Ekonomi

Global kredi krizi 2010'a kadar sürer

Krizinin 2010 yılına kadar dünyanın canını yakacağını söyleyen TEB YK Başkanı Yavuz Canevi, "Bu kriz, bir değil birkaç trilyon dolarlık bir olay. ABD yanında diğer

29 Eylül 2008 03:00
ABD'de başlayıp, Avrupa'yı sarsan global kredi krizi gelişmekte olan ülkeleri de tehdit ederken, bunalımın uzun süreciğine yönelik beklentiler arttı. Krizin, 2010 yılına kadar dünya gündemini meşgul edeceğini belirten Merkez Bankası eski başkanlarından ve Türk Ekonomi Bankası (TEB) Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Canevi, bu süreçte bazı canların yanacağını ve bazı kurumların ortadan silineceğini söyledi.

Global kredi krizinin sadece ABD Hazinesi'nce alınan önlemlerle sona ermeyeceğini belirten Canevi, G-8 ülkeleri yanında Brezilya, Rusya, Çin, Hindistan gibi yeni gelişmiş ülkelerin de birlikte hareket etmesi gerektiğine dikkat çekti. Bu olayın 1 trilyonluk bir olay olmadığını belirten Canevi, "Buzdağının altında 3-5 trilyon dolar var. ABD Hazinesi'nin gücü buna yetmez. G-8 ülkelerinde de ABD'de olduğu gibi fonlar oluşturulması, banka ve finans kurululuşlarının bilançolarındaki değeri düşmüş olan varlıkların bu fonlarda toplanması gerekli. Ancak, global bir paketle piyasalara güven geleceğini düşünüyorum" dedi.

Mortgage krizi değil

Krizin, aslında "subprime mortgage" krizi olmadığını, krizin temelinde türev enstrümanlar olduğunu vurgulayan Canevi, asıl sorunu, gayrimenkul ipotek kredilerinin senetlerini türev enstrümanlara çeviren yatırım bankaları yarattığına dikkat çekti. Türev ürünlerle, bir koyundan, 3-5 post elde etmek istendiğini ifade eden Canevi, "Dünya milli gelirinin birkaç misli büyüklüğünde kağıt dünyada dolaşmaya başladı. İpin ucu da bir yerde kaçtı ve ABD'deki kriz patladı" diye konuştu. Global yeniden yapılanma sürecinin 2009-2010'a kadar süreceğini ifade eden Canevi, 2010 yılından itibaren dünyanın yeni bir anlayış içinde büyümesine devam edeceğini söyledi.

1929 dünya ekonomik kriziyle günümüzdeki kredi krizini karşılaştıran Canevi, şunları söyledi: "Bu işin ucu kaçırılırsa 1929 krizi gibi olmaz. Çünkü, bugün çok sofistike bir sistem var. Mali ve ekonomik sistemin entegrasyonu o kadar yaygın ki kimse ben canımı kurtarayım, benden sonrası tufan anlayışına kapılacak bir ortamda değil" açıklamasında bulundu.

Türk bankaları etkilenecek

Kredi krizinin Türk bankacılık sektörünü de etkileyeceğini ifade eden Canevi, dış finansman imkanlarının kısıtlanacağını ve bankaların yurtdışından sağlayacakları sendikasyon kredilerinde miktarların düşeceğini, vadelerin kısalacağını ve maliyetlerin artacağını vurguladı. Canevi, krizi fırsata çevirmek ve dünyadaki likidite fazlasını çekebilmek için Türkiye'nin "güvenli bir liman" olduğu imajını artıracak tedbirleri almasının gerekli olduğunu ifade etti. Türkiye'nin çıpasız kredibilite sağlayacak bir konuma gelmediğini belirten Canevi, 2010 yılına kadar Türkiye'de Avrupa Birliği (AB) entegrasyonu ve IMF programı gibi iki çıpanın etkin bir şekilde kullanılması gerektiğini söyledi.

Halkbank'la ilgilenmiyoruz

TEB ve BNP Paribas'ın, bankanın da sahibi olan TEB Mali Holding'teki yüzde 50-50 eşit ortaklığının önümüzdeki dönemde de süreceğini belirten Yavuz Canevi, Paribas'nın, çoğunluk hisseyi satın alma gibi bir niyetinin olmadığını söyledi. TEB'in organik büyümeyi sürdüreceğini ifade eden Canevi, yurtiçinde banka satın alma planlarının olmadığını, Halkbank ve diğer kamu bankaları ile ilgilenmediklerini dile getirdi. TEB'in yurtdışı stratejileri hakkında bilgi veren Canevi, BNP Paribas ile Kuzey Kıbrıs ve Kosova'da banka kurdukları hatırlatarak, BNP ile Kosova'dan sonra Azerbaycan ve diğer Türki Cumhuriyetleri ile Balkanlar'da banka satın alma fırsatlarını araştırdıklarını ifade etti. Kosava'daki bankanın 8 şubesinin olduğunu belirten Canevi, 2 şube daha açacaklarını kaydetti. Global kredi krizinin etkisiyle Avrupa'da bankalar arasında birleşmeler yaşanabileceğini ifade eden Canevi, bu gelişmelerin Türkiye'ye de yansıyacağını söyledi. TEB'in, Türk bankacılık sektöründe ilk 10 banka arasında yer aldığını belirten Canevi, "Hedefimiz, 2012-2014'te ilk 6 banka arasında yer almak" dedi.

Merkez Bankası'na haksızlık yapılıyor
Son günlerde tartışma konusu olan faiz politikası ile ilgili görüşlerini açıklayan Yavuz Canevi, Merkez Bankası'na haksızlık edildiği görüşünde. Merkez Bankası'nın geçmişte kredibilitesinin yüksek olduğu dönemde faizleri hızlı bir şekilde yükselttiğini belirten Canevi, "Ancak, atama sürecinden beri Merkez Bankası'nın kredibilitesi düştü. Kredibilitesi düşük bir Merkez Bankası, enflasyonla mücadele etmeye çalışırken faizleri aşağıya düşürmeye çalışırsa kredibilitesini sıfırlar. Ayrıca, Türkiye'de cari açığın finansmanını da riske atar. Ancak, Merkez Bankası yüksek faiz heveslisi bir kurum değil. Merkez Bankası, enflasyonun düştüğüne inandığında faizleri de aşağıya çekecektir" değerlendirmesinde bulundu.

Yavuz Canevi'nin gözünden global kriz:
* Krizde herkesin günahı var. Yatırım bankaları yanında, rating şirketleri ve bağımsız denetim şirketlerinin de payı var.
* 2010'a kadar global yeniden yapılanma sürecine girilecek. IMF ve Dünya Bankası'na alternatif yeni kuruluşlar oluşacak.
* Dünya ölçeğinde türev ürünlere yönelik kontrol gelecek.
* Ortak bir platform oluşturulursa, 1-2 yıl içinde kriz kontrol altına alınabilir.