Gündem

Gezi, esnaf ve ne yapmalı?

Gezi ayaklanmasının son iki haftasında eylemcilere yönelik artan bir bıçaklı, palalı saldırgan şiddeti yaşanıyor

14 Temmuz 2013 17:31

Yrd. Doç. Erdem Yörük

Koç Üniversitesi Sosyoloji Bölümü

 eryoruk@ku.edu.tr

 

Olayların ilk günlerinde Tophane’de başlayan bu durum İstiklal’in arka sokaklarına ve diğer kentlere de yayıldı ve özellikle dün akşam (13 Temmuz) bu şiddet doruk noktasına çıktı. Saldırganların büyük kısmının da yörenin esnafı olduğu söyleniyor. Kısacası, Gezi eylemcilerine yönelik esnaftan gelen bir şiddet dalgası ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebiliriz.

Bu konu ile ilgili bir kaç gözlemde bulunup, bir kaç öneri yapmak istiyorum:

 

'Esnafın çoğu Gezi'cilere karşı değil'

 

- Saldıranların çoğu esnaf olabilir ama esnafın çoğu (henüz) Gezi’cilere karşı değil. Beyoğlu Eğlence Yerleri Derneği (BEY-DER) Yönetim Kurulu Başkanı Tarkan Konar, yaptığımız görüşmede, esnafın hala çok büyük kesiminin Gezi’cilerin yanında olduğunu söyledi.


- Ancak, esnafın eylemcilerin karşısına geçmesi yönünde bir eğilim, bir momentum olduğunu da tespit etmek lazım. Şu ana kadar eylemcilere saldıranların daha çok AKP’li esnaf olduğunu söyleyebiliriz, ancak, olay sadece ideolojik değil. Bir çok esnaf son iki aydır iş yapamadığını, “eve ekmek götüremediğini” söylüyor. Kapanan iş yeri sayısı oldukça fazla. Dolayısıyla esnaf arasında, gördüğü zararın suçunu eylemcilere atma eğilimi artıyor.
 

- Ancak, esnafın müşteri kaybetmesine sebep olan eylemler değil, eylemcilere uygulanan polis şiddeti. Bu eylemciler için basit bir gözlem, ama herkes için değil. Esnaf, sokakta karşısına doğrudan çıkan iki aktörü, polisi ve eylemcileri görüyor, baştan beri polisi suçluyor, ama son zamanlarda “Eylemler olmasa polis şiddeti de olmazdı” demeye başlıyor. İstiklalde esnafa “Abi ne düşünüyorsunuz” dediğinizde duyacağınız şeyler bunlar.

 

Esnafla gösterici karşı karşıya getiriliyor
 

- Ben, bu olayların basitçe esnafın eylemcilere spontane bir tepkisi olduğunu düşünmüyorum. Ortada esnafla eylemcileri karşı karşıya getiren bilinçli bir hükümet stratejisi var. Polisin gözlerimizle gördüğümüz üzere ara sokaklarda hiç insan bulunmasa bile gaz bombası atmasını (sadece) “sinirli polislerin kendilerini tutamaması” veya “hükümetin eylemcileri ezme çabası” olarak değerlendirmemek lazım. Hükümet esnafı eylemcilere karşı kışkırtıyor, eylemcilere karşı “gazlıyor”.  AKP esnaftan paramiliter faşist güçler devşirmeye çalışıyor.

 

'Esnaf homojen bir siyasi aktör değil'

 

- Peki ne yapmalı? Bir kere, sakin olmak, esnafı homojen bir siyasi aktör, bir düşman olarak görmemek gerekiyor. Bunu özellikle belirtiyorum, çünkü özellikle dünden beri esnafa karşı oldukça genelleyici bir cepheleşme eğilimi başladı. Mesela Marx’ın Paris Komünü’nde esnaf hakkında yazdığı o muhteşem paragraf sosyal medyada dolaşmaya başladı. Ne diyordu o paragraf: "Tarih hiçbir zaman bu kadar lümpen bir ahmaklar grubuna toplu olarak şahit olmamıştır. Parisli esnaf, komünü savunmak için caddelerinde barikat kuran komünistlere saldırmış, caddenin yeniden normalleşmesine, barikatın açılmasına, komünün yıkılmasına yardımcı olmuşlardır. Bunu günlük kârları için yapmışlardır. Ancak unuttukları bir şey vardı ki barikat yıkılınca caddeye girenler onun müşterileri değil alacaklılarıydı ve burjuvalar çoğunu ağır senetlere zorladılar, bir kısmının da kapısına mühür vurdular. Küçük burjuvazinin müşterisi bizzat o barikatı kuranlardı. Bunu acı bir deneyimle öğrendiler."

