T24 - Anayasa hukukçuları milletvekilinin evinin aranması konusunda, 83. maddedeki dokunulmazlığın ev aramasını kapsamadığı, ancak milletvekilinin direnmesi halinde zor kullanılamayacağı konusunda hemfikir oldu. Fikret Bila, "Zana olayının bu dokunulmazlığın kapsamı konusunu yeniden gündeme taşıyacağı anlaşılıyor" dedi.
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila'nın "Milletvekilinin evi aranabilir mi?" başlığıyla yayımlanan (14 Ocak 2012) yazısı şöyle:
Milletvekilinin evi aranabilir mi?
KCK operasyonları çerçevesinde BDP milletvekili Leyla Zana’nın Ankara’da yaşadığı evin de aranması tartışmalara yol açtı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcıvekili Fikret Seçen, Zana’nın evinin aranmasına ilişkin bir karar alınmadığını, arama yapılan adresin şüpheli şahıslardan C.Y.’ye ait olduğunu açıkladı.
Çiçek ne yaptı?
BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan’dan Zana’nın evinin arandığı bilgisini alan Meclis Başkanı Cemil Çiçek, önce İçişleri Bakanı ve Adalet Bakanı’nı arayarak bilgi istedi. İçişleri ve Adalet bakanları, Çiçek’e aranan evin Zana’nın değil, C.Y.’nin olduğunu ve aramanın bu kişiyle ilgili olarak yapıldığı bilgisini ilettiler.
Dokunulmazlığın kapsamı?
Çiçek, bu bilgiye karşın BDP’lilerin, evde Zana’nın yaşadığını, C.Y.’nin akrabası olduğunu belirtmeleri üzerine Meclis Başkanlığı’nda milletvekillerinin evlerinin aranıp aranamayacağı konusunda bir araştırma yaptırdı. Milletvekilliği dokunulmazlığının kapsamı konusunda yapılan bilimsel çalışmaları ve tezleri tarattı. Sonuçları inceledi.
Arama yapılamayan ülkeler
Bu araştırmalara konu olan ülkelerden Almanya, Avusturya, Belçika, İsviçre ve İtalya anayasalarına göre meclis üyelerinin evleri aranamıyor. Bu ülkelerdeki anayasanın milletvekillerine getirdiği dokunulmazlık evlerin aranmasını da kapsıyor. Milletvekillerinin evleri, ancak parlamentonun kararıyla aranabiliyor.
İtalyan anayasasına göre parlamento üyelerinin konuşmalarının ve haberleşmelerinin dinlenmesi ile mektuplarına veya yazışmalarına el konulabilmesi de dokunulmazlık nedeniyle mümkün olmuyor.
Türkiye’de durum
Türkiye’de ise Anayasa’nın 83. maddesinde düzenlenen dokunulmazlığın milletvekilinin üstünün ve ikametgâhının aranıp aranamayacağı konusunu inceleyen profesörlerinin görüşleri özetle şöyle:
- Dönmezer-Erman: Ord. Prof. Dr. Sulhi Dönmezer ve Prof. Dr. Sahir Erman’ın, “Nazari ve Tatbiki Ceza Hukuku” isimli ortak kitaplarında şu görüşe yer veriliyor: “Muvakkat dokunulmazlık Meclis üyesinin seçiminden önce ve sonra işlediği suçlara ilişkindir. 83. madde gereğince böyle bir suçtan dolayı, Meclis kararı bulunmadıkça, üye tutulamaz (gözaltı), sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz... Bunlar dışında kalan usul işlemlerinin yapılması mümkündür; fakat üye hakkında tutuklama gibi muamelelere başvurulabilmesine imkan yoktur. Mesela milletvekilinin ikametgâhında arama yapılması veya tanık sıfatıyla sorguya çekilmesi mümkündür; fakat bu işlemlere üye tarafından karşı konulduğu taktirde, tazyik tedbirine başvurmak suretiyle bunları zorla yapmaya imkan yoktur.”
- Teziç: Prof. Dr. Erdoğan Teziç, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde yetkili merciin yazılı emriyle milletvekilinin de ikametgâhının aranabileceğini, ancak milletvekilinin buna direnmesi halinde zor kullanılamayacağını belirtti. Teziç, ayrıca yetkili merciin emrinin de 24 saat içinde hakime sunulması gerektiğini vurguladı.
- Feyzioğlu: Ankara Barosu Başkanı Prof. Dr. Metin Feyzioğlu da, milletvekili dokunulmazlığının ikametgâhın aranmasını kapsamadığını belirtti. Feyzioğlu, milletvekilinin evinin aranabileceğini, ancak buna direnmesi halinde zor kullanılamayacağını vurguladı. Evinin aranmasını istemeyen milletvekilinin direnek buna engel olabileceğini kaydetti.
- İzgi-Gören: Eski Meclis Başkanı Ömer İzgi ve Prof. Dr. Zafer Gören’in ortak çalışması olan, “Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın Yorumu” isimli kitapta ise şu görüş yer alıyor:
“Anayasa ceza kovuşturmaları bakımından da yasama dokunulmazlığı kapsamına aldığı işlemleri tek tek saymıştır. Bunlar, ‘tutulamaz (gözaltına alınamaz olarak anlamak gerekir), sorguya çekilemez, tutuklanamaz, yargılanamaz, hapsedilemez’ şeklinde ifade edilmiştir... Bunlar dışında kalan delillerin tespiti ve hazırlık soruşturması gibi usuli işlemler dokunumazlık kapsamına girmediğinden yapılabilir. Hatta milletvekilinin ifadesine başvurulabilir, ikametgâhı da aranabilir. Ancak, milletvekili bu işlemlere karşı çıktığında tazyik (zor) önlemlerine başvurulamaz.”
- Neziroğlu: Prof. Dr. İrfan Neziroğlu “Türk Parlamento Hukuku-Temel Kavramlar” isimli kitabında şu görüşe yer veriyor: “Meclis üyelerine karşı hukuk davaları ile ilgili her türlü kovuşturma yapılabilir, cebri icra yoluna gidilebilir, delillerin saptanması, suçluların belirlenmesi için hazırlık soruşturması yapılabilir, ifadesine başvurulabilir, ikametgâhında arama bile yapılabilir. Ancak milletvekilinin bu işlemlere karşı gelmesi halinde tazyik yöntemine başvurulamaz. Aksi taktirde dokunulmazlığa aykırı hareket edilmiş olur.”
- Aktaş: Kadir Aktaş da, “Yasama Dokunulmazlığı” isimli çalışmasında şu görüşü belirtiyor: “Milletvekilinin üstü ve ikametgâhı aranabilir, yine miletvekiline ait olan delil olabilecek veya müsadereye tabi eşyalara elkonulabilir. Ancak milletvekilinin engel olması halinde tazyik önlemine başvurulması doktrinde tartışmalıdır. (Prof. Dr. Erdoğan) Teziç, tazyik işlemlerine başvurulamayacağını ileri sürmektedir.
Hocalar 83. maddedeki dokunulmazlığın ev aramasını kapsamadığı, ancak milletvekilinin direnmesi halinde zor kullanılamayacağı konusunda görüşbirliği içindeler. Zana olayının bu dokunulmazlığın kapsamı konusunu yeniden gündeme taşıyacağı anlaşılıyor.