı var, Halifelik kalkacak. Halifelik kaldırıldı” diye konuştu. ÇANAKKALE VE BURSA’DAKİ CAMİLER GENELEV OLARAK KULLANILDI Çanakkale ve Bursa’da satılan camilerin genelev olarak kullanıldığını ileri süren ilahiyatçı Akın, “12 Haziran 1924’te camiler kapatılıyor düşünebiliyor musunuz? Camiler satılıyor. Çok özür diliyorum, affınıza sığınıyorum, Çanakkale’de ve Bursa’da genelev kullanılan camiler var. Ahır kullanılan camiler var. Türkiye’de camileri kapatıyorlar müessese olarak” dedi. İSTANBUL ORTODOKS HIRİSTİYAN BİR DEVLET OLACAKTI Ayasofya’nın müzeye çevrilmesini de Lozan’ın şartlarına bağlayan Yrd. Doç. Dr. Abdullah Akın, Montrö Boğazlar Sözleşmesiyle de buraların uluslararası bir su haline getirdiğini belirtti. Lozan’dan Türkiye’ye çorak bir toprak parçası kaldığını belirten Akın, “Dediler ki; ‘İstanbul’u da bir gün alacağız, orada da geçici kalıyorsunuz.’ Ne gündü İstanbul’u alma günü, 15 Temmuz’du. 15 Temmuz’da da İstanbul’u bizden alıyorlardı. Bu halk ferasetini kullandı. Sokağa çıktı, tankları durdurdu. Allah’ın yardımı oldu. Bakın dikkat edin tankları nereye kurdular, İstanbul Boğazı’nın, köprünün Anadolu Üsküdar yakasına kurdular. Ne olacaktı biliyor musunuz? O gece başarılı olsaydılar, İstanbul Ortodoks Hıristiyan bir devlet olacaktı. NATO, Birleşmiş Milletler, İngiltere Amerika, Fransa… Bunlar yönetecekti, Allah bizi kurtardı o gün” diye konuştu.