Mayıs ayında AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu'na giren işadamı Ethem Sancak'a ait Esmedya grubu bünyesindeki Güneş gazetesi, 10 insan hakları aktivistinin gözaltına alınması ve tutuklamalarla süren Büyükada operasyonunu bugünkü manşetine taşırken, polis tarafından basılan toplantı için "24 Temmuz'da planlandığı iddia edilen kaos planının bir parçası" olduğu iddiasını öne sürdü. Whatsapp'ta, Cumhuriyet gazetesi davası için ilk duruşma tarihini vurgulayan "24 Temmuz'da Birlikte Özgürüz" ismiyle kurulan dayanışma grubunun "delil" olarak gösterildiği "haber"de, tutuklu Cumhuriyet muhabiri Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık ile gazeteciler Mustafa Hoş, Banu Güven, Nevin Lagendijik, Oda TV Genel Yayın Yönetmeni Barış Pehlivan ile CHP ve HDP milletvekilleri hedef gösterildi.
"Haber"de "İhanetin merkez üssü olarak ise Kadıköy seçilmişti. Burada sözde 'kurtarılmış bir alan' oluşturulacak, İran uyruklu İsveç vatandaşı olan casus Ali Gharavi'nin haritada işaretlediği Güneydoğu başta olmak üzere tüm Türkiye'ye model olarak sunulacaktı" iddialarına yer verildi. Sabah grubuna bağlı Takvim gazetesi de internet sitesinde aynı iddiaları paylaştı.
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Güneş gazetesine tepki göstererek "Güneş Gazetesi, Türkiye'deki provokasyonların merkezlerinden biridir. Dün Enis Berberoğlu'nun ailesini, bugün gazetecileri hedef gösterdi. AKP'nin yayın organı Güneş, hak ihlallerine sessiz kalmamızı ve AKP zulmüne boyun eğmemizi istiyor. Sizden korkan sizin gibi olsun" dedi.
Barış Pehlivan: Siz kimsiniz?
Güneş gazetesinin birinci sayfasında bugün ismim var.
Manşette "İşte zaman ayarlı kaos planı" diye yazıyor.
Polis fezlekeleri üzerinden yazılan bir metin.
Buna göre; Büyükada'da gözaltına alınan ve tutuklanan insan hakları savunucusu Özlem Dalkıran'ın telefonu incelenmiş.
Ve Dalkıran'ın dahil olduğu WhatsApp gruplarından birinin adı da "24 Temmuz Birlikte Özgürüz"müş.
Polisler işte buradan yola çıkarak o WhatsApp grubuna üye olanların isim listesini çıkarmış; Güneş'e servis etmiş.
Neymiş, "suçüstü yakalanan ajanlar kaos planlarında yalnız değil"miş! Bu WhatsApp grubundaki isimlerle eşgüdümlü hareket ediyorlarmış! "24 Temmuz kalkışma planı"ymış bu!
İşte o WhatsApp grubundaki isimlerden biri de benim.
Güneş sormuş; "Bu nasıl grup?"
Bunu dün Fethullahçı polislerin çıraklığını yapanların sorması da ayrı komedi tabii!
Aslında yanıt vermek bile zul geliyor.
Ama dün bu alçak tetikçilerle nasıl mücadele ettiysem ve tarih beni, genel yayın yönetmeni olduğum Odatv'yi haklı çıkardıysa...
Bugün de yalanlarına boyun eğmeyeceğim ve tarih yine bizi haklı çıkaracak.
Aslına bakılırsa; onlar da biliyor gerçeği ama yalana iman ediyorlar.
Yine de tane tane yazıyorum:
24 Temmuz Pazartesi günü Cumhuriyet Gazetesi yöneticilerinin ve yazarlarının yargılandığı dava başlıyor.
Meslektaşlarımız 9 aydır hapisteler ve ilk kez hakim karşısına çıkacaklar.
FETÖ üyesi olmak dahil, 10 ayrı suçlamadan ağırlaştırılmış müebbetle yargılanan bir savcının açtığı / yürüttüğü soruşturma ile hapisteler.
Ve tam bir FETÖ hukuku ile yürütülen bu soruşturmanın davası, tekrar yazıyorum, 24 Temmuz'da başlıyor.
İşte...
Bizler, yani "dışarıdaki" gazeteciler, meslektaşlarımızın özgürlüğe kavuşması için çabalıyoruz.
Ankara'da dayımız yok.
AKP'li birinin damatları değiliz.
Baklavacı zincirimiz de yok.
O halde, ne mi yapıyoruz?
Videolar ve grafikler hazırlıyor, o görsel malzemeleri sosyal medyadan yayımlayıp insanların vicdanına ulaşmaya çalışıyoruz.
"Tutuklu yargılama"nın saçmalığını, soruşturma aşamasındaki hukuksuzlukları kamuoyuna aktarıyoruz.
İşte "24 Temmuz Birlikte Özgürüz" adlı grup da, Cumhuriyet davası öncesi düzenlenen bu kampanyaların organize edildiği yer.
Yani...
O grupta ne konuşulduysa, ne planlandıysa, hepsi açık olarak tüm Türkiye'ye ulaştı.
Evet, tekrar üstüne basa basa söylüyorum:
FETÖ sanığı savcının başlattığı ve soruşturmasını yürüttüğü Cumhuriyet davası hukuksuzluklarla doludur.
Meslektaşlarımızı tutuklu yargılamanın sona ermesi ve tahliye edilmeleri gerekmektedir.
Bu yalan manşete dair avukatımız Hüseyin Ersöz aracılığıyla suç duyurusunda bulunacağım.
Ama aslına bakarsanız...
