Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Başçı, AKP'deki 'Pelikan' adı verilen yapılanmayla ilgili çarpıcı iddialarda bulunarak, Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olduğu dönemde bakanlık yapan iki ismin 18 gazeteciyi bir araya getirdiğini ve İstinye'de bir yalı tutulduğunu öne sürdü.
Başçı Pelikan yapılanmasıyla ilgili, "İçlerinden Fırat Erez denen bir şahıs, bir sene sonra ayrıldı ve daha sonra bunları Twitter sayfasından yoğun bir şekilde anlattı. 'Çuvallarla para geliyordu oraya, biz de yalan haberler yapıyorduk güzel paralar alıyorduk, Davutoğlu’ndan özür diliyorum' dedi."
Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Başcı, Konya'nın yerel televizyonu Kanal 42'de konuk olduğu "Muhammed OKUR ile Reaksiyon" programında çarpıcı iddialarda bulundu. Okur’un hükümet sistemi öncesi ile alakalı sorusu üzerine Başcı, partisinin genel başkanı Ahmet Davutoğlu'nun Başbakan olduğu döneme değinerek AKP içerisinde yer alan ve 'Pelikan' diye anılan ekiple ilgili isim vermeden şu iddiayı dile getirdi:
"Çuvallarla para geliyordu oraya, biz de yalan haberler yapıyorduk güzel paralar alıyorduk"
“Daha genel başkanımız yeni başbakan olmuştu ve Ulaştırma Bakanı'nı görevden aldı, başka birini atadı. Orada büyük rahatsızlıklar oluştu. İki tane bakan bir araya gelerek hem sol, hem sağ, hem FETÖ hem de ateist kesimden 18 gazeteciyi bir araya getirdiler ve İstinye’de bir yalı tuttular. Yalının başına da bir hanımefendiyi koydular, bu gazetecilerin amacı Ahmet Davutoğlu’nu yıpratmak, yalan haber yapmak ve onu başbakanlıktan etmek. Diyeceksiniz ki bunu nereden biliyorsunuz? O iki bakanın isimlerini zikretmek istemiyorum. İçlerinden Fırat Erez denen bir şahıs, bir sene sonra ayrıldı ve daha sonra bunları Twitter sayfasından yoğun bir şekilde anlattı. 'Çuvallarla para geliyordu oraya, biz de yalan haberler yapıyorduk güzel paralar alıyorduk, Davutoğlu’ndan özür diliyorum' dedi. O süreçte öyle yalan haberler yaptılar ki, hala hatırladığımız o çirkin haberlerin çoğunu oralarda hazırladılar. Genel başkanımız daha yeni başbakan olmuştu o süreçte. Bu sıkıntılar daha sonra 4 bakanın yüce divana gitmesi ile devam etti. Daha sonra da 5 müteahhitin devletten ihale almasıyla devam etti.”
Başcı, son olarak bahsi geçen 2 bakanın “görevine devam etmediklerini” ifade etti.
"Erdoğan mal beyanına karşı çıktı: ben teşkilat mensubu bulamam"
Gazeteci Muhammed Okur’un, AKP’den kopuş süreci ile ilgili sorusu üzerine Başcı şöyle yanıt verdi:
“1 Kasım seçimlerinde milletvekili olduk, parlamentoya gittik ve yemin ettik. Yeminden belli bir zaman sonra genel başkanımız Ahmet Davutoğlu Bey o zaman başbakandı, 316 vekili aldı genel merkeze götürdü. Orada karşımıza geçti bir buçuk saat süren bir konuşma yaptı. Konuşmasında şunu dile getirdi. Arkadaşlar partinin içerisinde yoğun yolsuzluk söylentileri var. Hatırlayın, seçimlerden önce 17-25 Aralık süreci yaşanmıştı ayakkabı kutuları vs. böyle çirkin hadiseler cereyan etti. Bunun kökünü kazıyıp atacağım partiden dedi. 3 tane yasa çıkarıyorum dedi. Yasalardan birisi siyasi etik yasası, birisi imar yasası diğeri ise yolsuzluk yasası. Daha sonra 1,5 saat konuştu. Konuşmasının ardından dedi ki tüm milletvekilleri her sene mal beyanında bulunacak. Malında artış gördüğüm vekilleri hesaba çekeceğim. Bir komisyon oluşturdum, komisyon da bunu takip edecek dedi. Parlamento para kazanma yeri değil, halka hizmet etme yeri herkes kendine çeki düzen versin dedi. Daha sonra, toplantı bitti… Biz yeni vekiliz çoğu bizi tanımıyor, ama eski vekillerden bir kısmı Hoca’ma hakaretler etti. 'Nereden geldi bu adam, neyin nesi amacı nedir' diye… Bir gün sonra da cumhurbaşkanı Davutoğlu’nu aradı ve dedi ki, 'sen bunlar yapmaya kalkarsan ben teşkilat mensubu bulamam' ilçe başkanı bulamam'”