Ataklı'nın "Fırsat bu fırsat, şu VIP rezaletini de kaldırın bari" başlığıyla yayımlanan yazısının bir bölümü şöyle:
Gazetecilik ve gazete yazarlığım döneminde ayrıcalıklara hep karşı çıkmaya çalıştım.
Birilerini diğerlerinden üstün tutan her türlü uygulamayı da elimden geldiğince eleştirdim.
Bunların başında havaalanlarındaki VIP uygulaması geliyor.
90'lı yıllarda çok ciddi kampanya başlatmıştım.
Hatta sonuç almaya bile çok yaklaşılmıştı.
Ancak başta siyasetçiler olmak üzere askerler, üst düzey bürokratlar ve özellikle bu kesimlerin yakınları daha ağır bastı ve VIP uygulamasından vazgeçilmedi.
Vazgeçilmediği gibi AKP döneminde bu uygulama daha da genişletildi. Birtakım bilgisiz ve görgüsüz AKP'liler, VIP salonlarını kullanmayı kendilerine sağlanmış bir üstünlük olarak algıladılar.
Aradan yıllar geçti, açıkçası şu VIP uygulamasını ben bile unutmuştum.
Ekrem İmamoğlu'na yapılan nezaketsizlik ve CHP'lilerin de bu nezaketsizliği bir avantaja çevirememesi konunun kafamda yeniden canlanmasına neden oldu.
Şunu belirtmeliyim ki; dünyanın bütün ülkelerinde bazı önemli görevleri üstlenen kişilerin havaalanlarından hızlı geçişini sağlayan sistemler vardır.
Ancak hiçbiri Türkiye'deki kadar geniş bir kesime uygulanmıyor.
Bizde cumhurbaşkanı, bakanlar, milletvekilleri, bunların eskileri, generaller, yüksek yargı organlarının üyeleri, yüksek düzeydeki bürokratlar, elçiler ve bunların yakınları ile refakatinde olan kişiler VIP'ten yararlanır.
Neden?
Çünkü biz şatafatı ve makamın getirdiği gücü kullanmaktan pek mutlu oluruz.
Oysa VIP uygulaması çok az sayıda kişiyi kapsamalıdır.
Özellikle siyasetçilerin neden VIP salonlarından geçtiğini anlamak mümkün değil.
Halkın seçtiği, temsilci olarak Meclis'e gönderdiği kişilerin halktan soyutlanması, her birine ayrıcalıklar tanınması olacak şey değildir.
İmamoğlu olayı ile CHP yepyeni bir süreç başlatmalıdır.
Hiç olmazsa seçime kadar hiçbir CHP milletvekili VIP salonlarını kullanmamalı, halkla birlikte seyahat etmelidir.
İmamoğlu da bundan sonra ne kadar ısrar edilirse edilsin asla o salonlara girmemeli, halkın bağrına bastığı yepyeni bir siyasetçi kimliği ile kendisine sağlanmak istenilen ayrıcalıkları elinin tersiyle itmelidir.
Böylelikle birtakım görgüsüzlerin, güç sarhoşlarının kendilerini tatmin yeri haline gelen VIP salonlarını da tarihe karıştırabiliriz.
İmamoğlu'nun VIP salonlarına ihtiyacı yoktur, olamaz, olmamalıdır.
Fırsat bu fırsat, kendisine yapılan nezaketsizliği avantaja dönüştürmeli halkın sevgisini bu alanda da kazanmalıdır.