T24 - Usta oyuncu Ayla Algan ise Emek Sineması'nın gerekiyorsa yıkılabileceğini savunurken, Halil Ergün’ün aralarında bulunduğu diğer isimler ‘rant’ korkusu taşıdıklarını söyledi.
Aylık sinema dergisi Film Arası, Mayıs ayında yayımlanan 10. sayısında Emek Sineması’nın akıbetini sayfalarına taşıdı. Zeynep Merve Uygu’nun hazırladığı ‘Sinema Meclisi’ne görüş bildiren sinemacılar, Emek Sineması’nın akıbetiyle ilgili kaygılarını Film Arası okuyucularıyla paylaştı.
Bana kızmayın ama doğrusu bu!
Ayla Algan (Oyuncu): Emek Sineması depreme dayanıklı değilse ve sağlamlaştırılamayacak bir haldeyse tabi ki hemen bir şeyler yapılması lazım. Konunun çözümü var çünkü ölçülebilir bir şeyden bahsediyoruz. Bu bir futbol maçı değil. Böyle bir olayda taraf tutma lüksümüz yok. Sevsek de sevmesek de iyi işler yapıldığını kabul etmeliyiz. Başkan, mimariden anlayan birisi ve bu anlamda çok güzel şeyler yapıyor. Dükkânları kiralayıp Devlet Tiyatrosu’na katkı sağlıyor. Böylece bilet fiyatları düşüyor ve daha çok kişi tiyatro izleyebiliyor. Yapılacak bir sinemanın nerede olacağı değil de nasıl olacağına bakalım diyorum.
Açıklamalar doyurucu değil
Halil Ergün (Oyuncu): Türkiye’de bir sürü sorunun yanında bu birikimleri koruyamama eksikliğimiz de var. Bir sürü yerde sinema salonu açılabilir. Ama Emek sadece bir sinema olmaktan çok daha zengin şeyler taşıyor. O yüzden bu iddialar, bu açıklamalar ne doyurucu ne de yapıcı. Vahşice bir inşaat saldırısı içindeyiz zaten. Beyoğlu da bundan nasibini alıyor.
Azımsanamayacak bir azınlığız
Ayça Damgacı (Oyuncu): Kolektif hafızada herkes için yeri olan bir tarihi sinema. Emek’i yıkmak bir bina yıkmaktan çok öte. Her yere alışveriş merkezleri açmak istiyorlar. Buna direnmekten başka bir çıkış yolu yok, azımsanamayacak bir azınlığız aslında. En son yapılan eylemde, Demirören AVM’nin içine girdiğimizde dükkânların acilen kepenk kapaması ve yaşadıkları o komik korku bu güce sahip olduğumuzun en büyük göstergesi.
Emek Sineması bir simgedir
Fırat Yücel (Altyazı Dergisi Yayın Yönetmeni): Alışveriş Merkezleri’nin içine tıkılmış çok salonlu sinemaların kültürsüzlüğüne, hayal kurmayı imkânsızlaştıran, insanla sokağın (yani yaşamın) arasını açan yapılara karşı simgesel bir kale olduğu için Emek’e sahip çıkıyorum. “Yıkmayacağız, koruyacağız” diyorlar, ama korumaktan anladıkları ticari bir kompleksin 4. katında Emek’in çakma bir taklidini yapmak, Demirören’in kaçak katlarına bakan bir Emek Sineması taklidi.