Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan, düzenlediği basın toplantısı ile partisinin gündeme dair görüş ve önerilerini kamuoyu ile paylaştı. İktidarın 'sivil anayasa' çağrısına ilişkin eleştirilerde bulunan Özcan, "Mesela nerelerde, hangi konularda anlaşamıyorsunuz Kenan Evren’le ya da 28 Şubatçılarla? 12 Eylül darbecileri bile bu denli ucube bir sistemi getirmeyi tahayyül edemediler. Ellerinde güç vardı ama “1930’ların parti-devletine dönelim” demediler. Sizin nereniz sivil? Sizin bir tek üniformanız bir de postalınız eksik" ifadelerini kullandı.
TÜİK’in ilk kez güvenilir veriler paylaştığını ve gerçek işsizlik oranının %29 olduğunu ilan ettiğini söyleyen Özcan, buna karşılık TÜİK’te çalışmayı yapan kurulların iktidar tarafından feshedildiğini söyledi. Özcan, “Bu koalisyon iktidarı gerçeklere bu kadar tahammülsüz hale geldi” dedi.
İçişleri Bakanlığı tarafından kadına şiddete karşı uygulamaya konulan KADES’te 6 dilin yer alıp Kürtçe’nin yer almamasına da tepki gösteren Serkan Özcan, “Yeniden inkar politikalarına mı dönülüyor?” diye sordu.
Serkan Özcan’ın açıklamalarından bazı satır başları şu şekilde:
Sn. Cumhurbaşkanı geçen hafta, İnsan Hakları Eylem Planını açıkladı. Bu bir itirafname oldu! Açıkladıkları metin, kendi işledikleri günahları alt alta sıralayıp, kendilerine reform yapmaktan farksızdı. Bu açıkça bir sözde reform, sözde eylem planı! Bunlar bu icraatlarıyla sadece iktidarı kişiselleştirmiyor, muhalefete de kendileri soyunuyorlar! Muhalefetin de alanına göz dikiyorlar. Böyle yaparak halkı ve tabanlarını kandıracaklarını sanıyorlar. Bunların derdi seçim planı, iktidarda kalma planı!
"Dünya alemi kendinize güldürüyorsunuz"
Bir buçuk milyondan fazla insan terör şüphesiyle soruşturma geçirmiş; On binlerce insan örgüt üyeliğinden yargılanmış; BM Raporlarında “İnsanlığa Karşı Suç” işleyen ülke kategorisine sokulmuşuz! Kuzey Kore’yi yalnız bırakmamak için gösterdiğimiz çabaya bakar mısınız? Siz eylem planı açıklarken, hala şehir merkezlerinde gazetecilere saldırılıyorsa, kimi inandıracaksınız bu plana? Siyasilere dönük örgütlü saldırılara “adi suç” muamelesi yaparsanız kim inanacak o eylem planına?
Uluslararası Yönetici Güvenilirliği endeksinde 128 ülke arasında 124. Sıradayız. İnsan Hakları endeksinde 107. Sıradayız. Dikkat edin lütfen! 128 ülke arasında 107.yiz insan hakları endeksinde! Dünya çapında özgürlükler seviyesi ölçümünde de 10 yıl önceki halimizden tam 34 basamak geriye düşmüşüz! Eylem planının birinci cümlesi “15 Temmuz’dan sonra demokrasi ve hukuktan sapmadık” olursa, kim inanır bu planın ciddiyetine, adaletine! 19 yıl geçmiş; dön dolaş matahmış gibi “düşünce suç değildir” diye açıklama yap! Dünya alemi kendinize güldürmeyi ne kadar da güzel başarıyorsunuz!
