T24 - 31 yıl önce kaybolan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Cemil Kırbayır’ı son gören kişi olduğunu söyleyen Fevzi Çelik, "Cemil Hoca’yı Emniyet’in penceresinden attılar. Artık yeter bu kadar acı. Komisyon’a herşeyi anlatacağım" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın geçen hafta Cumartesi Anneleri’yle yaptığı görüşmede ön plana çıkan 103 yaşındaki Berfo Nine’nin dramına Almanya’dan sürpriz bir tanık çıktı. Berfo Nine’nin oğlu Cemil Kırbayır’ı 12 Eylül’den bir gün sonra Kars Siyasi Şube Müdürlüğü’nde gördüğünü belirten 49 yaşındaki Fevzi Çelik, “Orada nezarethanede kalırken Cemil Hoca’yı iki polisin kolları arasında gördüm. Çok dayak yemişti, kendinde değildi. Daha sonraki gün emniyette bir hareketlilik oldu. Polislere ne olduğunu sorduğumda bana ‘Ünlü komünist Cemil Kırbayır’ı 3. kattan aşağıya attılar’ dedi. Berfo Nine’yi televizyonlarda ağlarken görünce artık susmamak gerek diye düşündüm. Bu acıya dayanamıyorum. Komisyon çağırsın, hemen gelip ifade vermek istiyorum” dedi.
Taraf gazetesinde yayımlanan haber göre; Türkiye bir süredir Berfo Kırbayır isimli 103 yaşındaki annenin kayıp oğlu için verdiği mücadeleyi izliyor. Kars’ta tam 31 yıl önce polisler tarafından gözaltına alınan ve o günden beri kendisinden haber alınamayan Cemil Kırbayır isimli oğlunu arayan Berfo Nine derdini sonunda Başbakan Erdoğan’a da anlattı. Erdoğan’ın da öyküsünden çok etkilendiği Berfo Nine’nin oğluna ait en somut bilgiye ise Taraf ulaştı. 1980 darbesinde gözaltına alınan ve hapis cezasının ardından Almanya’nın Münih şehrine göç ederek burada yaşamaya başlayan 49 yaşındaki Fevzi Çelik isimli kişi, Cemil Kırbayır’ı yaşarken gören en son isim olduğunu belirtti. Kırbayır’ı ilk kez Karskapı Cezaevi’nde görüp tanıdığını belirten Çelik, daha sonra yaşananları ise şöyle anlattı:
Aynı ranzayı paylaştık
“12 Eylül darbesinden bir yıl önceki sıkıyönetim döneminde gözaltına alındım. Yaşım küçük olduğu için Erzurum Karskapı Askerî Cezaevi’nde daha çok çocukların kaldığı 6. Koğuş’a gönderdiler. Cemil Kırbayır’ı ilk orada gördüm ve tanıştık. Onun ismini çok duymuştum, Herkes ona ‘Hoca’ diyordu. Aynı ranzada kalmaya başladık. O ranzanın üst katında ben de altı katında kalıyordum. Yaşı bizden büyüktü ve Dev-Yol’un bölgedeki sorumlularından olduğu için bizim koğuş ağabeyimizdi. Cemil Hoca çok fazla siyasi konularda konuşmuyordu. İlk tanışmamızda bana memleketimi sordu. Sonra iyi arkadaş olduk. O dönemde cezaevinde çok baskı vardı ve bütün koğuşlar açlık grevine gitmişti. Biz de bu greve katıldık. Koğuşta liderimiz olarak bizi Cemil Hoca temsil ediyordu.
Onu falakaya yatırdılar
Açlık grevine başlayınca gelip hocayı alıp nizamiyeye götürdüler. Onu grevi kırmak için ikna edeceklerdi. Hocayı götürdükten bir saat sonra falakaya yatırmışlar. Geri geldiğinde yanında cezaevi müdürü vardı. Müdür, hocadan ‘Ben yemek yiyorum, siz de yiyin’ demesini istedi. Hoca da ‘Bana böyle alçakça birşey yaptıramazsınız . Ben yemek yemiyorum, isteyenler yiyebilir. Ben kimsenin yemek yemesine karışamam’ dedi. Aradan uzun zaman geçtiği için komutanın ismini, kim olduğunu hatırlamıyorum. Ama kaldığımız cezaevi dönemin 9. Kolordu Komutanı Doğan Güreş’e bağlıydı.
