Fransa'da Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turuna kalan Emmanuel Macron ve Marine Le Pen, canlı yayın tartışmasında karşı karşıya geldi.
Pazar günü gerçekleşecek seçim öncesinde yapılan anketlerde aşırı sağcı lider Le Pen, siyasi yelpazenin merkezinde yer alan Macron'un gerisinde. Ancak milyonlarca insan hala seçimde kime oy vereceğine karar vermiş değil.
İki saat 45 dakika süren münazarada ortamın kızışması çok uzun sürmedi.
Hayat pahalılığı, Rusya, iklim değişikliği ve göç gibi konular, iki liderin tartışmasında önemli yer tuttu.
Enerji ve market fiyatlarının giderek artması, münazaranın merkezinde yer aldı. Tartışma, büyük haber kanallarının yanı sıra, ülkenin en büyük iki TV kanalında yayınlandı.
Emmanuel Macron 2017'deki seçim münazarasında, telaşlı ve hazırlanmamış görünen rakibi karşısında büyük ölçüde galip gelmişti. Ancak Le Pen, bu kez başından itibaren daha soğukkanlı ve hazırdı.
Tartışma boyunca daha saldırgan, karşısındakinin sözünü tekrar tekrar kesen ve görevdeki bir lidere göre çok daha fazla meydan okuyan kişi ise Macron oldu.
Fransız halkının yüzde 70'inin yaşam standartlarının son beş yıl içinde düştüğü görüşüne sahip olduğunu aktaran Le Pen, kendisinin sivil barış ve ulusal kardeşliğin lideri olacağını söyledi:
"Fransızlara, kendi ülkelerinde öncelik vermeliyiz."
Macron ise, koronavirüs pandemisi ve Avrupa'da başlayan savaş gibi zorluklarda ülkesini idare ettiğini ve Fransa'yı daha güçlü bir ülke haline getirdiğini belirtti.
Neler konuşuldu?
Medeni bir şekilde başlayan münazara, önemli sorunların masaya gelmesiyle beraber daha kavgacı bir hal aldı.
Hayat pahalılığı: Marine Le Pen'in güçlü noktalarından biri artan yaşam maliyetleri oldu. Başından itibaren Le Pen, önceliğinin bu olduğunu söyledi: "Enerjide KDV'yi kalıcı olarak kaldıracağım. 30 yaş altı insanlar için de gelir vergisi olmayacak." Le Pen ayrıca, Macron'u emekli maaşı seviyelerinin reel anlamda düşürmekle suçladı.
Macron ise hayat pahalılığındaki çözümünü, fiyatlara bir üst sınır getirmek olarak açıkladı. Ona göre, bu vergileri düşürmekten iki kat kada etkili bir çözüm.
Enerji fiyatlarını nasıl aşağı çekecekleri konusunda anlaşamayan iki adayın tartışması daha da hararetlendi. Macron, rakibinin önerilerinin uygulanamaz olduğu defalarca tekrarladı. Le Pen ise Macron'a, "Fransızlara paralarını geri vermek istiyorum" diyerek yanıt verdi.
Uluslararası ilişkiler: Gecenin ikinci büyük konu başlığı Rusya-Ukrayna savaşı oldu. Rusya'nın "ölümcül bir yola girdiğini" söyleyen Macron, Fransa ve Avrupa'nın rolünün Ukrayna'ya askeri teçhizat sağlamak ve sığınmacıları sahiplenmek olduğunu söyledi.
Kremlin ile yakın bağları olan ve partisi için bir Rus bankasından kredi alması nedeniyle eleştirilen Le Pen ise Ukrayna'ya askeri teçhizat sağlamanın Fransa'yı da savaşa sokabileceği konusunda uyarıda bulundu ancak, rakibinin Ukrayna'yı destekleme ve sığınmacıları kabul etme politikasını da destekledi.
