İZMİR, (DHA)- İZMİR\'in Kemeraltı Çarşısı\'nda antika eşya mağazası bulunan, İzmir Antikacılar Derneği Başkanı Cem Üsküp, genç nüfusun \'retro\' da denilen 1970-1980\'li yıllara ait ürünlere ilgi gösterdiğini söyledi.
Antika meraklıları ve koleksiyonerlerin ilgi gösterdiği tarihi Kemeraltı Çarşısı\'nda 1970\'ler ve 1980\'lerin başı olarak tarif edilen spesifik bir kategoriyi kapsayan ürünlere rağbet giderek artıyor. Kemeraltı Çarşısı\'nda 1948 yılından beri faaliyette olan bir antika mağazası bulunan, aynı zamanda İzmir Antikacılar Derneği\'nin başkanı olan Cem Üsküp, son dönemde antika kültürünün değişim geçirdiğini belirtti. Üsküp, \"Müşterilerimizin yaş ortalaması düştü. Genç nüfus eski eşyalara merak sardı. Bunun sonucunda retro ürünler daha popüler hale geldi. Çünkü genç nesil, yakın geçmişi temsil eden, geçmişiyle bağ kurabildiği eserleri görünce daha çok edinmek istiyor. Genel olarak eskiye oranla genç nüfusun antikaya ve koleksiyona ilgisi arttı. Son dönemde 1970\'li 1980\'li yıllara ait retro pop akımı ürünlerini tehşir ediyoruz. Bunun içinde de en popüleri eski plaklar\" diye konuştu.
BİN LİRAYA GAZOZ KAPAĞI VAR
Çok fazla yeni koleksiyonerin piyasaya katıldığını belirten Üsküp, \"Her konunun koleksiyonunu yapan bir kesim oluştu. Kimisi gazoz kapağı topluyor, kimisi peçete biriktiriyor. Bir gazoz kapağının bin liraya kadar alıcısı olabiliyor. Antika toplayıcılığının çoğalmasında TV\'deki antika programlarının çok etkili olduğunu düşünüyorum. Farklı belgesel kanallarında yayınlanan antika programları özendirici oluyor. Koleksiyonerler çoğaldı. Antika ve koleksiyonerlik kültürü toplumun gelişmişliği ve eğitim seviyesiyle ilgilidir. Gelişmişlikle antika kültürü paralel ilerliyor\" dedi.
HER ESKİ EŞYA ANTİKA DEĞİLDİR
Toplumda genel olarak her eski ürünün antika olduğuna yönelik bir algı olduğundan söz eden Üsküp, \"Bir ürüne antika derken 100 yıl geçmiş olacak gibi bir algı var. Pek yanlış değil ama tek başına yeterli bir kavram da değil. Bir eserin antika olabilmesi için döneminin özelliklerini yansıtması, nadir bulunması ve sanatsal değeri olması gerekir. Bu özelliklere sahipse bir objeye antika diyebiliriz\" diye konuştu. Bir hikayesi olan ürünlerin antika değeri taşıdığını belirten Üsküp, \"Bir ürünün bir hikayesi varsa anlamı oluyor. Değerli olması için ya kişisel bir anısı olmalı ya da toplumsal bellekte bir iz bırakmalı. Örneğin her toplumda kendi toplumunu yansıtan ürünler popüler ve pahalıdır. Türk toplumunda da Osmanlıya ait eserler daha pahalı satışa sunuluyor. Osmanlıya ait eserler, yazma kitaplar, hat levhalar, gümüşler oldukça pahalı. Osmanlı ressamlarının yaptığı tablolar son derece kıymetli. Bir Osmanlı gelinliği 10-15 bin lira arasındayken, tablolar ise milyon dolarlara satışa sunuluyor. Demode olması şansları olmadığı için tüm antika eserlerinin karlı bir yatırım aracı olduğunu düşünüyorum\" dedi.
FOTOĞRAFLI