Türkiye ve Ortadoğu Forumu Vakfı Başkanı ve kurucusu yazar Fikret Başkaya, 7 Kasım 2016 tarihinde ozguruniversite.org sayfasında “Asıl Terör Devlet Terörüdür” başlığıyla yayımlanan yazısı nedeniyle “terör örgütü propagandası” suçlamasıyla hakkında açılan davada hâkim karşısına çıktı.
Ankara 21. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma kimlik tespitiyle başladı. 1 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanan Başkaya, dava konusu olan yazısının teröre karşı yazıldığını belirterek “Bu yazıda terör örgütü propagandası keşfetmek savcının marifeti olsa gerek. İddianamenin asgari tutarlılığı yok, mahkemenizi oyalamaktadır. Suçun oluşması için gerekli eylemler burada yoktur. Benim yazımın herhangi bir yerinde bir örgütü meşru gösteren ya da öven bir ifade yoktur. Yazımın amacı terör kavramını sorgulamaktır” dedi.
Yazısında terör kavramını sorguladığını belirten Başkaya sözlerine şöyle devam etti:
“Neyin terör, kimin terörist olduğuna devletin akıl hocaları karar veriyor. Boşuna nereye bakıldığı değil, nereden bakıldığı önemlidir dememişler.
Şu anda terörle mücadelede en büyük devlet sayılan ABD en büyük teröristtir. ABD'nin silah denemek için Hiroşima ve Nagazaki'de yaptığı katliamlar Batıda bilimsel deneme olarak karşılandı. Böyle bir vahşeti herhangi bir terör örgütü gerçekleştirebilir miydi?
Devletlerin ve mülk sahibi sınıfların medyası, terör uzmanı denen akademideki zevat kime terörist neye terör deneceğini belirliyor.
Yasal olan ve meşru olan her durumda aynı değildir. Nitekim bir diktatör "artık sıkıyönetim ilan ettiğimize göre rahatça öldürebiliriz" demişti. Devlet kendi şiddetini yasalara uydurunca bu terör olmuyor mu?
Bu ülkede sayısı binlerle ifade edilen gözaltında kayıplar var. Faili meçhul cinayetler terör değil midir? Şeyleri adıyla çağırmamak gerçeği söylememektir. Gerçeği söylemek aydın sorumluluğudur.
Düşünceyi engellemek de entellektüeli caydırmak da mümkün değildir. Bu suçlama sansür ve otosansürü dayatmayı hedefliyor.
Bu tür suçlamalar sayılı kişilere yöneltilse de kapsamı daha geniştir. Birilerini düşüncelerinden dolayı cezalandırmak başkalarını da korkutmayı amaçlar.
Entellektüelin gerçek anlamda entellektüel sayılması için sadece gerçekleri söylemesi değil, buna uygun duruşa da sahip olması gerekir.
Dava konusu yazıyı delil göstererek beni cezalandırmak faydasızdır. Düşünce bir kez açığa çıkmıştır.”
Başkaya ve avukatının savunmasını tamamlamasının ardından iddia makamı, esas hakkında mütalaa hazırlanmak için ek süre talebinde bulundu.
Mahkeme heyeti, bir sonraki duruşmayı 10 Eylül’e erteledi.