İngiliz Financial Times gazetesi, Merkez Bankası'nın rekor düzeye gerileyen Türk Lirası'nı desteklemeye yönelik adımlar attığını ancak yatırımcıların güvenini kazanmasının kolay olmayacağını yazdı. Gazete buna gerekçe olarak bankaya yönelik ısrarlı siyasi müdaheleleri, ABD ile ilişkilerin kötüleşmesini ve enflasyonun artmasını gösterdi.
Financial Times'ın Şirketler ve Piyasalar ekindeki Roger Blitz imzalı haberin başlığı, "Türk Lirası rekor düzeye gerilerken, Merkez Bankası harekete geçiyor".
Haberde Salı günü Dolar/TL kurunun 4,00'e yaklaştığı, liranın son 2 ayda yüzde 11,4 değer kaybettiği ve bu dönemde gelişmekte olan ülkeler arasında en fazla değer kaybeden para birimi olduğu belirtiliyor.
Dikkat çekilen bir diğer nokta da, Türkiye'nin 10 yıl vadeli hazine tahvili faizinin de Salı günü yüzde 12,74'e yükselmesi ve geçen haftaya oranla yüzde 12 artması.
"BIST 100 endeksi de son haftalarda yuüzde 9 düşmüştü" diyor Financial Times.
Merkez Bankası Salı günü Dolar/TL kurunun 3,97'ye yükselmesi sonrası, bankaların gecelik borç alma limitini sıfıra düşürmüş, ağırlıklı ortalama fonlama maliyeti 25 baz puan artarak yüzde 12,25'ye çıkmış, kur daha sonra 3,95'e gerilemişti.
Ancak Financial Times'a konuşan uzmanlar, Türk Lirası'nın değer kaybının süreceği görüşünde.
Varlık yönetim şirketi GAM'ın gelişmekte olan ülkelere yönelik yatırım direktörü Paul McNamara mevcut şartlarda Merkez Bankası'nın faizleri agresif şekilde artırması gerektiğini, aksi takdirde Türk Lirası'nda büyük düşüş görülmesinin senaryolardan biri olduğunu söylüyor.
Fransız Société Générale bankasından Kit Juckes ise Merkez Bankası'nın son kararı ile ilgili şu yorumu yapıyor:
"Likidite koşulları sıkılaştırıldı ancak liranın gerileyişini durdurmakta yeterli olup olmayacağı net değil."Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta bir kez daha faiz oranlarının düşük olması gerektiğini söylemişti.
Londra merkezli Rabobank'ın gelişmekte olan ülkelere yoğunlaşan stratejistlerinden Piotr Matys'e göre ise liranın değer kaybının sürmesi halinde Merkez Bankası kendisini "sözlü müdahalede bulunmaya" mecbur hissedebilir.
Piotr Matys bununla birlikte Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'unun 14 Aralık'ta toplanacağını hatırlatıyor, daha erken bir toplantı ihtimalini dışlamıyor ve ekliyor:
"Faiz artırımı muhtemelen Türk yetkililer için popüler olmayan bir karar olacaktır. Ancak öncelik liranın istikrara kavuşması ve enflasyonun daha da artmasının önlenmesi."
Financial Times bu noktada hem Merkez Bankası'nın bağımsızlığını korumakta zorlandığını hem de gelecek hafta New York'ta başlayacak Reza Zarrab davasının yarattığı gerginliğin yatırımcıları kaygılandırdığını vurguluyor.
Paul McNamara, gelişmekte olan ülkeler arasında bilançosu en zayıf ülkenin Türkiye olduğunu, petrol fiyatlarında artışın ülkeye yardımcı olmadığını söylüyor.
Küresel yatırım danışmanlığı şirketi T Rowe Price'dan portfolyo yöneticisi Ulle Adamson da Türk ekonomisinin 2017'de büyüdüğünü ancak bu büyümenin arkasında borç verme oranının artmasının ve tüketici talebinin olduğuna dikkat çekiyor.
Ulle Adamson'a göre kısa vadede gözlenen faydalar yerini daha zor bir döneme bırakacak.