Financial Times, "İdlib'deki çatışmalar Rusya'nın Türkiye'yle ilişkilerini geriyor" başlıklı haberinde, "Rusya lideri Vladimir Putin'in Ortadoğu'daki nüfuzunu artıran iki liderin arasında kaldığını" söylüyor.
Gazete, Suriye'nin İdlib eyaletinde "Türkiye'nin Rusya destekli güçlere saldırılarının Moskova'nın Ankara'yla ilişkilerini sınavdan geçirdiğini" belirtiyor.
Financial Times, geçen hafta hayatını kaybeden 34 Türk askerinin intikamını almak isteyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son üç gündür Suriye rejimi hedeflerini bombaladığını ve Erdoğan'ın "bunun daha başlangıç olduğu" uyarısında bulunduğunu hatırlatıyor.
Gazeteye göre "artan çatışmalar, Kremlin'in Suriye lideri Beşar Esad'a isyancı güçlerin elindeki son bölge olan İdlib için Erdoğan'la savaşmasına izin vermesindeki riskleri gözler önüne serdi." Rusya lideri de "Ortadoğu'da kendisinin daha fazla nüfuz kazanmasına yardımcı olan iki liderin arasında kaldı."
'Rusya, Erdoğan'a baskı yapacak'
"Türkiye Cumhurbaşkanı'nın çatışmaları yükseltme tehdidi, yarın Putin'le Moskova'da buluşmaya hazırlanırken, topyekûn savaş riski getiriyor" diyen gazetenin görüşlerine yer verdiği Moskova Carnegie Merkezi'nden Dmitri Trenin, "Moskova Suriye-Türkiye çatışmasının gerçek bir savaşa dönüşmesinden kaygılı. Her iki tarafta artan ölü ve yaralı sayısı bu savaşı daha da yakınlaştırıyor" yorumu yapıyor.
Trenin ayrıca "Rusya en nihayetinde bir savaşa sürüklenmemek için bir tür ateşkes elde etmeye çalışacak ancak cephede boyun eğmesi için Erdoğan'a baskı yapacak" diye konuşuyor.
Moskova merkezli düşünce kuruluşu Stratejiler ve Teknolojiler Merkezi adlı düşünce kuruluşunun Direktörü Ruslan Pukhov ise "Rusya'nın artık Erdoğan'ın olumsuz sonuçlardan kaçınmasına müsaade etmemesi çok mantıklı. Bu kadar sürmesi bile büyük sürpriz" diyor.
Kremlin'in Türkiye'nin İdlib'deki yeni saldırıları hakkında yorum yapmayı reddettiğini söyleyen gazete, bunun yerine Rusya Savunma Bakanlığı'nın "Suriye semalarında Türk uçaklarının güvenliğini sağlayamayız" şeklindeki açıklamasının öne çıktığını aktarıyor.
Kremlin Sözcüsü Dmitry Peskov'un da "Suriye'nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz ve Suriye'nin teröristlerle ve terör örgütleriyle savaşma niyetine destek veriyoruz" dediği belirtiliyor.
Dmitri Trenin, Savunma Bakanlığı'nın açıklamasının "Ankara'ya dolaylı bir tehdit olduğunu" söylüyor ve "Rusya'nın gerçekten Suriye'de Türk jetlerini düşürüp düşürmeyeceği net değil, ancak bunu sınamak pervasızlık olur. Bunun yaşanmayacağı anlamına gelmez." diye konuşuyor.
Erdoğan 'zayıf bir elle' Moskova'ya gidiyor
İstanbul merkezli düşünce kuruluşu EDAM'ın Başkanı Sinan Ülgen de Moskova'nın, kamuoyu öfkesini yatıştırabilmesi için rejim hedeflerine birkaç gün saldırmasına izin verdiğini ve aynı zamanda Erdoğan'a "İdlib'deki isteklerinin hala Rusya'nın onayına bağlı olduğunu gösterdiğini" söylüyor.
Ülgen, İdlib'deki Türk askerlerinin korunmasız durumu nedeniyle, Erdoğan'ın Moskova'ya "zayıf bir elle" gideceğini ve Putin'in büyük ihtimalle, rejimin son günlerdeki toprak kazançlarını kabul etmesini ve daha dar bir nüfuz bölgesine razı olmasını isteyeceğini kaydediyor.
Hükümete yakınlığıyla bilinen SETA'nın Güvenlik Çalışmaları Direktörü Murat Yeşiltaş ise "iki tarafın uzlaşamaması halinde Türkiye'nin masadan kalkabileceğini" savunuyor ve "Türkiye ve rejim arasında potansiyel bir askeri çatışma anlamında pandoranın kutusu açıldı" diyor.
Financial Times'ın Uluslararası İlişkiler Editörü Davir Gardner da bugünkü yazısını, İdlib'de yaşananlar üzerinden Ankara-Moskova ilişkilerine ayırıyor.
'İdlib'in düşüşünü yavaşlatmakta Türkiye'nin ne çıkarı var?'
Yazısına "Erdoğan Putin'in yardımına ihtiyaç duyarken, Moskova'yla çatışma riski alıyor" başlığını atan Gardner'ın makalesinden dikkat çeken satırlar şöyle;
"Erdoğan yarın Rus mevkidaşı Vladimir Putin ile Moskova'da görüşecek. Erdoğan korunmasız görünüyor. Şam'ın, Ankara ve Moskova arasında 2018'de varılan anlaşmadaki çatışmasızlık bölgelerine çekilmesi ısrarı ve Serakib'in kuzeyinde ve yaşamsal önemdeki kavşağında bir Türk bölgesini kabul etmeyi reddetmesi Moskova'yla çatışma riskini beraberinde getiriyor. Bu aynı zamanda, Putin'in tasvibiyle 2016 ve 2018'de alınan Afrin ve Cerablus ile ABD'nin çekilmesinden sonra Ankara'nın girdiği kuzeydoğudaki Türk tampon bölgesini de riske atıyor.
"Türkiye'nin bir zamanlar güvenilir ortağı olduğu NATO, Ankara'nın Rus S-400 savunma sistemlerini almasından sonra büyük olasılıkla yardıma gelmeyecektir. Türkiye'yi tek başına bir bölgesel hegemon olarak gören ve değiş- tokuş yapılan ilişkileri normatif ittifaklara tercih eden Erdoğan korunmasız durumda.
"Bölgedeki çıkarları, Türkiye'nin içindeki isyancılarla ittifak halindeki Suriyeli Kürt savaşçıların Suriye sınırında özerk bir yapı kurmasını durdurmak ve daha fazla Suriyeli mülteci almamak. Her ikisi için de Putin'in yardımına ihtiyacı var. Önde gelen bir Türk analistin dediği gibi "İdlib'in düşüşünü yavaşlatmakta Türkiye'nin ne çıkarı var?"