Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında suç duyurusunda bulunduktan sonra gözaltına alınan ve ardından serbest bırakılan Aydın Aydoğan, yaşadıklarını anlattı. 11 Haziran 2013 tarihinde Gezi eylemleri sırasında gaz kapsülü ile sol ayağından yaralanan Aydğan, "Dua edin nefes alıyorsunuz, seni de etrafındaki herkesi de toza çeviririz' diye tehdit edildim. Bu olay hakkında da suç duyurusunda bulundum ama ailemle ilgili tedirginim, korkuyorum" dedi.
5 yıldır adliyeler ve hastaneler arasında mekik dokuyor. 11 Haziran 2013 tarihinde gaz kapsülü ile sol ayağından yaralandı. 1 ay hastanede yattı, aylarca ayağının üstüne basamadı. Polisler ve bakanlıklar aleyhine açtığı tazminat davası reddedildi. Suç duyurusu ise faili meçhule gönderildi. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan hakkında, Gezi eylemine katılanlar için söylediği sözler nedeniyle suç duyurusunda bulundu. Şimdi, ne zaman adliyeye gitse gözaltına alındığını, polislerce darp edildiğini söylüyor. Aydoğan, yaşadığı sıkıntılı günleri Cumhuriyet’e anlattı.
-Cumhurbaşkanı hakkında neden suç duyurusunda bulundunuz?
Benim ve toplumun zor günler geçirmemizin nedeni Gezi’yi anlatamamış olmak. Hakkımı aramaya niyetlendim. Soruşturmama bakan savcı 7 kez değişti. Dosya şimdi faili meçhulde. Sayın Erdoğan’ın Gezi Parkı olaylarına karışanlarla ilgili sözleri Türk Dil Kurumu’na göre hakaret içeriyor. Suç duyurusunun ardından başıma gelmeyen kalmadı. Tehditler alıyorum. Daha sonra gözaltına alındım. İki gün Terörle Mücadele Şube’de tutuldum. Küfüre, hakarete maruz kaldım. Darp edildim. Savcı tarafından bırakıldım ama ‘Aklımı başıma almam gerektiği’ söylendi. Telefonum emniyette. 13 gün rapor aldım ve polisler hakkında suç duyurusunda bulundum.
-Şikâyet ne oldu?
Şikâyetim kapatıldı. İstanbul 10. Sulh Ceza Hâkimliği, mahkeme masraflarının da benden tahsil edilmesine karar vermiş. 6 Şubat’ta adliyeye gittim. İki sivil polis beni takip ediyordu. Mahkeme masrafının neden benden tahsil edildiğini öğrenmek için kaleme girdim. Yargıç oradaymış, ‘Bize hesap mı soruyorsun’ deyince polisler beni ite kaka dışarı çıkardılar. Yere düştüm ve başımı yere vurdum. ‘Dua edin nefes alıyorsunuz, seni de etrafındaki herkesi de toza çeviririz’ diye tehdit ettiler. Gözaltına alındım. Bu olay hakkında da suç duyurusunda bulundum ama ailemle ilgili tedirginim, korkuyorum. 3 çocuğum var. Anayasa Mahkemesi’ne başvuru yaptım. Oradan bir şey çıkmazsa Erdoğan’ın hakaretlerini AİHM’ye taşıyacağım. Beşiktaş Belediyesi’ndeki işimden beş ay önce hukuksuz bir şekilde çıkarıldım. İşsizlik maaşı bile alamıyorum. Bir yıl önce lösemiden 3.5 yaşındaki oğlumu kaybettim. Psikolojik yardım alıyorum. Kan anonsu yaparken bile hakaretlere maruz kaldığım oldu. MS hastalığım çıktı. Ayağımdaki sıkıntılar sürüyor.