Gündem

Figen Yüksekdağ ifade verdi: Hesap vermesi gerekenin kim olduğu belli, bunu söylediğim için yargılanıyorum

Davanın bir sonraki duruşması 28 Mart 2017'ye ertelendi

08 Aralık 2016 22:23

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ hakkında, 10 Ekim Ankara Katliamı sonrası Adana’da katıldığı bir cenazede yaptığı konuşma nedeniyle "Türkiye Cumhuriyeti hükümetini aşağılama" suçlamasıyla açılan dava, Adana 11. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkemeye getirilmeyen Yüksekdağ, savunmasını SEGBİS ile yaptı. Yüksekdağ, yargının bir sınavdan geçtiğini belirtirken “Yargılanması gerekenin ve hesap vermesi gerekenin kim olduğu açıktır” dedi.

Yüksekdağ, şunları söyledi: 

"Ben Türkiye’nin 3 büyük partisinden birisinin milletvekiliyim. Şuan halen dokunulmazlığım devam etmektedir. Sözlerimin yargılamaya konu olması hukuki garabetin göstergesidir. Sözlerimi iktidar partisi hedef göstererek çarpıtmaktadır. Ancak darbenin hüküm sürdüğü ülkelerde milletvekilleri tutukludur. Bu bur utanç tablosudur. Esas yargılanması gereken benim 12 kişinin katliamından sonra sarf ettiğim sözler değildir. Esas yargılanması gereken bu katliamın sorumlularıdır. Sadece barış dileyen insanların cenazesine katıldığımız için tutuklandık. En büyük haksızlık budur. Katliam sonrası halkımızın doğal tepkilerinin savunucusu olduk, eleştiride bulunduk. Asıl 10 Ekim katliamını gerçekleştirenler yargılanmalıdır. 10 Ekim katliamı son duruşmasında söylenenleri ben bir yıl önce söylediğim için yargılanıyorum. Yargılanması gerekenin ve hesap vermesi gerekenin kim olduğu açıktır.

“Verilmesi gereken karar beraat”

“Bu katliamı gerçekleştirenleri açığa çıkarmaya siyasi aslı sorumludur. Katliamda can verenleri saygıyla anıyorum. Barış ve özgürlük mücadelesine devam edeceğiz. Son olarak iddiaların mesnetsiz olduğunu ve siyasilerin yönlendirilmesi ile açılmış dava olduğunu görüyorum. Siyasi kimliği nedeniyle yargılanma büyük bir ayıptır. Benim hakkımda verilmesi gereken esaslı karar beraat kararıdır. Bundan sonraki duruşmalarda bağışık tutulmayı istiyorum."

Duruşma ertelendi

Hakkında beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Yüksekdağ, aksi kararda ise lehine olan yasa yükümlülükler uygulanarak, CMK’nin 231. Maddesi gereğince hükmün geriye bırakılmasını talep etti. Davanın bir sonraki duruşması 28 Mart 2017'ye ertelendi.

"Yasalara aykırı"

Duruşma sonrası HDP Bitlis Milletvekili Mizgin Irgat, partililerle birlikte Adliye binası önünde açıklama yaptı. Irgat, yargılamanın kanunsuz olduğunun altını çizerek, eşbaşkanlar ve milletvekillerinin tutuklanmasının siyasi kararlar ışığında olduğunu söyledi ve şunları ifade etti:

"Türkiye hukuk ve adalet sisteminin geldiği nokta gözler önüne serilmektedir. 2013’tae anayasa mahkemesinin şu an yaşanan duruma ilişkin kararı var. Bir milletvekilinin tutuklu yargılanması Türkiye’nin de bağlı olduğu uluslararası yasalara aykırıdır."

"Milyonlar yargılanıyor"

Şu an milletvekili nezdinde milyonların yargılanması anlamına gelmektedir. Çünkü biz seçilmişler, sadece kendi adımıza kendi fikirlerimizi beyan etmek için açıklama yapmayız. Bizleri seçenler adına başta yasama organı yani TBMM olmak üzere yani seçildiğimiz tüm alanlarda Türkiye’nin her noktasında fikir beyan etme siyasi faaliyet yürütme hakkına sahibiz.

