Suriye'nin geleceği ile ilgili uluslararası toplantıya katılmak üzere Suudi Arabistan'a giden Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Arap ülkeleriyle yapılan toplantıda, "Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin korunması ana odağımız olmaya devam etmelidir. Eğer SDG (Suriye Demokratik Güçleri) merkezi yönetimle bütünleşme çabalarında samimiyse, feshedildiğini açıklamalıdır. Terör örgütü, Fırat'ın doğusundaki Arap çoğunluk için ciddi bir tehdit oluşturmaya ve Suriye halkının en çok ihtiyaç duyduğu doğal kaynakları yağmalamaya devam etmektedir" dedi.
Riyad'ta Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan Al-Suud tarafından karşılanan Fidan, toplantı öncesinde pek çok mevkidaşıyla bir araya geldi. Söz konusu toplantıya katılanlar arasında Suriye Dışişleri Bakanı Esaad Şeybani, Irak Dışişleri Bakanı Fuad Hüseyin ve Ürdün Dışişleri Bakanı Ayman Safadi de bulunuyor. Hakan Fidan'ın Arap ülkelerinden gelen mevkidaşları ile görüşmelerinin ardından Batı dünyasından üst düzey temsilcilerle de bir araya geleceği belirtildi. Zirveye ABD üst düzey temsilcisinin yanı sıra, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas ve BM Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen'in de katılacağı duyuruldu.
Türk Dışişleri'nin üst düzey yetkililerinden edinilen bilgiye göre Bakan Fidan, Arap ülkeleriyle yapılan toplantıda, "Suriye'deki yeni yönetimin IŞİD ile etkin bir şekilde mücadele etme kapasitesini güçlendirmek için birlikte çalışabiliriz. Türkiye olarak, Suriye halkının önündeki zorlu yolu kolaylaştırmak için üzerimize düşeni yapmaya hazırız" ifadelerini kullandı.
Fidan'dan "Suriye'de normalleşme işaretleri"ne vurgu
"Suriyeli kardeşimiz Şeybani'nin masada bizimle birlikte olması bir dönüm noktası ve tarihi bir andır. Bölge ülkeleri olarak Suriye'deki gelişmelerin doğru yöne yönlendirilmesinde en büyük sorumluluğu taşıyoruz. Suriye'nin toprak bütünlüğü, birliği ve egemenliği, tüm çabalarımızı üzerine inşa ettiğimiz temel ilkeler olmaya devam etmektedir" diyen Hakan Fidan, sözlerine şöyle devam etti: "Ülkedeki normalleşme işaretleri her geçen gün güçleniyor. Bu kritik dönemde, uluslararası toplumun beklentileri ile Suriye'deki yeni yönetimin karşılaştığı gerçekler arasında dikkatli bir denge kurarak dengeleyici bir güç olarak hareket etmeliyiz. Çabalarımızı daha etkin kılmak için bir eş güdüm mekanizması ya da komiteler oluşturabiliriz. Önümüzdeki dönemde yaptırımlardan daha fazla muafiyet sağlamak için öncelikli sektörleri belirlemeliyiz. Toprak bütünlüğünün ve birliğin korunması ana odağımız olmaya devam etmelidir."