Bundan tam on yıl önce on yeni AB üyesi ülkenin başkentlerini havai fişek gösterileri ve Avrupa bayrakları süslemekteydi. Yeni üyeler Brüksel'de candan karşılanmıştı. Sevinç kadar büyük beklentiler de vardı. Sadece eski AB ülkelerindeki şirketler doğuya genişlenmesini karışık hislerle karşılamıştı. Avrupa iç pazarının genişlemesi, daha fazla tüketici ama aynı zamanda da rekabetin artması anlamına geliyordu. Alman özel sektörü tarafından finanse edilen Köln'deki ekonomik araştırma enstitüsünün uzmanlarından Michael Grömling yeni üyelerden en çok Alman şirketlerinin çekindiğini hatırlatıyor.
Alman işletmelerini Doğu Avrupa ürünlerinin ve Almanya'da yatırım yapacak Doğu Avrupa şirketlerinin yaratacağı rekabet ve fiyat rekabetinin yol açacağı rasyonalizasyon baskısı tedirgin etmekteydi.
Korkulan olmadı
Ayrıca yeni üyelerle aralarındaki refah farkı ve yüksek işsizlik yüzünden Batı Avrupa yönünde işgücü göçünün başlamasından de endişe edilmekteydi. Bundan on yıl önce yeni üyelerdeki fert başına düşen milli gelir eski AB ülkeleri ortalamasının yarısını ancak bulmaktaydı. Alman inşaatçılar birliği başkanı Felix Pakleppa da genişlemeden endişe duyduklarını saklamıyor. O yıllarda Alman inşaatçılığının durgunluk geçirmekte olduğunu hatırlatan Pakleppa, “Durumumuz kötüydü ve şirketler zayıf düşmüştü. Ücret farkından dolayı rakip yabancı şirketlerin düşük fiyat vermesinden çekiniyorduk”, diyor.
Ama korkulduğu gibi olmadı. 2004 yılından sonra Almanya'nın yeni üyelerle olan ticareti ikiye katlandı. Alman mallarının en iyi müşterisi Polonya. Macaristan ile ticarette ise gerileme kaydedildi. Doğuya genişlemeden önemli ölçüde etkilendiğini söyleyen işletmecilerin oranı yüzde onu geçmiyor.
Ama genişlemenin Almanya açısından olumsuz etkisinin olmadığı da söylenemez. Genişlemeyle birlikte Alman inşaatçılık piyasasında rekabet arttı. Yevmiye, sosyal sigorta primi ve saat ücretlerinin farklı olması yüzünden Almanya'da kayıtlı işgücü şirketlere çok daha pahalıya geliyor.
AB'nin Doğu Avrupa'ya genişlemesini arzulayanların arasında da hayal kırıklığına uğrayanlar var. AB'ye on yeni ülke daha alınmasını Alman şirketleri ihtiyatlı iyimserlikle karşılamıştı.
Ekonomist Grömling genç sanayi ülkelerindeki hızlı büyüme nedeniyle Alman şirketlerinin doğudaki ortaklarından ziyade dünya piyasasına ağırlık vermesinin de bunda rol oynadığını belirtiyor.
İnşaatçılar birliği başkanı Pakleppa da işletmeler yeni üyelere alıştığı için AB'nin genişletilmesinden artık çekinmediklerini söylüyor. Bunda Almanya'nın nüfus yapısının değişmesi de rol oynuyor. Doğu Avrupa'daki kalifiye işgücüne artık başka gözle bakılıyor. Vasıflı Alman gençlerinin sayısı azaldığı için Orta ve Doğu Avrupalı işgücü potansiyeli bundan on yıl öncesine göre çok daha farklı değerlendiriliyor.