Hollanda ve Belçika emniyetinde dinleme uzmanı olarak göreve başlayan görme özürlüler, başarılarıyla dikkat çekiyor. Özürlüler, görme dışındaki diğer duyularının çok daha iyi çalıştığını belirtiyorlar.
Terör tehlikesine karşı, Hollanda da terör yasalarını sıkılaştırdı. Polisler artık terör şüphelilerini çok daha kolay dinleyebiliyorlar ve bunun için en küçük bir şüphe veya bulunan en küçük bir ipucu yeterli. Şüpheli durumlarda gerçekleştirilen bu gizli dinleme olaylarında, son zamanlarda görme özürlü polis memurlarından faydalanılıyor. Hollanda’da organize suçlarla mücadele için, görme özürlü 20 polis memuru işe alınmış durumda. Konu bazen uyuşturucu veya insan kaçakçılığı, bazense terör… Görme özürlü polislerin duyma yeteneklerinin, olayları çözümleme konusundaki etkisi tartışılmaz. Onlar, gören iş arkadaşlarından daha fazla şeyi duyuyor ve daha az hata yapıyorlar. Proje o denli başarılı olmuş ki, komşu ülke Belçika'da da 6 görme özürlü, polis olarak görev yapmak üzere işe alınmış.
Duyu organlarından biri eksik olduğunda…
Hollanda’da organize suçlarla mücadele için görme özürlü 20 polis memuru işe alındıMekan Apeldoorn'daki polis merkezinde bir büro... Vera van den Brug bilgisayar başında oturmuş, kulağındaki kulaklıktan duyduğu her şeyi not ediyor. Notların yanlarına bazen açıklamalar ekliyor. Bilgisayarın usb çıkışlarından birine görme engellilerin kullandığı makinelerinden biri bağlanmış. Makine yazdığı her şeyi sesli olarak tekrar ediyor. Böylece yazdığı her şeyi tekrardan kontrol etme şansına sahip. Çünkü 36 yaşındaki polis memuresi doğuştan görme engelli.
Güvenlik gerekçesiyle bu ismi kullanıyor. Çevirmenlik mezunu Van den Brug, Hollanda polisinin dinleme servisinde çalışan 20 görme engelli polis memurundan biri. Vera günde 8 saat, kaydedilen konuşmaları dinliyor: "Duyu organlarından biri eksik olduğunda, diğerleri çok daha iyi çalışıyor. Göremiyor olabilirim; ancak koku alma, hissetme ve duyma duyularım, görebilen insanlarınkinden çok daha iyi çalışıyor."
Proje, Apeldoorn Polis Akademisi Ulusal Çeşitliliği Destekleme Merkezi tarafından hayata geçirilmiş. Çalışanlardan Helma RodenBurg polisin topluma ayna görevi yapması gerektiğini savunuyor: "Polis merkezinde daha çok göçmenin, kadının, homoseksüelin ve engelli insanın çalışmasına uğraşıyoruz. Bu telefonla takip çalışması, görme engelli memurlarımızın, gören arkadaşlarından çok daha fazla şeyi duyabildiğini gösterdi."
Yalan söyleyenin sesi nasıl çıkıyor?
Duyu organlarından biri eksik olduğunda, diğerleri çok daha iyi çalışıyorVera, farklı dillerin pek çok lehçesini ayırt edebiliyor. Konuşmanın yapıldığı odanın perdeli mi perdesiz mi olduğunu, yerde halı olup olmadığını söyleyebiliyor. Hatta dahası da var. Biri benzinciden içecek bir şeyler alıp, şişeleri koltuğa biraz sert koyarsa, içeceklerin asitli içecek olup olmadığını bile duyabiliyor. Ve genellikle biri yalan söylüyorsa bunu anlıyor: "O zaman ses daha tekdüze çıkıyor ve insanlar biraz daha heyecanlı oluyorlar. Bu komik bir durum…"
Pek çok olayda, alakasız bir yerde duyduğu bir sesi hatırlaması sayesinde, olayın çözülmesini sağlamış. Görme özürlü polis memuru Vera van den Brug sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bir sesi, sabah akşam hayatın farklı anlarından kesitler halinde duyduğunuzda unutmanız imkansız. Uyku öncesi, uyanınca, tv izlerken, kızgınken, sıkılmışken... Nasıl eşinizi bir süre sonra herkesten iyi tanıyorsanız bu şekilde o sesi de tanıyorsunuz. 10 yıl sonra bile kendime bu sesi tanıyorum diyorum."
“Burası polis merkezi, hayır kurumu değil”
Görme özürlülerde koku alma, hissetme ve duyma duyuları, görebilen insanlarınkinden çok daha iyi çalışıyor. Bazen insanlar dinlendiklerini biliyorlar. Bu duruma karşı kendilerince çözümler üretmeye çalışıyorlar. Bazen bulunan çareler ise oldukça gülünç: "Şöyle diyorlar örneğin, ‘Şu anda dinleniyoruz ama telefon numaralarımızı değiş tokuş etmemiz lazım. Ne yapacağım biliyor musun, numaraları sana tersten söyleyeceğim.’"
Vera'nın iş arkadaşları başta görme engelli birinin yanlarında çalışıyor olmasına alışmakta biraz zorlanmışlar. Fark ettikleri ilk şey, ortadaki işe yaramayan kabloların tehlike arz ettiğiymiş. 'Burası polis merkezi, hayır kurumu değil' şeklinde bir takım acımasız yorumlar yapanlar olmuş. Hatta bazıları Vera'nın yaptığı işle dalga geçmişler. Çünkü 'Gerçek polisler sokakta suçluların peşinde koşturur, kulaklık takmaz'larmış... Vera'nın iyi bir duyma yeteneğinin çok önemli olduğunu kanıtlaması zaman almış. Bir olayın çözümüne yardımcı olduğunda ise duyduğu gururu şöyle anlatıyor: "Başkalarının duymadıkları şeyleri duyabiliyorum. Kimseyi kelepçeleyip tutuklayamam. Benim yaptığım, çok dikkatli bir şekilde dinlemek. Sonuçta, bu da suçlulara meydan okumanın bir şekli ve çok heyecanlı…"