Bu noktada ise Macron, rakibinin Rusya'nın 2014 yılında Kırım'ı ilhakını tanıyan ilk siyasi liderlerden biri olduğunu işaret ederek saldırıya geçti ve "Rusya ile konuştuğunuzda bankacınızla konuşuyorsunuz" dedi.
Le Pen, hiçbir Fransız bankasının partisine kredi vermemesi nedeniyle Ruslardan para aldığını söyledi. Macron, kendisinin milyonlarca Fransız gibi borç para almak zorunda kaldığını savunan Le Pen'e, Fransızların finansman için Rusya'ya bakmadığını belirterek karşılık verdi.
Avrupa Birliği: Marine Le Pen, AB ile ilgili politikalarında değişikliğe giderek birlikten ayrılmak yerine birlik içinde değişim arayışına gitti. Le Pen'in "Ulusların Avrupası" fikrinin birliğin sonunu getireceğini savunan Macron, rakibini hayal satmakla suçladı.
Fransa'nın mevcut AB'de, ülke çıkarlarını savunmakta başarısız olduğunu dile getiren Le Pen, kendisinin "Fransız üreticilere ve çiftçilere zarar veren" ticaret anlaşmalarını terk edeceğini söyledi.
Emeklilik yaşı ve maaşı: Münazarada bir diğer öne çıkan başlık da emeklilik politikalarıydı. Macron, Fransa'nın emeklilik yaşını 2031 yılında 62'den 65'e çıkarması gerektiğini söylerken, Le Pen ise bu yaş sınırını 62'de tutacağını belirtti.
Le Pen, Macron'un önerisinin "kesinlikle tahammül edilemez" olduğunu savundu. Macron ise Le Pen'in emeklilere karşı daha cömert olacağına dair sözler verdiğini ama bunu nasıl yapacağını söylemediğini dile getirdi. Le Pen de Macron'un ekonomi karnesinin çok zayıf olduğunu iddia etti.
İklim değişikliği: Yenilenebilir enerji, tartışmada iki adayın taban tabana zıt olduğu bir diğer konu olarak öne çıktı. Nitekim münazaranın en hareketli bölümlerinden de birine de konu başlığı sahne oldu. İki adayın da üzerinde anlaştığı tek şey, daha fazla nükleer santral inşa etmek oldu.
Macron rakibine "İklim konusunda şüpheci birisin, bu çok açık" dedi. Seçimde ikinci tura kalamayan Yeşiller adayı, seçmenlerine Macron'u destekleme çağrısı yapmıştı. Marine Le Pen rakibi için "iklim ikiyüzlüsü" diyerek sert bir yanıt verdi.
Bununla beraber Le Pen, iklim değişikliğinden binlerce kilometre öteden yapılan ithalatın sorumlu olduğunu ve yerel üretimin küresel ısınmayla mücadeleye yardımcı olacağını iddia etti. Ayrıca Le Pen, rüzgar tribünlerinden daha kötü bir şey olmadığını da sözlerine ekledi. Le Pen'in fosil yakıtların yerini almak için nükleer güce güvenme politikasının "savunulmaz" olduğunu belirten Macron, yenilenebilir kaynakların sürecin bir parçası olması gerektiğini vurguladı ve "Rüzgar tribünleri istihdam yaratıyor" dedi.
Dijital gelecek: Emmanuel Macron, Fransa'dan Avrupa'nın en büyük teknoloji girişimcisi ülke olarak bahsederken, Marine Le Pen ise büyük şehirlerde yaşamayan insanların sorunlarına değindi- ki bu insanlar da Le Pen'in çekirdek seçmen kitlesini oluşturuyor.
Le Pen, teknoloji sektörünün düşük maliyetli güvencesiz işler yarattığını söyledi. Refaha çıkan tek yolun, düşüşteki sanayi olduğunun altını çizdi. Macron ise buna karşı çıktı.
