3 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunan ve bağırsakları iflas eden gazeteci Ziya Ataman'a yargılandığı davada "örgüt üyeliği"nden 14 yıl 3 ay ceza verildi. Mahkeme heyeti Ataman'ın tutukluluk halinin devamına karar verdi.
Van Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 11 Nisan 2016 tarihinden bu yana tutuklu olan Kanun Hükmündeki Kararname’yle (KHK) kapatılan Dicle Haber Ajansı (DİHA) muhabiri Ziya Ataman'ın da aralarında bulunduğu 10'u tutuklu toplam 21 kişinin yargılandığı davanın 12. duruşmasında karar açıklandı. Gazeteci Ataman'a "Örgüt üyesi olmak" iddiasıyla 14 yıl 3 ay hapis cezası verilerek tutukluluğunun devamına karar verildi.
Şırnak 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayı, tutuklu yakınları ve gazeteci örgütleri takip etti. Yargılananların Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldığı duruşmada avukatlar da hazır bulundu.
"Mağdurken sanık olduk"
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada ilk olarak tutuklulara, haklarında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenilen mütalaaya karşı söz verildi. Tutuklulardan Bengi Ataman, mağdur oldukları olaylara ilişkin açılan davada sanık olduklarını belirtti. Tutuklu Harun Ataman, ise hakkında ifade veren ve aynı dosya kapsamında tutuklu bulunan Kadir Ataman’ın söylemlerinin “duydum”dan ibaret olduğunu ifade etti. Ataman, ifadelerin işkence altında verildiğinden kaynaklı geri çekildiğini hatırlatarak, beraat talep etti. Diğer tutuklular da, haklarında herhangi bir somut delilin bulunmadığına dikkat çekti.
"Madem 400-500 isim var, neden 8-9 kişi yargılanıyor?"
Kürtçe savunma yapan gazeteci Ziya Ataman ise daha önceki savunmalarını tekrarlayarak, hakkındaki ifadelerin işkence altında alındığını ve geri çekildiğini hatırlattı. İsminin bulunduğu iddia edilen ve dosyadaki “ajandaya” değinen Ataman, “Madem 400-500 isim var. Neden 8-9 kişi yargılanıyor?” diye sordu. Bu durumun “mantıklı” olmadığı söyleyen Ataman, uzun süreli tutukluluğun çeşitli hastalıklara yakalanmasına neden olduğuna işaret ederek, beraat ve tahliye talep etti.
"Bu ifadeler işkence altında imzalattırıldı"
Dosya tutuklularından olan ve aynı zamanda tanık olan Kadir Ataman, işkence altında kendisine verilen evrakın imzalattırıldığını bir kez daha dile getirdi. “Bundan dolayı çok utanıyorum” diyen Ataman, “Kendimden utanıyorum. Bu şahısların yüzlerine bakacak durumum yok. Vicdanen çok rahatsızım. Bu ifadeler işkence altında imzalattırıldı. İşkence altında imzalatılan ifadeleri kabul etmiyorum” ifadelerini kullandı.
"Duyuma dayalı beyanlarla suçlanıyorlar"
Ardından konuşan avukatlar, dosyanın tanık Ataman’ın ifadelerinden ibaret olduğunu belirtti. Duyuma dayalı beyanlarla müvekkillerinin suçlandığını vurgulayan avukatlar, işkence iddialarına dair herhangi bir işlem yapılmadığını hatırlattı. Avukatlar, teşhislerin de hukuka aykırı yapıldığını vurgulayarak, işkence iddialarının araştırılmasını bir kez daha talep etti.
"Mütalaa kopyala-yapıştır"
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği’nden avukat Zelal Doğan da, Ataman’ın gazeteci olduğunu belirterek, “Dosya tanık beyanları ve bir ajandadan oluşuyor” dedi. Avukat Mücahit Dursun da, sanık sandalyesinde oturan bir kişinin babasının müşteki olduğunu söyledi. Mütalaanın “kopyala-yapıştır” olduğunu dile getiren Dursun, “Bu suça şahıslardan ulaşma çabasıdır. Sanıkların birçoğunun evi yanmış. Bir ajanda üzerinde dosya açılıyor” diye konuştu.
Dursun, tanık ve sanık olan Kadir Ataman’ın hastaneye götürülmediğine dair kayıtların da olduğunu hatırlatarak, ifadeye alan polislerle yüzleştirilmesini talep etti.
Avukat savunmalarının ardından mahkeme heyeti, duruşmaya karar verilmek üzere ara verdi.
Mahkeme, Ziya Ataman'a "örgüt üyeliği"nden 14 yıl 3 ay ceza verdi. (MA)