Fransa'da bir önceki Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile muhafazakar hükümeti seks işçilerine yönelik olarak, sokakta çalışmalarını yasaklayan bir kanun tasarısı getirmişti. Söz konusu tasarı bir takım protesto gösterilerinin hedefi olunca, hükümet de seks işçiliğini durdurmak anlamında kapsamlı bir çalışma yapmaya karar verdi. Yer alan bu süreçte seks işçileri "Bizimle yatıyorsunuz, ama bize karşı oy kullanıyorsunuz" sloganıyla pek çok protesto gösterisinde bulunmuşlardı.
Radikal gazetesinde yer alan Ece Çelik'in haberine göre; Hükümetin planı, seks işçileriyle ilişkiye giren kişilerin hapis ve para cezasına çarptırılmaları uygulamasını kapsıyor. Söz konusu uygulamada seks işçisi mağdur olarak değerlendirilirken, hizmeti alan erkek ise ceza alıyor. İsveç'ten sonra Norveç ve İzlanda da bu modeli uygulayan ülkeler arasında yerini almış durumda.
Fransa hükümeti seks işçiliğini seks köleliği olarak yorumluyor ve kontrol altına almak isterken, seks işçileri ise söz konusu bu yasaların kendilerini daha güvensiz hale getirdiğini savunuyor.
Fransa’nın seks işçileri sorunu kaçak insan ticareti ve göçmenler konusuyla iç içe geçmiş olup, hükümet Fransa’da toplam 20 bin seks işçisinin bulunduğunu ve seks işçilerinin yüzde 80’inin göçmen olduğunu tespit etmiş. Fransa’daki kadınlar çıkacak yasanın kendilerini mağdur ve ‘düşmüş’ konumunda görülmesinde şikâyetçiler ve “Bu bizim tercihimiz, bu bir meslektir” diyen kadınların sayısıda son derece fazla. Ayrıca Fransa’daki seks işçilerinin bir diğer istekleri de aracısız, bağımsız çalışmak olup, bunu da devletin garantisi altında almasını talep ediyorlar.