Göç ve İslam: Le Pen'in daha saldırgan olduğu bölüm buydu. Halka, Fransa'dan kimin ayrılıp kimin kalacağını belirleyecek bir referandum sözü verdi ve "anarşik ve kitlesel göçe" son vereceğini taahhüt etti.
Daha sonra, kadınların "İslamcı baskıdan" kurtulması gerektiğini savunarak, kamusal alanda başörtüsü takmayı yasaklayan bir diğer önemli politikalarından bahsetti. Macron, İslam'ı İslamcılıkla karıştırmanın yanlış olduğunu savunarak itiraz etti. Le Pen'in politikasının "iç savaşa" yol açacağını ve Fransız değerlerine ihanet olacağını söyleyen Macron, "Böyle bir durumda sokaklarda kipa takan [Yahudi] erkekleri ve başörtülü kızları kovalayan polislerin olur" dedi. Rakibinin önerisinin hoşgörüsüz olduğunun altını çizen Macron, söz konusu politikanın milyonlarca yurttaşı kamusal alandan dışarı iteceğini söyledi.
Anayasa değişikliği: Marine Le Pen'in büyük politikalarından bir diğeri de "demokratik yenilenme" olarak nitelediği Anayasa değişikliği. Macron'u beş yıllık görev süresinin ardından ülkeyi bölmekle suçlayan Le Pen, "Fransa'yı yeniden inşa etmemiz ve insanları bir araya getirmemiz gerekiyor" dedi.
Münazara neden önemli?
İkinci tura kalan adaylarının münazarası, neredeyse 50 yıldır Fransa Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en önemli olaylarından biri.
Ülkede kamuoyu anket sonuçları iki adayı birbirine yakın gösterdiği zamanlarda, sonuçlarda belirleyici olan TV düelloları oldu. 1974 yılında münzarada iyi bir performans gösteren muhafazakar Valéry Giscard d'Estaing, Sosyalist Partili François Mitterrand'ı yenmeyi başardı. 1981'de ise Mitterrand rövanşta daha başarılı oldu ve ikinci turda seçimi kazanan taraf oldu.
Bu seçimle beraber, o zamandan bu yana aynı iki aday ilk kez üst üste ikinci kez karşı karşıya geliyor.
2017'deki tartışma Le Pen için bir fiyaskoydu. Sonucunda da ikinci turda oyların sadece üçte birini alarak mağlup oldu.
Bu sefer yarış çok daha yakın ve Le Pen'in münazaradaki güçlü performansı, kararsız seçmenlerin oylarını almasına neden olabilir. Le Pen de tartışmaya konsantre olmak adına, Pazartesi günü seçim çalışmalarını durdurdu.
İlk turda görevdeki Cumhurbaşkanı Macron, oyların yüzde 27,85'ini, Le Pen ise yüzde 23,15'ini aldı. Anketlerde ise Macron'un ikinci turda yüzde 53 ile yüzde 57 arasında oy alması bekleniyor.
Adaylar neyi temsil ediyor?
Seçmenlerin tercihi, Emmanuel Macron'un bir siyasetçi olarak çok daha az tecrübeyle kazandığı 5 yıl öncekine göre çok daha net.
Macron'un sıkı Covid politikaları birçok seçmenini kendisinden uzaklaştırdı. Ayrıca Macron, "zenginlerin Cumhurbaşkanı" olmakla suçlandı. Büyükşehirlerde daha popüler olan mevcut Cumhurbaşkanı, AB yanlısı liberal görüşleri ve küresel görünümü nedeniyle ana akım sol ve sağ partilerin desteğini aldı.
Marine Le Pen ise seçim kampanyası sırasında milliyetçi ve AB karşıtı söylemlerini yumuşattı. Ancak tartışmada da açıkça belirttiği üzere, Fransa'nın AB ile ilişkisini gözden geçirmeyi amaç edinmeye devam ediyor. Le Pen, kırsal ve daha yoksul bölgelerde daha fazla popüler.