Cezaevi sonrasi yine gözaltı
Kesinleşen hapis cezam Yargıtay’a gitmişti. Burada da kesinleşince beni Erzurum E Tipi Sivil Cezaevi’ne gönderdiler. Burası şehrin içindeydi. Benimle birlikte bazı siyasi mahkûmlar da gelmişti ve kısa süre sonra bu cezaevinde de isyan çıktı. Bunun sorumlusu olarak da bizi gösterdiler. Sonra bu cezaevindeki bütün siyasi mahkûmlar dağıltıldı ve beni Aşkale Cezaevi’ne gönderdiler. İki ay 28 gün burada kaldım ve cezam bittikten sonra tahliye oldum. Memleketim Iğdır’a gittim, ailemin yanına. Tahliyemden kısa süre sonra 12 Eylül darbesi oldu ve evimi basıp Kars’a götürdüler. Burada Kars Kalesi’ne yakın yeraltı mağaralarına benzer yerlere benimle birlikte yaklaşık 200 kişiyi doldurdular. Bir süre sonra Cemil Hoca’nın yakalandığı haberi geldi bize. Sonra Kars Siyasi Şube’ye geldiğimi söylediler. Gözlerim bağlıydı, 3-4 katlı bir binaya girdik. Merdivenleri saymıştım. Beni bir odaya attılar, arasıra sorguya alıyorlardı. Ben örgüt üyesi olmadığımı söyledim. O dönemde orada Kemal adında meşhur bir komiser vardı. Daha sonra Ordu Valisi olduğunu duydum. O komiser işkenceci bir komiserdi.
Cemil’i aşağıya attılar
Bir gün hücrede duruyordum, baktım ki önümden iki polisin kollarında Cemil Kırbayır geçti. Bitkin bir haldeydi. Hangi odada işkence yaptılar, nereden getirdiler bilmiyordum. Ama onu götürürlerken gördüm. Yürüyemeyecek haldeydi. Olaydan bir gün sonra orada bir karışıklık oldu. Bağrışmalar yaşandı. Sonra ben bekçiyi çağırdım ve lavaboya gitmek istediğimi söyledim. ‘Tamam’ dedi, beni götürdü. Bu arada nereli olduğumu sordu. ‘Iğdırlıyım’ dedim. Bana ‘ülkücü müsün’ dedi. Ben de sesimi çıkarmadım, kafamı salladım. Bana ‘Dün burada bir komünisti aşağıya attılar. Cemil Kırbayır, şu ünlü Dev-Yol’cu olan çocuğu’ dedi. ‘Ne oldu’ diye sordum. O da ‘öldü ‘ dedi. Bu olaydan sonra beni Kars Kalesi’ne tekrar götürdüler. Oradaki arkadaşlara başımdan geçenleri, bekçinin söylediklerini anlattım. ‘Cemil Kırbayır’ı 3. kattan atmışlar’ dedim. Zaten oraya gelen duyumlar da öyleymiş.”
Komisyona ifade vermeye hazırım
12 Eylül darbesinden aylar sonra 9. Kolordu Komutanlığı Askerî Mahkemesi’ne çıkarılan Fevzi Çelik, “Askerî savcı bana suçumu sordu. Hakkımda dosya bile hazırlanmamıştı. Ben cevap olarak ‘Suçumu bilmiyorum. Buraya öğrenmeye geldim’ dedim. Savcı beni serbest bıraktı. Tekrar memleketime döndüm. Sonra beni askere aldılar. Tunceli’de askerliğimi tamamladım. 1985 yılının mayıs ayında Almanya’ya geldim ve burada hayatımı kurdum. Berfo Ana’yı televizyonda gördüm geçenlerde. Elinde Cemil Hoca’nın resmini görünce gözyaşlarımı tutamadım. Artık yeter bu kadar acı . Hoca için kurulan komisyona gelip ifademi vermek istiyorum. Suçlular cezasını çeksin ve Berfo ananın acısı son bulsun” dedi.
Gözler Meclis komisyonunda
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Dolmabahçe’de Cumartesi Anneleri’yle yaptığı görüşmenin ardından Meclis İnsan Hakları Komisyonu bünyesinde bir alt komisyon kurulmuştu. Faili meçhul cinayetleri araştıracak olan komisyon ilk olarak Tolga Deniz Ceylan’ın dosyasını tozlu raflardan indirdi. Komisyonun önümüzdeki günlerde Fevzi Çelik’i de tanık sıfatıyla dinleyebileceği belirtiliyor.