Tamam, eyvallah, yoldaşın Komün hakkındaki saptamaları her zamanki gibi etkileyici, ama bunu bugün olan durumu tahlil için kullanıp, Beyoğlu esnafının tamamını da “lümpen bir ahmaklar grubu” olarak görürsek vay halimize. Böyle yaparsak, esnafı AKP’nin arka bahçesi haline getiririz. Bu sırada bolca da bıçaklanırız (En yakın arkadaşlarımdan biri geçen hafta Taksim’de bir esnaf tarafından bıçaklandı, buna rağmen söylüyorum).

 

'Binlerce esnaf kapısın açtı'

 

- Bizim burada yapmamız gereken, esnaftaki Gezi karşıtı yükselen eğilimi görmekle beraber, esnafı da yekpare bir bütün olarak görmemektir. Bugüne kadar biz kapısını eylemcilere kapatan işyerlerini teşhir ettik ama kapısını sonuna kadar açan binlerce işyerini de unutmayalım. Eylemcilere saldıran esnafa tepki gösterelim ama Asmalımescit sokakta, benim gözümün önünde, sokaktan geçen çevik kuvvet polislerinin  üzerine yürüyen, sonra da kaçarken gaz atan çeviklere uzun uzun bağıran esnafı da gözden kaçırmayalım. Yoksa bu insanlar da karşı tarafa geçebilirler.
 

- Bunları, esnafa karşı hakkaniyetli olalım diye yazmıyorum. Gezi bir halk ayaklanmasıdır. Halk ayaklanmasının içinde farklı çıkarları, dünya görüşleri olan kesimler olacaktır, ve hegemonya mümkün olan en geniş kesimlerin katılımı ile mümkün olur. Biz esnafı, köylüleri, işçileri yanımıza alamazsak başarılı olamayız. Daha önce yine T24’te yazdığım gibi Gezi Parkı, AVM’lere karşı bir hareket olarak doğası gereği esnafın yanındadır. Bizim bunu esnafa anlatmamız gerekiyor.


Somut öneriler
 

- BEYDER üç haftadır Taksim Dayanışması’na bir öneri sunuyor: ‘Cumartesi’leri forum tarzı eylemler yapılsın, yürüyüş yapılacaksa Pazar’ları yapılsın’, diyorlar. ‘Cumartesileri esnafın en çok iş yaptığı günler ve büyük sıkıntı yaşıyoruz’, diyorlar. Taksim Dayanışması’nda geçen Cuma yapılan toplantıda bu öneriye çoğunluk bu sefer olumlu yaklaştı. Dürüst olmam gerekirse, önceden ben de yürüyüşlerin pazara alınmasına sıcak bakmıyordum, ancak, şu verili şartlarda bence bunun getirisi büyük olacaktır. Cumartesiler Gezi Parkın’da forum yapıp, yürüyüşlerimizi pazara alabiliriz. Bu bence esnafta Geziciler lehine büyük bir kırılma yaratacaktır.

 

'Esnaf için yürüyelim'
 

- Esnafın gelirini azaltan asıl mesele eylemler değil, masaların kaldırılması ve içki fiyatlarına yapılan aşırı zamlar. Esnaf da buna karşı Beyoğlu Belediyesi’ne bir geri adım attıramadı. Geziciler olarak bu konuda bir eylem yapabiliriz. Biz, bir kent hareketi olarak, sokakta yemek yeme, içki içme hakkımızı savunmak, hem de esnafa bu konuda omuz vermek için bir yürüyüş düzenleyebiliriz. Mesela gelecek Pazar. Nasıl Devrimci ve Anti-Kapitalist Müslümanların yeryüzü iftarları AKP’ye deplasmanda atılmış bir gol ise, şu konjonktürde esnaf için bir yürüyüş yapmak da ezber bozan başarılı bir karşı hamle olacaktır.


- Yine forumlardan esnaf meselesi ile ilgilenen bir grup arkadaşla görüştüğümüzde, gruplar oluşturup esnaf ziyaretleri yapmanın çok faydalı olacağını konuştuk. Çatışmanın olmadığı, sakin saatlerde, derdimizin ne olduğunu, neden onların yanında olduğumuzu, onların da neden yanımızda olmaları gerektiğini esnafa anlatmak gerekiyor.

Esnafın yanımızda olması, en azından tarafsız kalması çok kritik, bu konuyu sakin ve ciddiyetle düşünmemiz gerekiyor. Durum ciddi, ama Gezi ruhunun bu meseleyi de en güzel şekilde çözeceğine gerçekten inanıyorum.