Spor

Futbolun efsanesi Johan Cruyff'ten 'ideal 11 ve futbol felsefesi'

"Mesele koşturmak değil, gözleri açık tutup oynamaktır; bunda ustalaşırsanız Total Futbol'un özünü kapmış olursunuz..."

29 Ağustos 2017 17:10
Ozan Kılıç

Hollanda ve dünya futbolunun rehberi: Johan Cruyff... Kazandığı ve kazandırdığı kupalar, futbola kazandırdığı taktik devrimler, Pep Guardiola yönetiminde Avrupa'yı sallayan Barça'nın ve Pep'in hocası... Peki, Johan Cruyff'ün istediği futbolcuyu oynatabileceği bir 11 kurma şansı olsaydı, kimleri oynatırdı?

25 Nisan 1947'de Amsterdam'da doğan ve akciğer kanseri nedeniyle 24 Mart 2016'da Barselona'da hayatını kaybeden Cruyff, ideal futbolcunun tanımını şöyle yapıyor:

Normalde gelmiş geçmiş en iyi oyunculardan kurulu bir on bir seçme zahmetine girmem çünkü çoğu durumda kalite farkı pek azdır. Oyunun zirvesine çıkmış eski ve yeni hemen her futbolcu, zirvede bulunmanın tüm şartlarını yerine getirmiştir. Ayrıca bu futbolcular istisnasız özel yeteneklidirler ki bu da oynadıklarından farklı biz pozisyonda da zirveye çıkabilecekleri anlamına gelir. Mesela bence Marco van Basten dünya çapında bir sağ bek olabilirdi. Gene de bana sıkça sorulduğuna göre...

Şimdiye kadar ne tür futbolcular aradığım anlaşılmıştır. Olağanüstü tekniğe sahip, görüşü geniş ve genelde üst derecede uzmanlaşmış futbolcular... Özellikle sonuncu nitelik, uzmanlaşma, zirvedeki futbolcularımızın alametifarikası fazladan yeteneği garantileyen niteliktir. Bu yeteneği, grubun emrine vermek yerine kullanmak gerekir. Ya da şöyle söyleyeyim: takımın çıkarına en büyük hizmet, öylesi yetenekli bir oyuncuyu en uygun, en iyi şekliyle kullanmaktır ve zirvenin esas numarası, elinizdeki tüm yetenekleri en avantajlı şekilde kullanırken bir yandan da iyi takım kurabilmektir.

Efsane futbolcunun, bu yorumları ışığında yarattığı ideal 11 de şu oyunculardan oluşuyor: 

Lev Yashin (Sovyetler Birliği), 
Carlos Alberto (Brezilya), 
Franz Beckenbauer (Almanya), 
Ruud Krol (Hollanda), 
Alfredo Di Stefano (Arjantin),
Pep Guardiola (İspanya), 
Bobby Charlton (İngiltere), 
Maradona (Arjantin), 
Garrincha (Brezilya), 
Piet Keizer (Hollanda), 
Pele (Brezilya).

Futbolcuların pozisyonlarına göre sahadaki dizilimi de şu şekilde:

Cruyff, Maradona ve Pele'nin neden birlikte oynaması gerektiğini de şu sözlerle açıklıyor:

Pele'yle Maradona, Pele'nin muazzam sorumluluk hissiyle Maradona'nın bireyselliği gayet hoş bağladığından, özellikle harika bir ikilidir. Oynasalar maç sırasında Pele'nin Diego'yu bir tür kılavuz gibi göreceğinden eminim çünkü futbolcularda bu tür şeylere yönelik hisler güçlüdür ve Maradona, Pele'ye karşılığını vererek takdir gördüğünü hissetmesini sağlayacaktır. 

Efsanenin 'modern futbol'un taktiksel kısmıyla ilgili görüşleri de şöyle:

Son yıllarda iyice kontrolden çıktığı için futbol tartışmalarında 'koşmaya teşne' teriminden veya bir oyuncunun dayanıklılığından kasten hiç bahsetmiyorum. Bu durum, futbolcunun daha fazla koştuğu ve daha az topla oynadığı bir süreç başlattı, burada meselenin özü de işi ayakların değil topun yapması. Buysa bizi her oyuncunun bireysel analizinden toplu performans analizine doğru bir geçişe getiriyor. Teknik, görüş ve hepsinden üstte yetenek her oyuncuda bulunmalı ve on bir kişi hep birlikte, bütün halinde hareket etmek adına sahadaki alanı kullanmalıdır. Sonra görüş, yani pozisyon alması gerektiğinin hükmüne varabilmek gerekiyor. Birbirlerinden uzaklaşmış hatları görmek hâlâ canımı sıkıyor çünkü öyle durumlar, takımın bir kısmının muazzam mesafeleri koşmak zorunda kalması anlamına geliyor.

Mesele koşturmak değil, gözleri açık tutup oynamaktır. Bunda ustalaşırsanız Total Futbol'un özünü kapmış olursunuz...

Bu gün dünya devlerinde teknik direktör olarak görev alan Pep Guardiola'nın, "Cruyff'ü tanımadan önce futbol hakkında hiçbir şey bilmiyordum" sözleriyle tanımladığı futbol efsanesi, "Futbolda 14 kural vardır!" diyor ve onları kısaca şöyle açıklıyor:

1 - Takım Oyunculuğu: "Başarmak için birlikte çalışmalısınız."

2- Sorumluluk: "Her şeyle kendinize aitmiş gibi ilgilenin."

3- Saygı: "Birbirinize saygı duyun."

4 - Bütünleşme: "Faaliyetlerinize başkalarını da katın."

5- İnisiyatif: "Yeni şeyler denemekten çekinmeyin."

6- Hocalık: "Takım içinde daima birbirinize yardım edin."

7- Kişilik: "Kendiniz olun."

8- Sosyalleşme: "Sporda ve hayatta karşılıklı etkileşim elzemdir."

9- Teknik: "Temeli bilin."

10- Taktik: "Ne yapılacağını bilin."

11- Gelişme: "Spor hem ruhu hem bedeni kuvvetlendirir."

12- Öğrenmek: "Her gün yeni bir şey öğrenmeye çalışın."

13- Birlikte oynamak: "Her oyunun elzem parçasıdır."

14- Yaratıcılık: "Spora güzellik getirin."

Yazıda geçen Cruyff'ün ifadeleri; Türkiye'de basımı Domingo Yayınevi tarafından yapılan, Johan Cruyff'ün "Benim Oyunum" adlı otobiyografik eserinden alınmıştır.