"Engellenmeye çalışıldı"

7 Haziran’da Türkiye siyaset tarihinde yeni bir sayfa açıldı. Halkların Demokratik Partisi nezdinde bu ülkede barışa eşitliğe özgürlüğe kadınların gençlerin ve toplumun her kesiminden kendisini temsil etmek isteyenlerin umut ışığı olan HDP çalışmaları maalesef bugüne kadar her adımda engellenmeye çalışıldı.

En son Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimiz tutuklandı. Bizler kendilerinin tutukluluk koşullarından önce, tecrit altında olup olmadıkları,ya da her şeyden önce tutuklu yargılanıyor olmalarını eleştiriyoruz.

"Konuşmadan dolayı yargılanıyorlar"

Bugün burada yargılama konusu olan dosyaya baktığımızda ise bu ülkenin kanayan yarası olan barış özlemini dile getiren ve yüzlerce insanın ölmesinden sorumlu olanların yargılanmasını isteyen bir Eş Genel Başkanın konuşmasından dolayı yargılanmasına şahitlik ediyoruz. 

"İktidarın baskı altına alması"

Bizler, katillerin açığa çıkmasını istemeyip de ne söyleyeceğiz. Bir Eş Genel Başkanın kendi ilinde ya da faaliyet yürüttüğü her şehirde böyle bir katliamın sorumlularından hesap sorulmasını istemesi, eleştirmesi, dile getirmesi nasıl bir yargıya konu olabilir.

Bu tam da iktidarın yargı eliyle tüm muhalefeti barış isteyenleri baskı altına alması değil de nedir?

"Anayasa ihlal ediliyor"

Anayasanın çok açık hükmünün ihlal edildiğini burada bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyoruz. Milletvekillerimizin yeri cezaevleri değil, milletvekillerimizin yeri aramızda Meclis'te, seçildiği illerde faaliyet yürütmek üzere özgürlüklerine kavuşmasıdır.

"Mücadeleye devam"

Bizler Eş Genel Başkanımızın da dediği gibi nerede olursak olalım, ister içeride ister dışarıda bizler mücadelemize devam edeceğiz. Çünkü arzuladığımız şey bir halkın barış özgürlük ve aydınlık geleceğidir. Dolayısıyla böylesi bir kutsal talebi dile getirmek için sınırlarımız cezaevleriyle kapalı alanlarla sınırlı olamaz. Dolayısıyla biz şu anda AKP’nin arka bahçesi haline getirilmiş, adeta hukuk bürosu gibi çalışan yargı makamlarının bir an önce bu garabete son vermesini talep ediyoruz. Siyasi iktidar eliyle partimiz nezdinde bastırılmaya çalışılan milyonlarca insanın barış özlemi, özgürlük özlemi ve faaliyetidir. 

Dolayısıyla bizler duruşmaları izlemeye devam edeceğiz. Eş Genel Başkanlarımız ve milletvekillerimiz özgür oluncaya dek, ayrımcı hukuk kuralları ve yargı kararlarının bizler lehine hayata geçinceye dek mücadelemizi devam ettireceğiz. 

"Zulmü anlatacağız"

Meclis'te bugün bütçe görüşmeleri devam ediyor. Yarın Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülecek. Orada da Türkiye kamuoyuyla ve tüm Türkiye’yle, yaşanan bu zulmü anlatacağız. Yaşanan bu haksızlığı anlatacağız. Çünkü milletvekillerimiz, Eş Genel Başkanlarımız, sadece ve sadece bizlerin taleplerini milyonların barış özlemini dile getirmişlerdir. Bir milletvekili asla ve asla sarf ettiği sözlerinden dolayı, konuşmasından dolayı tutuklu yargılanamaz. 

Milletvekillerimiz asla ve asla yalnız değildir. Onları izleyen, dinleyen milyonlar var ve en kısa sürede onları aramızda göreceğimize inanıyoruz. Kendilerini buradan tekrar sevgi ve saygıyla selamlıyoruz.