Dünya

‘Fransa’da milliyetçiler kurumsallaşıyor’

Fransa’da yapılan belediye seçimlerinde aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN) ilk turda belediye başkanı çıkarmayı başardı. Bu, Fransa’da milliyetçilerin artık kurumsallaştığı şeklinde değerlendiriliyor.

24 Mart 2014 19:38


Napoleon (Napolyon) Bonaparte komutasındaki Fransız orduları 1812 yılında Rus İmparatorluk ordusuyla bugün Belarus topraklarındaki Berezina nehri kıyılarında savaşmış, Fransızlar savaş meydanında 50 bin asker bırakarak tarihlerinin belki de en ağır yenilgilerinden birini almıştı. Öyle ki savaş sonrasında Fransızcaya “felaket” ya da “yıkım” anlamında kullanılan “Berezina” sözcüğü eklenmişti.

Fransa’da dün yapılan belediye seçimlerinin ilk turunda iktidardaki Sosyalist Parti’nin (PS) elde ettiği skor için de “Berezina” tanımlaması yapılabilir. Kâğıt üzerinde alınan oylara bakılırsa seçimlerin ilk turunda ana muhalefetteki merkez sağ-muhafazakâr eğilimli Halk Hareketi Birliği (UMP) yüzde 48, PS yüzde 43, aşırı sağcı Ulusal Cephe (FN) ise yüzde 7 oy elde ettiler. Fakat bu rakamlar kimseyi yanıltmasın. Fransa’nın idari yapısı ve iki turlu seçim sisteminin karmaşıklığı dikkate alındığında rakamlar bambaşka bir anlam kazanıyor. Fransa irili ufaklı 36 bin 700 yerleşim merkezinin belediye başkan ve meclislerini yenilemek için sandık başına gitti. Bu yerleşim merkezleri arasında Paris, Lyon ve Marsilya gibi nüfusu milyonu geçmiş kentler kadar, nüfusu yüz kişiyi bulmayan köyler de var. Dahası, siyasi partiler her yerleşim merkezinde aday göstermek mecburiyetinde değiller. Nüfusu 3 bin 500’ü aşan yerleşim merkezlerinde ilk turda hiçbir aday oyların en az yüzde 50’sini elde edememiş ise ikinci tura gidiliyor. İkinci tura kalmak için ilk turda oyların en az yüzde 10’unu elde etmiş olmak gerekiyor. İki tur arasında adaylar veya partiler yerel ya da ulusal planda ittifaka gidilebiliyor.

PS ulusal planda kaydettiği oy oranına rağmen elindeki Paris, Lyon, Strasbourg ve Toulouse gibi önemli kentleri kaybetme riskiyle karşı karşıya. Yıllardır fethedemediği Marsilya’da ise hezimete uğradı. Ülkenin bu üçüncü büyük kentinde merkez ve aşırı sağcı adayların gerisinde kaldı. Ana muhalefetteki UMP ise eski lideri ve eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy hakkında son haftalarda gündeme gelen yolsuzluk dosyalarına rağmen sayısal olarak seçimlerin ilk turunun galibi oldu. Moral buldu. Kendi içindeki krizi bir nebze yatıştırdı. Ancak merkez sağın kaderini, merkez sol için olduğu kadar, ülkenin yükselen yeni siyasi gücü aşırı sağ eğilimli Ulusal Cephe (FN) tayin edecek.