Güzel de oldu bu manşet.
Zira acı gerçeği bir kez daha söyleme imkanı verdiler bize.
Bakınız.
İşte bu tür kripto polislerin eliyle hazırlanan fezlekelerle...
Ve...
Bir dönemin Fethullah Gülen yalakası, TV'deki konuklarına "Fethullah Gülen'in F'sine dokunmayacaksın" uyarılarında bulunan Turgay Güler'in yönetimindeki Güneş gibi yayın organlarının sözde haberleri olduğu sürece...
Siz bu kafayla FETÖ'yü yenemezsiniz.
"Dünya neden FETÖ'yü anlamıyor" diye hiç dertlenmeyin, öfkelenmeyin.
Siz böyle hedef göstermeler ve operasyonel işler yaptıkça, FETÖ'nün tüm dünyadaki lobisinin elini güçlendiriyorsunuz.
Belki de sizin gibi küçük kriptolara verilmiş olan görev bu!
Evet sözüm, bu paçavraları "haber" diye yapanlara...
Yahu siz kimsiniz?
Siz dün kendi Ordusu'na Fethullahçı çeteyle kumpas kuranlarsınız!
Sizden daha iyi ajanlık yapan mı var?
Siz kendi bayrağının adının bile değişmesini savunan, ülkenin kurucusuna her gün küfredensiniz!
Sizden daha haini var mı sahiden?
Siz kendi ülkesinin birikimini yıkması için Batı'ya yaltaklananlarsınız!
Siz varken bu ülkeye adam göndermeye gerek mi var?
Yahu sizin patronunuz değil mi, Fethullah Gülen'in müridi olduğunu itiraf ettiği kitapları piyasadan toplatan!
Hiç kusura bakmayın, dün tetikçiliğini yaptığınız amirleriniz bugün hangi çöplükteyse, yarının tarihi de farklı olmayacak!
Biz buradayız Turgay Efendi!
Dün "Hocaefendi"ne düzdüğün övgüleri nasıl unutmadıysak, bugünü de unutmayız!
Mustafa Hoş: Ruh hastaları
Güneş gazetesinin hedef gösterdiği isimlerden gazeteci Mustafa Hoş da "Cumhuriyet davası için oluşturulan gizli saklı da olmayan bir Whatsapp grubundan kaos planı çıkarmaya çalışacak kadar ruh hastası bunlar. Avukatım Efkan Bolaç suç duyurusunda bulunacak, tazminat davası da açacak. Asıl korkunç olan bu halüsinasyon ve paranoyanın ülkeye hükmetmesi" dedi.
HDP'li Temelli tekzip etti
Hedef gösterilen isimlerden, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de Güneş gazetesinin manşetini yalanlayarak bir tekzip metni yayınladı:
21 Temmuz 2017 Cuma günü yayınlanan Güneş gazetesinde “24 Temmuz kalkışma planı” başlıkla yer alan ‘haber’de ismim geçmektedir.
Gerçekle hiçbir alakası olmadığı gibi, kurgusal olarak da sağlıklı bir insanın anlamakta zorluk çekeceği kadar büyük bir saçmalığın haber diye yazıldığı bu metinde, şahsıma yönelik asılsız suçlamalarda bulunulmaktadır.
Bunu kabul etmediğimi, bu asılsız ve yalan haberin sorumluları hakkında her türlü yasal işleme başvuracağımı bu tekzip vasıtasıyla tüm kamuoyuyla paylaşırım.
Cumhuriyet: Havuz medyasından
bir rezillik daha
Öte yandan, yazar, çizer ve yöneticilerinden 12'si tutuklu bulunan Cumhuriyet, Güneş'in manşetini "Havuz medyasından bir rezillik daha... Gazetecilere 'Kaos Planı' iftirası" başlığıyla duyurdu.
Cumhuriyet'in haberinde şu ifadelere yer verildi:
Havuz medyası Cumhuriyet gazetesi için gazetecilerin oluşturduğu dayanışma grubunu, Kaos Planı için delil saydı. İftirayı manşetinden haber yaptı.
Büyükada'da gözaltına alınan 10 Uluslararası Af Örgütü üyesinden 6'sı tutuklandı... Almanya ile de büyük bir krize neden olan operasyona ilişkin yandaşlar iftira planını devreye soktu. Henüz ayrıntılarının bile mantık çerçevesinde anlatılamadığı operasyona AKP karşısında görünen herkes dahil edilmeye çalışılıyor.
Havuz medyası Büyükada operasyonunu manşetinden haber yaparak, o toplantıyı 24 Temmuz'da planlandığı iddia edilen kaos planının bir parçası ilan etti. Cumhuriyet gazetesi davası için oluşturulan gazetecilerin whatsApp'taki "24 Temmuz Birlikte Özgürüz" isimli dayanışma grubunu delil olarak gösterdiler... Haberde, Gazeteci Mustafa Hoş, Banu Güven, Ahmet Şık'ın eşi Yonca Şık, AP üyesi Nevin Lagendijik ile CHP ve HDP üyelerinin gruba üye olduğu ve bu kişilerin Gezi direnişine destek oldukları belirtiliyor.
"Bağ yok, delil yok...
Kabataş yalanı gibi iftira planı"
Erdoğan aşığı yandaş medya patronu Ethem Sancak'a ait Güneş gazetesi Büyükada'daki operasyonu manşetine taşıyarak, "İşte Zaman Ayarlı Kaos Planı" başlığını atıp, muhalif olarak anılan gazetecileri de o planın bir parçası olarak gösterdi. Soruşturmaya ait belgeye, delile bile ihtiyaç duymadan doğrudan gazetecileri suçladı.