Dünya

Fransa'da rüzgâr enerjisi krizi

Fransız hükümeti henüz sorunun çözümü yönünde bir düzenlemeye gitmedi

29 Eylül 2018 14:32

Fransa Yüksek Mahkemesi, geçen yılın sonuna doğru verdiği bir kararla, rüzgâr parkı inşaat ruhsatları için yerine getirilmesi gereken koşulları daha da zorlaştırmış oldu. Daha önce yerel makamlar, yeni tesislere çevre sertifikası verme yetkisine sahipti. Yüksek Mahkeme, bunun AB müktesebatıyla çeliştiğine hükmederek söz konuyu yetkiyi iptal etti. Aradan neredeyse bir yıl geçmesine rağmen, Fransız hükümeti henüz sorunun çözümü yönünde bir düzenlemeye gitmedi.

Rüzgâr parkları kuran WPD Onshore adlı firmanın yöneticisi Gregoire Simon, bu duruma tepki gösterenlerin başında geliyor: “Bir bu eksikti. Hükümetin bu sorunu çoktan çözmesi gerekirdi. İnşaat ruhsatlarını nasıl alacağımız ve bunların ne kadar geçerli olacağı düzenlenmiş olmalıydı. Bu kadar çok zaman kaybetmemiz gerçekten çok sinir bozucu.”

WPD Onshore için Fransa rüzgâr enerjisi piyasası, Almanya’nın ardından en büyük ikinci pazar konumunda.

Alternatif enerjilerde gerileme

Görünen o ki ülke genelinde yeni rüzgâr parklarının inşaası yıllarca gecikecek. Oysa halihazırda yapımı planlanan rüzgâr parkları, miadını dolduran nükleer reaktörlerin yerini alabilirdi. Fransa’nın yenilenebilir enerjiler konusunda pek hızlı davrandığı söylenemez. Halen yapımı süren rüzgâr parklarının en erken 2023 yılında devreye girmesi bekleniyor. Oysa bunlar 2012’de ihale edilmişti.

Hidrolik santraller konusunda da benzer bir tablo söz konusu. Naval Enerji'nin ülke pazarından çekilmesiyle bu alanda da büyük gerileme yaşandı. Oysa Fransa, hidrolik enerji üretiminde dünya lideri olmayı hedefliyordu.

İddialı hedeflerden vazgeçildi mi?

2023 yılında toplam rüzgâr enerjisi üretimini 26 gigawatt seviyesine çıkarma hedefinin gerçekleşmesi artık neredeyse imkansız hale geldi. Şu ana kadar rüzgâr türbinlerinden elde edilen enerji miktarı 14 gigawatt kadar. Belirlenen hedeflere ulaşılabilseydi, rüzgâr parkları, halihazırda devrede olan 58 nükleer reaktörden 26'sının yerini alabilirdi.

Paris Dauphine Üniversitesi ekonomistlerinden Anna Creti durumu şöyle özetliyor: "Fransa'nın enerji tüketimi mevcut seviyesini koruyor. Bu nedenle yenilenebilir enerji kaynaklarının üretimdeki payı artırılmak isteniyorsa, halen ihtiyacın dörtte üçünü karşılayan nükleer enerji santrallerinin sayısının azaltılması gerekiyor. Ancak bu hayli pahalıya mal olacağı için halk arasında da karşı çıkanlar fazla. Nükleer enerji, Fransa'nın olmazsa olmazlarından ve neredeyse bir kültür mirası niteliğinde. Bu yüzden reaktörleri kapatmak neredeyse imkansız.”

Hükümetse artık bunu değiştirmenin zamanının geldiğini savunuyor. İktidar partisi Cumhuriyet Yürüşü (LREM) milletvekili Jennifer de Temmerman, "Fransa, uzun süre nükleer enerjiye bel bağladı. Bunu değişitireceğiz ve nükleer enerjinin payını yüzde 50'ye düşüreceğiz. Bizdeki önceki hükümetin hedeflerinden vazgeçtiğimiz iddia ediliyor. Ancak 2025'e kadar bunu gerçekliştirmek imkansızdı. Bunun için eylül ayına kadar 27 reaktörü kapatmamınz gerekiyordu. Şimdi daha gerekçi hedefler belirleyeceğiz.”

Yeni nükleer reaktörler yolda

Ancak bunun nasıl gerçekleştirileceğine dair hükümet henüz somut bir çözüm ortaya koyamadı. Aynı zamanda çok sevilen bir çevre aktivisti olan Nicolas Hulot'un Çevre Bakanlığı görevinden kısa bir süre önce istifa etmiş olması da bu konuda hükümete duyulan güveni daha da azalttı. İstifasını radyoda bir canlı yayın sırasında açıklayan Hulot, çevre koruma mücadelesinde hükümet içinde yalnız kalmaktan şikayet etmişti.

Çevre Bakanlığı'nın son raporuna göre, daha güvenli olduğu söylenen yeni EPR model nükleer santrallerden toplam altı adet yapılması tavsiye ediliyor. Oysa kuzeybatıdaki Flamanville'de inşa edilen ilk EPR nükleer reaktöründe halihazırda sekiz yıllık bir gecikme söz konusu. Maliyeti ise 10 milyon euronun üzerinde. Bu miktar, başta öngörülenin yaklaşık üç misli üzerinde.

Halen toplam enerji üretiminin yüzde 17'sine tekabül eden yenilenebilir enerjilerin oranının, 2020 yılında yüzde 23'e çıkarılması hedefleniyor. Ancak bunu gerçekleşmesi de mevcut koşullar ışığında hayli zor görünüyor.