Fransız siyasetinde aşırı sağ gerçeği

Zira Fransız siyasi yaşamında artık bir FN gerçeği var. Bugüne kadar aşırı sağcı veya milliyetçi olduğu gerekçesiyle klasik partiler tarafından dışlanan FN belediye seçimleriyle “normalleştiğini” kanıtladı. Yeşiller, Komünistler ve merkez partileri açık farkla geride bırakarak ülkenin üçüncü siyasi gücü haline geldi. Tarihinde ilk defa, vekil çıkarmasını engellemek için icat edilmiş iki turlu seçimlerin ilk turunda belediye başkanı çıkarmayı başardı. Toplam 17 orta ölçekli kentte en fazla oy alan parti oldu. Perpignan, Beziers, Frejus, Avignon ve Forbach gibi orta ölçekli kentlerde ilk turda yüzde 20 ile yüzde 40 arasında değişen oy elde etti. Marsilya, Lyon, Strasbourg, Toulouse gibi kentlerde yüzde 10 ile yüzde 25 arasında değişen oy oranlarıyla ikinci turun kaderini FN seçmenleri tayin edecek.

FN popülist söylem ve vaatleriyle olduğu kadar yıllardır ülkeyi yöneten merkez sağ ve merkez sol partilerin beceriksizliklerinden faydalandı. İktidara 2012 yılında büyük vaatlerle gelen sosyalist Cumhurbaşkanı François Hollande ve ekibi ülkenin en önemli sorunu olan kronik işsizliğe bir türlü çare üretemedi, üretemiyor. Her ne kadar belediye seçimlerinin ilk turunda yaklaşık 45 milyon seçmenin yüzde 38’i sandık başına gitmemiş olsa da, muhafazakâr ve dar gelirli seçmen ülkedeki ekonomik, sosyal ve siyasi kriz nedeniyle iktidar ve Cumhurbaşkanı Hollande’a belediye seçimlerinde sert ikaz göndermiş oldu.

‘Kamuoyu araştırma kuruluşları kaybetti'

Seçimlerin bir diğer kaybedeni ise kamuoyu araştırma kuruluşları oldu. Örneğin bu kuruluşlar iktidar partisinin Paris ve Marsilya’daki adaylarının ilk turu net farkla önde bitirecekleri öngörüsünde bulunmuştu. Ancak Paris’te ve Marsilya’da ilk turda ipi göğüsleyen ana muhalefetteki UMP adayları oldu. Anketler, sadece 600 merkezde seçime giren FN’nin ne oy oranını ne de ilk turda belediye başkanı çıkaracağını da öngöremedi. Birçok uzman bu durumu seçmenlerin eskiden olduğu gibi ideolojik değil konjonktürel temelde oy vermesine bağlıyor.

Belediye seçimlerinin 30 Mart’ta yapılacak ikinci turundan çıkan sonuç ne olursa olsun Fransız siyasi yaşamında parametreler değişiyor. FN’nin kurumsallaşmasıyla birlikte ülke politikalarında sağa ve muhafazakârlığa kayma eğilimi artabilir. Sosyalist Cumhurbaşkanı Hollande, 30 Mart akşamı çıkacak sonuca göre kabine değişikliği ya da erken genel seçim kararı alabilir. PS’nin, ülkenin üç büyük kenti olan Paris, Lyon ve Marsilya’yı kaybetmesi halinde meclisin feshedilebileceği söyleniyor.

Ancak bir de Mayıs ayı sonundaki Avrupa Parlamentosu (FN) seçimleri var. AP seçimleri FN’nin gücünü daha da pekiştirebilir. Zira bu seçimler diğerlerine oranla tek turlu yapılacak ve ilk turda elde edilen oylar temelinde her siyasi parti AP’ye temsilci gönderecek. FN’nin şu anda AP’de 3 olan vekil sayısının 20’lere çıkma olasılığı oldukça yüksek. Böyle bir durumda Fransa’nın genel olarak AB politikalarında kayma yaşanabilir. Cumhurbaşkanı Hollande, AP seçimlerinde FN’nin alacağı olası yüksek sonuç nedeniyle bazı dosyalarda uzlaşmacı olmayabilir. Bunlar arasında genişleme ve Türkiye dosyası da yer alabilir. Bugün “Sarkozy gitti, Hollande ile Fransa Türkiye’ye yumuşuyor” sözleri birkaç ay içinde hiçbir şey ifade etmeyebilir.