"Buna bir kandil sevinir bir de ülkeye düşman olanlar"
Hep söylüyoruz, milyonlarca Kürt vatandaşımızın bugün seçme seçilme hakkı ellerinden alınmış durumdadır. Güneydoğu anadolu bölgemizde fiilen demokrasi askıya alınmış durumdadır. Bu felaket tablo yeterince kötü değilmiş gibi şimdi de Kürt vatandaşların vekillerini seçme, TBMM’de temsil edilme hakkı da ellerinden alınmak isteniyor. Kim veriyor size bu akılları Allah aşkına? Kimse demiyor mu size “Yahu bu kafa Kandil kafasıdır!” diye. Milyonlarca Kürt vatandaşın seçme ve seçilme hakkını ellerinden alınmasına bir Kandil sevinir bir de ülkeye düşman olanlar. Hiç lafı eğip bükmeye gerek yok. PKK’nın anlamsızlaştığı, niye elinde silah olduğunu açıklayamadığı bir dönemde, Kürtlerin seçme ve seçilme hakkını ellerinden almak, tam da PKK’ya hayat öpücüğü projesi olmaz mı?
"Sizin nereniz sivil? Bir üniformanız bir postalınız eksik!"
Bakın bunların tek eylem planı “SEÇİM YASASINI DEĞİŞTİRMEK”. YENİ ANAYASA falan dedikleri de bunu sağlayacak değişiklikler. Yoksa 12 Eylül artığı darbe anayasasının üzerine, sivil otoriterliği de ekleyerek oluşturdukları bu sistemin zayıflamasını isterler mi hiç? O güç ele geçmiş bir kere, hiç paylaşırlar mı? Küçük ortak mesela. Hayatının baharını yaşıyor. Baraj altına düşmüş oylarıyla memleketi yönetiyor. Hiç bundan geri düşmek ister mi? Ne güzel demiş adam: “Güç yozlaştırır ama mutlak güç mutlaka yozlaştırır” diye. Bunların hikâyesi de tam olarak bu.
Bunların insanla, hakla falan işleri yok! Şimdi de tutturmuşlar “sivil anayasa” falan diyorlar. Mesela nerelerde, hangi konularda anlaşamıyorsunuz Kenan Evren’le ya da 28 Şubatçılarla? 12 Eylül darbecileri bile bu denli ucube bir sistemi getirmeyi tahayyül edemediler. Ellerinde güç vardı ama “1930’ların parti-devletine dönelim” demediler. Sizin nereniz sivil? Sizin bir tek üniformanız bir de postalınız eksik. Hâlihazırda 22 milyon dosya var Adalet Bakanlığında. Ailelerle birlikte düşündüğümüzde neredeyse ülkenin tamamı davalık!
"Vatandaşa yalan söylemekle ne amaçlıyorsunuz?"
Sn.Albayrak’ın dönüşüne yol yapmak için, hakkında neredeyse destan yazacak olan İktidara, bu sorularımızı tekrar yöneltmek istiyorum. “Neden Albayrak’ı yeniden allayıp pulluyor, yeniden bu millete pazarlamaya çalışıyorsunuz? Ne oldu? Ne değişti? O değil miydi; "At izi it izine karıştı, Hak ile batılı ayırmak zorlaştı, Mevla sonumuzu hayreylesin" diyen. O değil miydi sayın Cumhurbaşkanı’nı merkez bankası rezervleri de dahil olmak üzere ekonomik performansa ilişkin olarak yanıltan? O değil miydi? Merkez bankasında eksi 48 milyar dolar rezervi bırakıp kaçan? Ne değişti de affolundu?
Sırra kadem basan damadı şimdi yeniden savunmanızın manası nedir? Bütün veriler ortadayken “128 milyar dolar bir yere gitmedi, merkez bankasında hazinede duruyor” diyerek vatandaşı yanlış bilgilendirmekten ne murad ediyorsunuz? Hakikat tektir, ne eğilir ne de bükülür Sn. Cumhurbaşkanı. İstediğiniz kadar “rezervler yerinde duruyor” diye ısrar edin, hakikati değiştiremeyeceksiniz. 128 milyar doların nasıl buharlaştığını biz değil, yayınladığı verilerle bizzat TCMB söylüyor.