Sözcü Gazetesi Ankara Temsilcisi Saygı Öztürk, Başbakan Binali Yıldırım'ın AKP'de getirildiği "genel başkan vekilliği" makamının "yasaya aykırı" olduğunu savundu. Öztürk konuyla ilgili olarak, uzun yıllar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Siyasi Partiler masasında görev yapan Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun şu görüşlerini aktardı:
“Yapılan açıkça yasaya aykırı. Bu durumda AKP'nin yasaları gözetmesi, ‘önüme engel olarak yasa çıkıyorsa yasayı, anayasa çıkıyorsa anayasayı değiştirir yola devam ederim' anlayışını değiştirmesi gerekiyor."
Saygı Öztürk'ün “Başbakanın o görevler yasaya aykırı” başlığıyla yayımlanan (31 Mayıs 2017) yazısının ilgili bölümü şöyle:
Ömer Faruk Eminağaoğlu, uzun yıllar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Siyasi Partiler masasında görev yaptı. Genç Parti'nin tüzüğündeki “Genel Başkanvekilliği”nin yasaya aykırı olduğunu da o ortaya koymuştu. AKP'deki durumu sorduğumda şunları söyledi: “Yapılan açıkça yasaya aykırı. Bu durumda AKP'nin yasaları gözetmesi, ‘önüme engel olarak yasa çıkıyorsa yasayı, anayasa çıkıyorsa anayasayı değiştirir yola devam ederim' anlayışını değiştirmesi gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın aynı zamanda AKP Genel Başkanlığı'na seçilmesinden sonra Başbakan Binali Yıldırım da AKP Genel Başkanvekili, TBMM Grup Başkanvekili oldu. Ancak AKP 3. Olağanüstü Kongresi'nde kabul edilen tüzük değişikliğiyle oluşturulan başkanvekilliği, Siyasi Partiler Kanunu'na (SPK) aykırı... Ayrıca MKYK üyesi de seçilen Yıldırım'ın AKP Meclis Grup Başkanı da olması yasaya göre mümkün değil. Genç Parti'nin tüzüğü yazılırken, Genel Başkan Cem Uzan, parti yönetiminde bulunan Orhan Uğuroğlu'na, “Ben yurtdışındayken senin genel başkanvekili olman için tüzüğe bir madde koyun” dedi. Bunun gereği yerine getirildi. Dönemin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, vekilliğin Siyasi Partiler Yasası'na aykırı olduğunu belirtti ve o madde tüzükten çıkarıldı.
Yeni yasa: Olmaz
1965 tarihli SPK'nun 13. maddesi, genel başkanvekili veya genel sekreter gibi adlarla gerekli görülen sayıda yardımcı yapılmasını öngörüyordu. Kanunun ilgili maddesi 1983 tarihinde değiştirildi. 2820 sayılı SPK'nun 15/5 maddesiyle “Parti tüzüğü, genel başkana görevinin yerine getirilmesinde ve yetkilerinin kullanılmasında yardımcılık etmek üzere genel başkan yardımcısı ve genel sekreter adlarıyla gerekli gördüğü sayıda yardımcılar öngörebilir” hükmü getirildi. Bu yasa, genel başkanla bağlantılı unvan ve mercileri, önceki yasanın aksine sınırlı sayım yoluyla ortaya koyarak sınırlandırıyor, genel başkanvekilliği unvanını da kaldırıyor. “Eş Genel Başkanlık” maddesi ise 2014 yılında yapılan değişiklikle gerçekleştirilmişti.
Ömer Faruk Eminağaoğlu, uzun yıllar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nda Siyasi Partiler masasında görev yaptı. Genç Parti'nin tüzüğündeki “Genel Başkanvekilliği”nin yasaya aykırı olduğunu da o ortaya koymuştu. AKP'deki durumu sorduğumda şunları söyledi: “Yapılan açıkça yasaya aykırı. Bu durumda AKP'nin yasaları gözetmesi, ‘önüme engel olarak yasa çıkıyorsa yasayı, anayasa çıkıyorsa anayasayı değiştirir yola devam ederim' anlayışını değiştirmesi gerekiyor.”
O illerin güvenliği düşünülmeden
Cumhurbaşkanı, Şırnak'ın Cizre, Hakkari'nin Yüksekova ilçesinin il yapılacağını açıkladı. Bu, Şırnak ve Hakkarililere indirilmiş önemli bir darbe... Açıkçası, iki ilin il olmaktan çıkarılması düşünülerken, bu durumun terörle mücadeleyi nasıl etkileyeceği pek hesaba katılmamış gibi gözüküyor. Asayiş Kolordu Komutanlığı, Hakkari Dağ Komando Tugay Komutanlığı gibi görevleri yürütmüş olan emekli Korgeneral Altay Tokat'a göre yeni yapılanma “mücadeleyi olumsuz etkiler”. Hakkari ve Şırnak, bölücü PKK örgütünün sıklet merkezi ile konuşlanmaya çalıştığı ve eylemlerinin en yoğun olduğu hassas ve kritik bölgedir. PKK'nın bitirilmesi için bu iki ilimizin teröristlerden tamamen ve öncelikle temizlenmesi, kararların da PKK ile mücadele temelinde alınmasına da özen gösterilmesi gerekiyor.
Cizre'den yönetmek zor
Şırnak bölgesinin tamamıyla kontrol altına alınmasında Cudi ve Gabar dağları ile Bestler‐Dereler ile Kasrik Boğazı hayati önem taşır. Şırnak, bu kritik bölgenin ortasındadır. Şırnak'ın, Namaz Dağı'nın eteklerinde olması da operasyonların sevk ve idaresini, etkinliğini, gözetlenmesini ve kontrol altına alınmasını kolaylaştırıyor. Cizre ise Cudi Dağı'nın güneyinde mahkum (askeri dilde alçak) bir kesimde bulunuyor. Ayrıca sınır ötesinden yapılacak sızma ve ateşlere karşı da hassasiyet taşıyor. Cizre'nin konumu ve yeri operasyonlara olumlu katkı sağlaması şöyle dursun, güçlük yaratacağı belirtiliyor.
Hakkari daha uygun
Hakkari'de ise Zap vadisi, kuzeyindeki Berçalan yaylası, Tanin dağları ve Yüksekova ile arasında kalan Faraşin yaylası, teröristlerin manevra sahalarını kısıtlayan ve yurt içine sızmalarını engelleyen kritik ve hassas kesim. Bu önemli kesimlerin kontrolü ve teröristlerin etkisizleştirilmesine yönelik operasyonlar Hakkari'den daha etkili düzenlenir. Yüksekova, ticari faaliyetler açısından önemli olmakla beraber adından hep terörle söz edilen de bir ilçemiz. Hakkari il bölgesinde terörle mücadele noktasında Şemdinli ve Çukurca bile Yüksekova'dan daha öncelik taşır. Teröristler için önemli olan Zap kampı Çukurca'nın yakınındadır. Hakkari'nin konumu, Şemdinli, Çukurca ve Yüksekova'daki terörist eylemlere düzenlenecek eşzamanlı operasyonlara daha çok olanak sağlıyor. Yüksekova ise böyle bir kritere sahip değil. PKK bitirilir, ekonomik kriterler öncelik kazanır, o zaman Yüksekova ve Cizre il yapılabilir ama güvenlik düşünülmeden “ben il yaptım” derseniz, beraberindeki sıkıntılara da hazır olunması gerekir.